Telus’ta 30 işçi daha işten çıkarıldı

Kanadalı telekomünikasyon ve çağrı merkezi devi Telus’ta sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar hız kesmeden devam ediyor. Şirket, sendikalaşma mücadelesi veren işçileri hedef almaya devam ederken, son iki gün içinde 30 işçiyi daha işten çıkardı. İşten çıkarmalar, sendikal örgütlenmeyi engellemeye yönelik sistematik bir tasfiye hareketi olarak değerlendiriliyor. İşçiler, Buca Organize Sanayi Bölgesi’nde bir araya gelerek protesto düzenlerken, Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde düzenlenen dayanışma etkinliğinde mücadelelerini büyütme çağrısında bulundu.

‘BİLİNÇLİ BİR HAMLE’

İşten çıkarılan emekçiler, Telus’un küçülme bahanesiyle sendikal mücadeleyi kırmaya çalıştığını ve aslında sendikalı işçileri sistemli bir şekilde tasfiye ettiğini belirtti. İşçilerden Hasan Hüseyin Yavuz yaptığı açıklamada, “Telus yönetimi, işçi kıyımı yaparak mücadelemizi durdurabileceğini sanıyor. Ancak biz bu oyunu görüyoruz. Yüzlerce işçinin alın teriyle kâr eden bu şirket, bir yandan işçi çıkarırken, diğer yandan yeni iş ilanları açıyor, referansları arıyor. Bu bir küçülme değil, sendikal örgütlenmeyi yok etmeye yönelik bilinçli bir hamledir.” dedi.

Yavuz, işçilerin sendikal haklarını korumak için kararlı olduklarını vurgulayarak, “Bugün işten atılan arkadaşlarımızın yerine korkutulmuş, baskıya boyun eğen yeni işçiler almak istiyorlar. Ama biz bu plana teslim olmayacağız. Bu kıyımın hesabını soracağız.” ifadelerini kullandı.

SENDİKA VE İŞÇİLER KARARLI

Çağrı-İş Sendikası Genel Başkanı Cihan Sezer, Telus’un işçi haklarını ihlal ettiğini ve yasaları işveren lehine kullanarak sendikalaşma sürecini engellemeye çalıştığını belirtti. Sezer, dayanışma etkinliğinde yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

“Sermayedarlar işçilerin örgütsüzlüğünden cesaret alıyor. İşçilerin bir araya gelmesini engellemek için baskılarını artırıyorlar. Telus işçileri, sendikal yetki barajını aştı ve toplu sözleşme sürecine girmeye hak kazandı. Ancak işveren, süreci yargıya taşıyarak engellemelere devam etti. İşçileri yıldırmak için mobbing, baskı ve işten çıkarmalar devreye sokuldu. Sadece son iki gün içinde otuz işçi sudan sebeplerle işten çıkarıldı.” Sezer, Türkiye’de işçi haklarının giderek daha fazla ihlal edildiğini ve emekçilerin haklarını koruyabilmek için birlikte hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Telus’ta yaşananlar sadece bu işyerinin meselesi değildir. Türkiye’de işçilerin nasıl köleleştirilmeye çalışıldığını hepimiz görüyoruz. Eğer sessiz kalırsak, benzer süreçler başka işyerlerinde de yaşanacak.” dedi.

‘İŞ KOLUMUZ DEĞİŞTİRİLDİ’

İşten çıkarılan işçilerden Hasan Hüseyin Yavuz, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı: “Biz insanca koşullarda çalışmak, emeğimizin karşılığını almak için Çağrı-İş Sendikası ile örgütlenmeye başladık. Altı ay boyunca zorlu bir süreçten geçtik ve toplu sözleşme için gerekli yetkiyi aldık. Ancak şirket hemen iş kolumuzu değiştirerek yetkiye itiraz etti. Bizi yıldırmak için baskıyı artırdılar, arkadaşlarımızı işten çıkardılar. Bugün direnişimizin 64. günü ve biz hâlâ buradayız. Çünkü biz birlikte güçlüyüz ve birlikte kazanacağız.”

‘BASKILAR DAYANILMAZ HALE GELDİ’

Telus işçileri adına konuşan Serdar Şengel, çalışma koşullarının ağırlaştığını ve işçilerin sürekli gözetim altında tutulduğunu belirtti. “Biz burada sadece daha iyi bir maaş ya da daha iyi şartlar istemiyoruz. Biz, insan gibi muamele görmek istiyoruz. Şirketin baskıları dayanılmaz hâle geldi. Mola haklarımız kısıtlandı, sağlık sorunlarımıza rağmen çalışmaya zorlanıyoruz. Sendikalaşma sürecinde büyük bir başarı elde ettik ama işten çıkarmalar ve mobbinglerle yıldırılmaya çalışılıyoruz.” dedi. Şengel, ayrıca çalışma saatlerinin keyfi şekilde artırıldığını, işçilerin yoğun stres altında bırakıldığını ve bu durumun psikolojik baskıyı artırdığını ifade etti.