Tatar: 3D yoksa müzakere yok

Ulusal Kanal’da Yeşim Eryılmaz'ın sunduğu Gün Ortası programına telefon ile katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabaları kapsamında Türk tarafının "3D" olarak adlandırdığı “doğrudan uçuş, doğrudan ticaret ve doğrudan temas” taleplerinin karşılanmaması durumunda, müzakerelerin olamayacağını vurguladı.

Tatar, BM Genel Sekreteri’nin de katılacağı Rumlarla 3’lü bir görüşme talebine ise, “Bizleri federal yapıya çekmek için yaptıkları bir oyundur.” dedi.

KIBRIS TÜRK’Ü AMBARGO ALTINDA

“Erdoğan’ın sadece konuşması bile bize büyük bir güç vermiştir. Biz sesimizi duyuramıyoruz. Rumlar burada istediği konuşmayı yapar, biz yapmayız. Bundan daha büyük bir insafsızlık, eşitsizlik olamaz. Biz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağıyız. Osmanlı denetimi ve egemenliğinde olan Kıbrıs adasının esas sahipleri Kıbrıs Türkleridir. İngiliz döneminde Rum kesiminin 100 binlerden 450 binlere arttırılmasıyla güya Yunan adasıymış ve Yunan’a bağlanması için Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yapılan saldırıları hepimiz görüyoruz.

"1964 yılından bu yana Kıbrıs Türk’ü tehcir altındadır. Kıbrıs Türk’ü ambargo altında ve sesini duyuramıyor. Hala üzerimizde bir takım oyunlar oynanmakta. Orası Avrupa birliği adası olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti de Avrupa’da olmadığı için, Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluşundaki anlaşmalarda “Türkiye ve Yunanistan birlikte üye oldular bir devlet olarak.” denildiği halde bütün bunlara meydan okuyorlar.

"Türkiyesiz olmak ve Türkiye ile bağlarını kopartmak istiyorlar. Türk askerini adadan çekmek istiyorlar. Bunlara karşı direniyoruz. Kıbrıs Türk’ü asla böyle bir şeyi onaylamayacak, bir anlaşma olacaksa iki eşit halk tarafından olmalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi; “Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı devlet var.”

"İki egemen devletin işbirliği ile anlaşmalar olmalıdır. Türk, Yunan ilişkileri bakımından da eşitlik ve siyasi istikrarın sürmesi çok önemli. Aksi takdirde bölgedeki jeopolitik, stratejik gelişmeler Türkiye aleyhine dönüşür. Türkiye’nin oradan askerini çekmesi durumunda Mavi Vatanın güvenliği de etkilenir. Zaten böyle bir şeye yapılması mümkün değil.”

‘3D FORMÜLÜ YOKSA, MÜZAKERE YOK’

Tatar, Eryılmaz'ın “28 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir görüşmeniz olacak, cebinizdeki 3D formülü nedir? Türk tarafı ne bekliyor bu görüşmeden?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“3D (Direkt uçuş, direkt temas, direkt ticaret) egemenliğimizin kabul edilebileceği anlamında olabileceği için böyle bir öneri sunmuştuk. Müzakere ancak bunların gerçekleşmesiyle olur demiştik. Ambargolar ve tecritin son bulması lazım. Bunun açık ifadesi bu. Ben şimdi cumhurbaşkanı olarak görüşemem çünkü Avrupa Birliği hemen müdahale eder, “Bu tanınmamış bir devletin cumhurbaşkanıdır, Türkiye’nin işgali altındaki bir bölgedir, sahte devletin cumhurbaşkanıdır.“ şeklinde bütün dünyaya karşı böyle bir saldırıyla önümüzü tıkadılar.

"Bu bir hukuksuzluk ama yapıyorlar. Dolayısıyla biz Türkiye’ye müteşekkiriz. Enerji kaynakları bakımından Türkiye’nin de kendi hakları vardır. Bunların peşindeyiz ve asla yedirtmeyiz. Kıbrıs adası Anadolu'nun bir uzantısıdır. Jeopolitik ve stratejik değeri vardır. Türkiye devletiyle bu siyaseti sürdürmemiz çok büyük bir kazançtır.”

‘3’LÜ GÖRÜŞME OYUNUNA GELMEYİZ’

“BM Genel Sekreteri’nin de katılacağı Rumlarla 3’lü bir görüşme talebi ise, bizleri federal yapıya çekmek için yaptıkları bir oyundur. Bunun diplomaside kuralları var, bunları biliyoruz. Benden önceki cumhurbaşkanının geldiği noktadaki pozisyonun devamı olması için. Bunu açık ve net belirtiyorlar.

“Kaldığımız yerden devam edelim” diyorlar. Bu “kaldığımız yerde” egemenlik yok. 0 asker 0 garantiye kadar işi getirmişler. Yani Türkiye’nin garantörlüğü son bulacak, Türk askerini adadan çekecek. Tamamiyle Avrupa Birliği’ne giren bir ada olacak. Avrupa Birliği’nde yerleşime, sermayeye, nüfusa engel yok. Öyle bir anlaşma durumunda 15 sene sonra bakacaksınız ki Rum ve Avrupa ikilisi Kıbrıs’ın kuzey bölümünü tamamen işgal edecek. Biz azınlık durumuna düşüp, asimile olup biteceğiz. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimizi kendilerine ifade ediyoruz.”