Tasarrufsuz çözümler maliyeti artırır
Prof. Dr. Hüseyin Toros ‘İSKİ’nin mutlaka bir B, C, D senaryosu vardır ama bizim A senaryosunun gereğini, yani normal İstanbul barajlarının tüketime yetmesini sağlayacak şekilde su tüketimini azaltmamız, halkımızı eğitmemiz gerekiyor.” dedi
İstanbul’un su sıkıntısı gün geçmiyor ki manşetlere taşınmasın. Ancak İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa ‘İstanbul’da 2023’te su sıkıntısı yok’ açıklaması yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros ise “İSKİ’nin mutlaka bir B, C, D senaryosu vardır ama bizim A senaryosunun gereğini, yani normal İstanbul barajlarının tüketime yetmesini sağlayacak şekilde su tüketimini azaltmamız, halkımızı eğitmemiz gerekiyor.” dedi.
Bu sene ocak, şubat, mart aylarında su tüketiminin az olduğunu anımsatan Toros, şöyle konuştu: “Martta güzel yağmur aldık, İstanbul barajları artık doluyor, dedik, haziranda su tüketimi birden arttı. Kamuoyu rahatladı. Oysa kamuoyunu bir tedbire yöneltmek lazım. Barajlarda üç aylık su var. Bilinçsiz tüketimle bunu bir ayda da bitirirsiniz.”
B PLANI MELEN
-
İstanbul’da su sıkıntısı yok mu?
Barajlarda yaklaşık üç aylık su var. Üç ay demek eylül, ekim, kasım demek. Üç ay da Melen'den gelse, aralık, ocak, şubat demek. İSKİ’nin B senaryosu Melen. Ancak bu, maliyeti artırıyor. 100 kilometre uzaktan getiriyoruz.
Kişi başı günlük su tüketimiz 200 litre, çok fazla. Bu tür yayınlarla, hazır barajdaki su seviyesi düşmüşken kamuoyunda farkındalık, bilinç oluşturalım. Vatandaşa ‘Nasıl olsa su sıkıntısı yokmuş’ dedirtmeyelim, tasarruf yapmasını sağlayalım.
MALİYETİ TÜKETİCİYE YANSIYACAKTIR
-
İSKİ Genel Müdürü Başa da bir demecinde “Bir yıl İstanbul’da hiç yağmur yağmasa bile şehrin bir yıllık suyunu Melen’den karşılayabiliyoruz” dedi.
Sekiz ayda 500 milyon metreküp getirdiysek, yine rahat bir şekilde getirebiliriz. Ama maliyeti düşünmek lazım. Barajdaki su seviyesi düştükçe de maliyet artıyor. Bir müddet sübvanse eder, sonra maliyet tüketiciye yansıyacaktır.
Tedbirler alınıyor ama halkın tüketimini düşürmemiz lazım. 50 litre suyla duş alıyorsanız bunu 10 litreye düşürün. Elinizi en fazla yarım litre suyla yıkayın. Belki dizilerde işlenmesi lazım konunun. Filmlerde yer alması lazım. Bu mecralarda yer alması gerekiyor ki etkili olsun.
BARAJLAR DOLU OLSA DA YETMİYOR
Barajlarımızın toplam hacmi 860 milyon metreküp, yıllık su tüketimimiz 1 milyar 100 milyon metreküp. Tam da olsa yetmiyor zaten. Niye yetmiyor? Çünkü tüketim fazla. Yüzde 50 düşürsek, İstanbul’da 3 milyon değil de günlük 1 milyon 600 metreküp su kullanırız. Belki 800’e, 900’e düşürebiliriz.
Belediyeden bağımsız olarak düşünmek lazım. Çünkü bu uzun vadeli bir çözüm. Bugün A belediyesi var, yarın B Belediyesi olabilir. Siyasi konuları bir kenara bırakıp, kamuoyunda bir bilinçlendirme, tüketim alışkanlığı kazandırmamız, yeni bir kültür yaratmamız lazım.
HİÇ KİMSE ZARAR ETMEYECEK!
Cebimize katkı sağlayacak. Hiç kimse zarar etmeyecek. Sadece musluğu kapatacağız, su damlıyorsa tamir edeceğiz. Belki apartmanlarda, sitede yağmur hasadı kültürü oluşturacağız. Okullarda, dizilerde, gençliğin ilgisini çekebilecek mecralarda konuyu gündeme getireceğiz. Herkesi, suda nasıl tasarruf ederim, bunu düşünmeye, kafa yormaya yöneltelim. Mesela sifonlarda bastığımız zaman üç litre, beş litre su akıyor, onu kaç litreye düşürebilirim? Orada bir tane daha düğme olsa, basılı tuttuğu sürece su akarsa çekince bıraksa, bu çok basit bir küçük düzenekle yapılabilir.
Bizim insanımız sıkıştığı zaman çözüm üretir. Çözüm üretmek lazım. Hepimiz; devlet, millet, öğrenci, öğretmen, siz biz hepimiz bunu çalışmamız gerekiyor. Herkes kendi çapında çözüm üretebilir. Kafa yormak lazım. Sizin yaptığınız yayınlar falan belki oraya doğru götürecek insanları.
Kamuoyunu bazen ödüllendirmek lazım. Kademeli ücretlendirme olsa siz aylık 200 lira gelen faturayı, biraz azaltsanız 150 lira gelecek. Ne yaparsınız? Azaltmaya devam edersiniz.
TARIMDA SU YAĞMASININ ÖNÜNE GEÇİLMELİ!
-
Tarımda da aşırı su kullanımı var?
Kesinlikle Geçenlerde Mersin Toroslar'daydım. Göletler yapılmış, Tarım Kredi Kooperatifi'ne devredilmiş. Kendileri işletiyor. Nasıl ücretlendiriliyor, biliyor musunuz? Dönüm başı! Yani siz 100 ton da kullansanız 1 milyon ton da kullansanız, 10 ton da kullansanız dönüm başı ücret ödüyorsunuz. Bakkala aylık 100 lira ödüyorsunuz, ondan sonra ne alırsanız alın gibi. Su yağması oluyor. Bunun önüne geçmek lazım.
SU PLANLAMASI YAPILMALI
Kimse konfor alanı dışına çıkmak istemiyor. Bu sene susuz kaldı oralar. Geçen sene söyledim, bir şey olmaz diyorlardı ‘kim uğraşacak’ diyorlardı. Susuz kaldığın zaman hepiniz cezasını çekiyorsunuz… Su planlaması yapmak lazım. Mesela Konya ovasında ne kadar su tüketiliyor, ne kadar yağmur hasadı yapabiliriz diye düşünmek gerekiyor… İstanbul'da bazen görüyorum öğle sıcağında bahçe sulanıyor, su buharlaşıp gidiyor. Öğlen sıcağında, toprak sıcak, hava sıcak… Havanın serin olduğu, rüzgarsız olduğu havada sulanacak. Alışkanlığı yıkmak da zor.
Damlama sulama var, sızma var. Zorlukları da var ama devlet destek de veriyor… Çözüm üretelim. Su alışkanlıklarımızı değiştirelim.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SU İHTİYACINI ARTIRIYOR
-
İklim değişikliği sorunu büyüyecek mi?
Bugün yaşadığımızın daha büyüğüyle karşılaşacağız. Daha fazla su ihtiyacımız olacak. Etrafımızda bitkilerin daha fazla su ihtiyacı olacak, topraktaki veya göletlerdeki su daha çabuk buharlaşacak. Su tasarrufuna alışmamız lazım. Kısa zamanda yapmak belki zor. Özellikle gençlerin alışkanlığını değiştirecek, onlara hitap eden yayınlar yapılmalı.
İSKİ'nin mutlaka A, B, C senaryosu vardır. Ama ‘zaten sıkıntı yokmuş, niye kendimizi sıkalım’ dedirtmeyelim. Poster çalışmaları falan yapmışlar. Ama bu belki tam kamuoyuna yansımıyor. Her açıklamada vurgulanmalı.