Tel Aviv'de cadı kazanı fokurduyor: İşte tüm 'malzemeler'
Başbakan'dan savaş kabinesi üyelerine İsrail yönetimi birbirine girmiş durumda. Netanyahu ile Savunma Bakanı Gallant'ın artık birbiriyle konuşmaması, rehinelerin nasıl kurtarılacağı konusunda anlaşmazlıklar, ana muhalefetin suçlamaları, Bakanlar Kurulundan yapılan sızıntılar... Tel Aviv'de yok yok!
İsrail savaş kabinesi rehinelerin serbest bırakılması için HAMAS ile yapılabilecek olası anlaşma konusunda bölündü. İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'te yer alan haberde, kabinenin geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı toplantıda görüş ayrılıklarının “bir kez daha” gözler önüne serildiği belirtildi.
Habere göre ringin bir yanında yeni bir anlaşmaya varılması için HAMAS'a askeri baskı yapılması gerektiğinde ısrar eden iktidardaki Likud Partisinden birbiriyle kavgalı Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant; diğer yanında ise tüm rehinelerin serbest bırakılmasını garanti altına alabilecek farklı bir anlaşma isteyen ve “fikirleri değerlendirmeye hazır” oldukları bildirilen Ulusal Birlik Partisinden iki bakan Benny Gantz ve Gadi Eisenkot var.
REHİNELER İÇİN ASKERİ BASKI
Gazeteye konuşan bir kaynağa göre Netanyahu ve Gallant cumartesi günkü görüşmede HAMAS'ın Gazze Şeridi üzerindeki kontrolü sona ermeden askeri operasyonların durdurulmasının İsrail'in güvenlik çıkarlarına zarar vereceğini savundu. Haaretz'e konuşan bir hükümet kaynağı Katar ve Mısır'ın olası bir anlaşma için yürüttüğü arabuluculuktan şu ana kadar bir sonuç çıkmadığını, sunulan önerilerin ne HAMAS'ın ne de İsrail'in taleplerini karşıladığını söyledi.
Gazetenin haberine göre görüşmeler halen devam ediyor ancak arabulucular HAMAS ile İsrail arasındaki “uçurumu” kapatacak yeni bir öneriye henüz son şeklini veremedi. Zira kaynaklara bakılırsa HAMAS, Gazze'deki çatışmaların sona ermesini isterken, İsrail bunun yerine sınırlı bir insani yardım anlaşmasını hedefliyor.
Nitekim Filistinli grup son haftalarda birçok kez çatışmalar durdurulmadan herhangi bir anlaşma imzalamayacağını belirtmişti. İsrail Savunma Bakanı'nın önceki akşam sarfettiği “Ateşkes rehinelerin yaşamını tehlikeye atacaktır. Ateş kesilirse rehinelerin kaderi HAMAS'ın esareti altında uzun yıllar boyunca mühürlenmiş olacak. Askeri baskı olmadan kimse bizimle konuşmaz. Rehineleri ancak pozisyonumuz güçlüyle serbest bıraktırabiliriz.” sözleri, hükümetin de pozisyonunu koruduğunu gösteriyor.
LAPİD REHİNELER ÜZERİNDEN VURUYOR
Ancak Haaretz, Netanyahu'nun karşı konumunda yer alan bazı siyasetçilerin “anlaşma ihtimalini kurtarmak ve HAMAS'ı işbirliğine teşvik etmek için 'ezber bozan' fikirlere” işaret edeceğini de haberinde belirtti. Nitekim ana muhalefet lideri Yair Lapid, Netanyahu'nun üzerinde rehinelerin geri getirilmesi için artan baskından faydalanarak, 7 Ekim saldırısının 100. günü münasebetiyle Tel Aviv'de düzenlenen bir mitingde yaptığı konuşmada İsrail'in “Yahya Sinvar'ı şubat ayında bile öldürebileceğini” ve “rehinelerin hemen eve getirilmesi gerektiğini” söyledi. Lapid, muhalefetin rehinelerin lehine her türlü girişimi ve anlaşmayı destekleyeceğini de sözlerine ekledi.
ARTIK BİRBİRLERİYLE KONUŞMUYORLAR
Her ne kadar rehineleri kurtarmak için Gazze'deki saldırganlığın sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliğinde olsalar da Netanyahu ile Gallant'ın arasının iyi olmadığını birçok defalar sayfalarımıza taşımıştık. Ana muhalefet lideri Lapid'in pazartesi günü sarf ettiği sözlere bakılırsa ikilinin ilişkisi yeni bir boyut kazanmış gibi görünüyor.
Lapid, Başbakan ile Savunma Bakanı'nın artık birbirleriyle konuşmadıklarını öne sürerek İsrail hükümetini yerden yere vurdu. Gelecek Partisi (Yesh Atid) toplantısında konuşan Lapid, kabine toplantılarının “hesaplaşma, çatışma ve hiçbir yere varmayan tartışmaların yaşandığı utanç verici bir arena” olarak değerlendirilmeye devam edildiğini söyledi. Muhalefet liderine göre bakanlar, “Ordu komutanlarına karşı bir kışkırtma kampanyası” yürütüyor ve böylelikle “muhtemel görevden alınmaları haklı çıkarmaya çalışıyor”.
GALLANT ABD’NİN FİKRİNE YAKIN
İkili arasındaki yeni yeni kendini gösteren bir başka fikir ayrılığı da Gazze'nin geleceğiyle ilgili. Başbakan Netanyahu pek çok defa “Gazze'de savaş sonrasında bir Filistin yönetiminin iş başında olmasına karşı olduğunu" dile getirmiş, aksi yönde talepleri olan Beyaz Saray yönetimini çileden çıkarmıştı. Savunma Bakanı Gallant ise ABD yönetimiyle paralel bir çizgide gittiğini pazartesi akşamı yaptığı “Gazze’deki gelecek hükümet, Gazze Şeridi’nden büyümeli. Gazze Filistinliler tarafından yönetilecek. Askeri harekatın sonu siyasi bir eyleme bağlanmalı.” açıklamasıyla gösterdi.
PATLAMIŞ MISIR MESELESİ
Fakat meseleler burada bitmiyor. İsrail'de iktidarda bulunan Likud Partisinden Bölgesel İşbirliği Bakanı Dudi Amsalem pazartesi akşamı Ulusul Birlik Partisinden savaş kabinesi üyeleri Benny Gantz ve Hili Tropper'ı Bakanlar Kurulu toplantılarında konuşulan birtakım ayrıntıları medyaya sızdırmakla suçladı. İsrail parlamentosu (Knesset) genel kurulunda söz alan Amsalem, “Bir gerçeği açıklıyorum, kim sızdırdı? Ben bundan kimin fayda sağladığına bakarım. Size söylüyorum: Benim kafamda sızdıran onlar, Tropper ve Gantz. Çünkü bizi gülünç bir duruma sokmak istediler.” ifadelerini kullandı.
Amsalem, geçen hafta Bakan Miri Regev'in Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında patlamış mısır yediğine ilişkin yapılan sızıntılara atıfta bulunarak, “Yedi saat boyunca oturduğunuzda elbette biraz bir şeyler yersiniz” dedi. Bölgesel İşbirliği Bakanı bu sözlerinin ardından “tüm televizyon stüdyolarında kimin ne tür patlamış mısır yediği konusunda tartışmalar yaşandı.” suçlamasında bulundu.
'KARIN AĞRILARINIZI DİLE GETİRMENİZ ÖNEMLİ'
İthamlarla karşı karşıya kalan Bakan Hili Tropper söz alarak, Amsalem'i kabine toplantılarından sızan bilgilerle ilgili olarak yönelttiği suçlamalar nedeniyle kendisinden ve Gantz'dan özür dilemeye çağırdı. Tropper karşı saldırıya geçerek, “Siz nifak tohumları ekmeye devam edin. Biz bu dilden ve bu yoldan bıktık. Yine de karın ağrılarınızı dile getirmeniz önemliydi ancak tüm yedek askerleri ve kaçırılanların ailelerini düşünün. Daha temkinli ve daha az suçlayıcı olmanızı öneririm. Alaycı davranmaya, bölmeye ve parçalamaya gerek yok.” ifadelerini kullandı.
HEPSİ BİRBİRİNE GİRDİ
İsrail'de yayın yapan Yediot Ahronot 12 Ocak'ta yayınladığı haberde, bir gün önce düzenlenen kabine toplantısında Savunma Bakanı Yoav Galant ile kışkırtıcı açıklamalarıyla bilinen Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Bölgesel İşbirliği Bakanı David Amsalem ve Askeri Konsey Bakanı Benny Gantz arasında sert tartışmalar yaşandığını sayfalarına taşımıştı.
İlk münakaşanın Amsalem'in, Gantz'ı toplantılardaki müzakereleri medyaya sızdırmakla suçlamasıyla başladığı, Gantz'ın ise hakkındaki bu iddialara karşı, “medyaya bilgi sızdırmadığı ve yalan makinesine başvurmaya hazır olduğu” cevabını verdiği kaydedilmişti. Bunun üzerine Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ayağa kalktığı ve tartışmayı durdurmaya çalıştığı belirtilen haberde, söz dalaşının ardından Ben-Gvir ile Gallant arasında çok sert tartışmalar yaşandığı aktarılmıştı.
BEYAZ SARAY ÜZERİNDEKİ İSRAİL BASKISI ARTIYOR
ABD yayını Politico'nun haberine göre Başkan Joe Biden'ın Senatodaki üst düzey müttefiki Chris Coons, İsrail'e gelecekte yapılacak askeri yardımlara kısıtlamalar getirmeye istekli olduğunu ifade etti. Amerikan yayınının haberinde Senatör Coons'un, Biden'ın Filistin'e karşı yürütülen savaşın başlangıcından bu yana İsrail'e yaptığı koşulsuz askeri yardımı da üstü kapalı bir şekilde eleştirdiği aktarıldı. Habere göre bu durum, Senatodaki Biden yandaşlarının İsrail'in Gazze'deki “halkla ilişkiler felaketi” nedeniyle cezalandırılması için Beyaz Saray'a baskı yaptığının bir göstergesi.
Amerikan basınında sık sık Başkan Biden'ın Senatodaki gayri resmi temsilcisi ve en yakın müttefiki olarak nitelendirilen Senatör Coons'un, İsrail hükümetinin Gazze'ye yönelik saldırıları yönetme biçimini daha önce de eleştirdiği fakat bu ülkeye gelecekte yardım yapılıp yapılmayacağına dair soruları gündeme getirmesinin “daha önce görülmemiş bir durum” olduğu ifade edildi.
Haberde, Chris Coons'un Dünya Ekonomik Forumu'nda ABD'den silah transferini düzenleyen çeşitli yasa ve politikalara atıfta bulunarak “Yardımımızın koşulları var.” dediği, bunlar arasında Biden yönetimi tarafından başlatılan ve insan hakları ya da Uluslararası İnsancıl Hukukun ciddi şekilde ihlal edilme olasılığı bulunan yabancı ülkelere yapılan transferlerin kısıtlanmasını öngören bir direktifin de yer aldığı belirtildi. Senatör Coons'un İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve aşırılık yanlısı hükümetine karşı daha fazla tolerans gösterilmemesini istediği kaydedilirken, son günlerde sıkça dile getirilen “Biden'ın Netanyahu'ya karşı sabrı tükeniyor” söyleminin mimarının da Coons olduğu ifade edildi.