Tartışma büyüyor:‘Yaşayan en büyük’ konusu derin
Milliyet Kitap’ın, düzenlediği anketle Hilmi Yavuz’u “yaşayan en büyük şair” olarak seçmesi üzerine tartışmalar büyümeye başladı. Aydınlık’a görüşlerini aktaran yazar Seyyit Nezir, 1990’lardan bu yana gelinen süreci anlattı. Yazar Seyyit Nezir’in değerlendirmelerini sunuyoruz:
Hilmi Yavuz’un fenomen oluşu 1990’da Enver Ercan’ın onunla Broy Dergisi için söyleşisine kadar gider. Yavuz; postmodernizmi benimsediğini belirttiği söyleşide, Cumhuriyetçi / ulusalcı karşıtı neoliberal / İslâmcı eğilimlerle Türkiye’de Yeni Ortaçağ’ın taşlarını döşeyen ittifak arayışlarını “Türk şiirini onarıyorum” çıkışıyla duyurmuştu. Daha sonra Zaman’da yazmaya başladı, pek çok yazar ve aydını ayartmaya yöneldi. Nitekim 1994 baharında, PEN Genel Kurulu sonrasında Yılmaz Onay’la birlikte kaleme aldığımız, 15 kadar yazar arkadaşın da imzalarıyla katıldığı bir bildiride, “yazarın dünya karşısında yaşamı ve yapıtı ile bütünleşik sorumluluğunu” vurgulayarak Hilmi Yavuz’un yönelişini isim vermeksizin değerlendirmiştik. Özellikle 28 Şubat sonrasında Yavuz’un laiklik ve Cumhuriyet karşısında tutumu daha bir açık seçiklik kazanmıştı. Sonraki gelişmeler herkesçe az çok biliniyor ve yazılıyor.
Geçtiğimiz Eylül - Ekim aylarında neoliberal yönelimlerin t24 merkezli ve sanat - kültür sorunları üzerinden liberal gösterip emperyal vuran bir saldırıyla yeni bir aydın kamplaşması başlatacakları az çok belli olmuştu. Türkçe tartışması olarak yola çıkıp genelleşmesi tasarlanan çatışmanın Hilmi Yavuz odağında yükseleceğini öngörerek önce Aydınlık’ta, ardından Üvercinka’daki yazılarla vakit geçirmeden konuyu ele aldım. Öteden beri Enver Ercan ve Metin Celâl’le birlikte her türlü postmodern mafiyöz ittifakın merkezinde yer almaktan geri durmayan Metin Cengiz, Şiirden dergisinin sayfalarını ardına kadar üstada açarak, Yavuz’un “Sultanü’ş Şuara” seçilişine giden yolun dijital linklerle buluşacak raylarını döşedi. Yavuz Şiirinin Esansı yazımda konuyu ivedilikle Aydınlık okurlarına taşıdım.
Tam da beklendiği gibi, birkaç gün önce, aralarında Ahmet Ümit, Cem Erciyes, Doğan Hızlan, Haydar Ergülen, Metin Celâl, Murat Yalçın, Müge İplikçi, Semih Gümüş, Şebnem İşigüzel, Tuğrul Eryılmaz adlarının da yer aldığı 50 kişilik Seçici Kurul, daha önce Gülten Akın’ın seçildiği süreçte, “Yaşayan En Büyük Türk Şairi” seçiminin yanlışlığını öne süren Hilmi Yavuz’u, “Türkçe şiirin bütün şairleri” içinde “Yaşayan En Büyük Türkçe Şair” seçmeye niyet ettiyse de, son anda kimi yandaşlarını sözüm ona tedirgin etmemek üzere, “Türkçe” yerine “Türk” sözünde karar kıldı.
Tartışma gitgide yayılıp büyüyecek elbette... Gülten Akın’ın ölümünden bu yana sinsice bekleyenler, böyle bir atak için kolladıkları en uygun günün geldiğini düşünerek Hilmi Yavuz’un yeni aldatmalarını sürdürmek için “Sultanü’ş Şuara”yı Yeni Ortaçağ'ın zorba zembiliyle ansızın indirdiler. Yağma yok! Türk şiirini Gülten Akın’ın savaşçı çizgisinden teslimiyete geriletme çabalarını hüsran bekliyor.