Tedarikte güçlü bir aktör yapacak adımlar bekleniyor
Bakan Elvan, ekonomik reformların martın ikinci haftasında açıklanacağını bildirdi. Geçen süreçte işveren örgütleri, işçi sendikaları ve esnafla görüşüldü, talepler toplandı. Paketle birlikte değişen tedarik zincirinde Türkiye'yi güçlü bir aktör yapacak adımlar bekleniyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan reform paketlerinin açıklanmaya başlayacağını bildirdi. Bu açıklamanın ardından Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, dün sabah Twitter hesabından yaptığı duyuruda "ekonomik reform" çalışmalarında sona geldiklerini belirterek, "Reform politikalarımızın detaylarını Sayın Cumhurbaşkanı'mız mart ayının ikinci haftasında kamuoyuyla paylaşacak. 2021 reformlar yılı olacak" ifadelerini kullandı. Elvan, "2021 yılı reformlar yılı olacak" dedi. Elvan geçen günlerde Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) heyetlerini kabul etti. Bundan önce TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD, ASKON gibi çok sayıda iş dünyası örgütü ile görüşmeler yapan Bakan Elvan, açıklanacak reform paketine ilişkin hem işveren hem de işçi kesiminin taleplerini not etti.
MODELİ DEĞİŞTİRMELİYİZ
Talepler sonrası reform paketine son halin verilmeye başlandığı bildirildi. Danışmanları ile geç saatlere kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda titiz bir çalışma yürüten ve bu süreçte medya yoluyla iletişim kurarak algı yönetmek yerine somut adımları içeren reform paketiyle kamuoyunun karşısına çıkmak isteyen Bakan Elvan'dan beklentileri büyük. Çünkü gerek dijitalleşme, gerek konteyner bahanesi altında salgın sonrası yeni bir ticaret savaşının başlaması, gerekse RCEP ve Yeşil Mutabakat ile yeni bir ekonomik bloklaşmanın artık iyice belirginleşmesi Türkiye'nin olgunlaşan yeni düzende ekonomisine yeni bir rota çizmesi gerekiyor. Türkiye ekonomisi bugüne kadar dış kaynakla büyümeden yana tercihini kullandı. Büyümenin kaynakları reel sektörden ziyade dış borçlanmaya, finans sektörüne ve hizmetlere dayandı. Bu ilişki zaman içinde hem istikrarlı ve yeterli istihdam artışının sağlanmasına engel oldu hem de dış dengesizliklere ve ekonomik kırılganlığa neden oldu. 2018'deki Bronsun krizi ve 2020'deki Kovid-19 krizi dönemlerinde ekonomide şoklar yaşandı. Nitekim Türkiye gerek reel sektörünü gerekse iç pazarını desteklemek için 2018'deki şoktan bu yana net rezervlerini harcama eğilimine girdi. Gelinen noktada ülke reform paketi yerine rezervleri konuşur duruma düştü. 10 Kasım'da ekonomi yönetimi değiştiğinde “Piyasaya teslimiyet ülkeyi cendereye atar” uyarımızla ekonomide bir model değişiminin gerektiğini vurguladık.
ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇİŞ ŞART
Sanayici kesimler ekonomik büyümenin doğası gereği oynak olan ve kriz nedeniyle daralmış bulunan küresel finansal sermaye akımlarına dayandırılması yerine, istikrarlı istihdam artışı ve ekonominin genelinde verimlilik artışı sağlayan üretim ekonomisine dönüşme zorunluluğunu ifade ediyorlar. Bu söylem İstanbul Sanayi Odası, Ankara Sanayi Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Adana Sanayi Odası başkanlarınca geçen dönemde sıkça dillendirildi. Hatta TÜSİAD'ın Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan da yaptığı YİK konuşmalarında “üretim ekonomisi” vurgusunu birkaç kez dile getirdi. İş dünyası, reform paketiyle birlikte, Türkiye'yi değişen uluslararası tedarik sisteminde güçlü bir aktörü yapacak adımların atılmasını bekliyor. Bu yönde somut adımlar gelmezse adına reform verilen paketin de önceki dönemlerle açıklanan mikro teşviklerden öteye gitmeyeceği belirtiliyor. Yeni ekonomiye uyum anlamında iş dünyasının bir beklentisi de Paris Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylaması. Çünkü Çin, 2060'da nötr emisyon hedefi koymuşken Türkiye'nin rekabet avantajını koruyabilmesi için yeşil dönüşüm temelinde yeni bir kalkınma hikaye yazması elzem. Bu reform paketiyle hangi sektörlerin önceleyeceğinin de belirlenmesi bekleniyor. Ekonomistlerin yorumları, makro hedeflerin açıklanacağı paket sonrası mikro reformların bunlarla uyumlu olarak devreye alınmasının piyasalara da güven vereceği şeklinde. Edindiğimiz bilgilere göre, bu yıl reel sektöre ucuz kaynak sağlama mecali kalmayan Ankara'nın özel sektörün elini rahatlatacak bir takım adımları öncelikli olarak devreye alacak.
İHRACATÇIYA MÜJDELİ HABER
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), döviz pozisyonunu etkileyen işlemlerin TCMB tarafından izlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelikte değişiklik yapıldı. Resmi Gazete'de yayınlanan karara göre, kredisi 15 milyon dolar ve üstündeki firmaların döviz işlemlerine ilişkin bağımsız denetim yaptırma zorunluluğu kaldırıldı. Firmalar 15 milyon dolar olan ve bunu aşan kredileri de, aylık olarak TCMB'ye bildirecek. TCMB Başkanı Naci Ağbal ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı (TİM) İsmail Gülle önceki gün bir araya gelmişti. Bu görüşmenin ardından düzenlemenin yapılması yukarıda ifade ettiğimiz üzere iş dünyasının elini rahatlatacak adımların atılmaya başlandığının somut göstergesi.