Tekstil işçilerinin talebi: Güvenceli iş şiddetsiz bir yaşam
CPS TEKSTİL işçileri, fabrikanın uzun süredir üretim yapmaması ve içerdeki alacaklarının ödenmesi için yürüttükleri mücadele devam ediyor. CPS TEKSTİL’in Kocaeli Çayırova’da yer alan diğer fabrikası önünde her gün eylemlerini sürdüren işçiler, işverenin tazminatlarını bir an önce ödemesini bekliyor.
Yarısı kadınlardan oluşan CPS TEKSTİL işçileriyle dayanışma içinde olan DERİTEKS Sendikası dün işçilerle birlikte 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla basın açıklaması yaptı. DERİTEKS Sendikası Kadın Komisyonu tarafından yapılan açıklamada çalışma hayatında kadın-erkek ayrımının son bulmasını ve işyerinde şiddet, taciz, baskının bitmesini istedi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Biz kadınlar, içinde yaşadığımız erkek egemen sistemde her gün, her an ayrımcılıkla, baskıyla, çok çeşitli yasaklarla karşılaşıyoruz. Hem evde hem işte bizlere dayatılan toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele ederken diğer yandan da işyerlerinde cinsel tacize, şiddete uğruyor, mobbinge maruz kalıyoruz. Aynı işi yapmamıza rağmen erkek arkadaşlarımızdan daha düşük ücret alıyoruz. Kriz dönemlerinde ilk işten çıkarılanlar listesinde biz işçi kadınlar yer alıyoruz.
“Çalışma yaşamı içerisinde kadın olduğumuz için uğradığımız ayrımcılıklarla mücadele etmeye çalışırken Kovid-19 salgını tüm dünya milyonları etkiledi. İş ve okul hayatlarının evlere taşınmasından olumsuz etkilenen kesimlerin başında da biz kadınlar geliyoruz.”
KADINLAR SALGINDAN DAHA ÇOK ETKİLENDİ
Salgının kadınlar üzerinde ciddi ekonomik ve sosyal etkileri bulunduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi: “Daha önceki krizlerde olduğu gibi, bu krizin de biz kadınların işgücü piyasasındaki dezavantajlı konumunu daha da kötüleştirmesi, karşılıksız bakım emeğini ve ev işi yükünün artırmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte salgın döneminde sadece kadınların bakım yükümlülükleri ve ev işlerine harcamak zorunda kaldıkları zaman değil, kadına yönelik şiddet de artıyor. Taciz, şiddet günlük yaşamımızdadır. Yalnızca sokakta, işyerinde, evde değil, dinlenme fırsatı bulduğumuz ufak bir anda izlediğimiz dizilerde, okuduğumuz gazetelerde de sürekli olarak kadın şiddet görmekte, tecavüze uğramakta, taciz edilmektedir.
“Kadınların etkin korunması için tedbir kararları ile 6824 sayılı yasa tam ve etkin olarak uygulanmalıdır. Pandemi döneminde özellikle iş, ev, çocuk ve yaşlı bakımı ile çocukların eğitim sürecine de destek olan kadınların üzerindeki yükün hafifletilmesi, teşvik ve destek paketlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi gerekmektedir.”
‘HER ŞEY KADINLARIN ELİNDE’
Tüm bu sorunlara karşı kadınların birleşerek güçlü olması gerektiği belirtilen açıklama şöyle devam etti: “Kadın kimliğine yönelik her türlü saldırgan tutumun önüne geçmek yine kadınların elindedir. Bu nedenle kadınlar sendikalara üye olmalı, aktif olarak yer almalı ve sorunlarına ortak çözümler üretmelidir. Direnişlerde en kararlı, en istikrarlı işçilerin kadın işçiler olması tesadüf değildir. Yıllarca uğradıkları tüm baskılara, yaşadıkları zorluklara, önüne konan tüm engeller rağmen örgütleniyor, öğreniyor, öğretiyorlar.”0
EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET
Açıklamada talepler de yer aldı:
Güvenceli ve sendikalı bir iş, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz.
Kadınların çalışma hayatına katılmasının önündeki engelleri kaldıracak kadın istihdam politikalarının hayata geçirilmesini istiyoruz.
Kamuya ait, ücretsiz olarak yararlanacağımız kreşler, yaşlı ve hastalar için gündüz bakım evleri istiyoruz.
Çalışma yaşamındaki kadın-erkek ayrımının ortadan kaldırılmasını ve eşdeğerde işe eşit ücret istiyoruz.
Örgütlenme hakkımızın güvence altına alınmasını istiyoruz. Sendikal yaşama yönelik kısıtlamaların, örgütlenme önündeki engellerin ve yasakların kaldırılmasını talep ediyoruz.
Esnek, güvencesiz, düşük ücretle çalışmak istemiyoruz.
Şiddetten, tacizden, mobbingden arındırılmış işyerleri istiyoruz.
