Tarım Bakanlığı: Kuduz vakası azalıyor
Hükümetin sokak hayvanlarına yönelik yasa teklifinde, ülkemizde kuduz vakalarının arttığı ileri sürülüyor. Ancak artan ‘kuduz vakası’ değil ‘kuduz riskli temas’.
Teklif’te Sağlık Bakanlığı’nın ‘kuduz riskli temas’ verilerine yer verilirken Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kuduz hastalığına ilişkin raporlarından söz edilmedi. O verilere göre ülkemizde hayvan kaynaklı kuduz hastalığı vakaları azalıyor. Evcil hayvanlarda 2018 yılında 437 olan kuduz vakası, 2023 yılında 86’ya geriledi, yabani hayvanlarda 2018 yılında 16 olan vaka sayısı, 2023 yılında 5’e düştü.
ORAL AŞIYLA KONTROL ALTINA ALINDI
Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Yalçın, Türkiye’nin kuduz haritasına ilişkin şu bilgiyi verdi:
“Ülkemizde görülen kuduz hastalığı yaban hayatı ve köpek kaynaklı olabilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre geçmişte köpek kaynaklı kuduz, Trakya, Ege ve Orta Anadolu dışındaki illerimizde görülüyordu, tilki kaynaklı kuduz ise geçen yıllarda Çanakkale, İzmir, Manisa, Aydın, Denizli ve Uşak olmak üzere Ege bölgesinde ve Orta Anadolu ile Doğuda bazı illerimizde görüldü. ‘Türkiye’de Kuduza Karşı Oral Aşı Temini Projesi’ kapsamında hastalık belirli oranda kontrol altına alınabildi. Son zamanlarda Doğu ve Güneydoğu illerimizde hastalık vakaları görülüyor.”
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi’nin sokak hayvanlarıyla ilgili rapor komisyonunda başkan yardımcılığı görevinde de bulunan Prof. Dr. Ebru Yalçın, Türkiye’de insanlarda yılda 1-2 kuduz vakası görüldüğünü belirtti. 2023 rakamı da 2.
Dünya Sağlık Örgütü’nün kuduz riski açısından Türkiye'yi ‘yüksek risk’ kategorisinde tanımlamasının sebebinin ‘kuduz vakalarındaki’ artış değil, ‘kuduz riskli temas bildirimlerindeki’ artış olduğuna dikkat çeken Yalçın, “Kuduz hastalığının önlenmesi toplumu korkutarak değil bilinçlendirerek sağlanabilir.” dedi.
RİSKLİ TEMAS NASIL ARTTI?
Ülkemizde kuduz vakaları düşerken ‘riskli temas’ nasıl artıyor? Prof. Dr. Yalçın, kuduz şüpheli vakaların çoğunun aslında gerçekte kuduz riski içermediğine dikkat çekti ve şöyle sürdürdü: “İnsanları yapılan haberlerle o kadar çok korkuttular ki… Her vakaya kuduz aşısı yapıldı.
“Eğer bir insan ısırılır ya da tırmalanırsa her ihtimale karşı kuduz aşısı yapılır. Köpeğin sahipli ya da sahipsiz olması fark etmez. Sadece köpek değil kedi, yarasa, eşek, at, fare ısırmalarında da kuduz aşısı yapılır. “Diyelim ki sahipli bir köpek tarafından ısırıldınız ancak kuduz aşısının zamanı geçmiş ya da köpek sahibi kuduz aşısını karnesinde ibraz edemedi. Bu durumda bu köpek kuduz riskli sayılır.”
YABANİ HAYVANLARI UZAK TUTUYORLAR
Türkiye Veteriner Hekimler Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, geçen hafta Meclis Komisyonu’nda yaptığı konuşmada dikkat çekici bir uyarıda bulundu. Kırsal bölgeler başta olmak üzere yaban hayvanlarının yerleşim bölgelerine sokmayan köpeklerin fiziksel olarak bariyer görevi yaptıklarını dile getiren Arslan şöyle sürdürdü:
“İtlafla kırsal alanlarda köpeklerin toplatılarak, oluşturdukları bariyerin ortadan kaldırılması ile bu kanun taslağına gerekçe yapılan kuduz hastalığının tilki, çakal veya diğer yabani hayvanlarla evcil hayvanlara ve insanlara bulaşması sonucunu getireceği unutulmamalıdır. Sokaklarda bizlerle birlikte yaşayan kedi ve köpekler, ayrıca kemirgenler ve yılan gibi hayvanları insanların yaşam alanlarından uzak tutmaktadır.”
WOAH: KUDUZLA MÜCADELEYE ZARAR VERİR
“Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’nün, bilinenin aksine, kuduz kontrolü açısından sahipsiz köpeklerin itlaf edilmelerine geniş ölçüde karşı çıktığını anlatan Arslan, WOAH raporundan şu paragrafı aktardı:
“Köpek kaynaklı kuduzu kontrol altına almakta kitlesel olarak yapılan aşılamaların etkili olduğu defalarca gösterilirken, köpeklerin yok edilmesinin ise uzun vadede köpek yoğunluğunu azaltmadığı veya kuduzu kontrol altına almada başarılı olmadığı açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle toplu köpek itlafları kuduz kontrol stratejisinin bir parçası olmamalıdır. Bu strateji etkili olmadığı gibi sahipsiz köpekler hedef alındığında aşılama programlarına zarar verebilmektedir.”
‘HALK SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ’
Bu tarz itlaflarda en çok kısırlaştırılmış, aşılanmış ve insanlarla beraber yaşamaya alışmış hayvanların yok edildiğini anımsatan Arslan, şöyle konuştu:
“Bu itlaf, sürü bağışıklığını doğrudan azaltmakta ve yerel popülasyonu kuduz bulaşma riski açısından daha büyük tehlikeye sokmaktadır. Halk sağlığı ve güvenliği için atılacak bu türden yanlış adımlar daha büyük tehlikelere yol açabilecek, insanlar ile yakın teması olmayan saldırgan sahipsiz hayvanları, insanlar ile karşı karşıya bırakacaktır.”