Temiz hava Alzheimer riskini azaltıyor
Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Şahiner, ‘Motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazlar ve havada asılı kalabilen parçacıkların düzeyini en az 10 yıl düşük tutabilirsek, Alzheimer hastalığı riskini yüzde 14 azaltabiliriz’ dedi
Temiz hava Alzheimer riskini yüzde 14 azaltıyor. Türkiye Alzheimer Derneği, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü sebebiyle bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda hava kirliliğinin Alzheimer hastalığına etkisine ilişkin son yapılan çalışmaların verileri de paylaşıldı.
Şişli Gündüz Yaşam Evi’nde düzenlenen toplantıya, Prof. Dr. Başar Bilgiç, Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Prof. Dr. Türker Şahiner, Prof. Dr. Barış Topçular, Doç. Dr. Nil Tekin, Dr. Öğr. Üyesi Bedia Samancı, Dernek Müdürü Füsun Kocaman ve Dernek Başkan Yardımcısı Ayşin Ekşioğlu katıldı. Toplantıya dernek üyeleri ve hasta yakınları da katıldı.
Toplantıda hava kirliliğinin Alzheimer üzerindeki etkisi ile ilgili konuşan Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Şahiner, önemli veriler paylaştı. Dünyada giderek artan hava kirliliğinin bunama hastalığı için ciddi bir risk etkeni olduğunun giderek kabul gördüğünü vurgulayan Prof. Dr. Şahiner, Dünya Alzheimer Kongresi’nde bu konuda sunulan ve 10 yılı aşkın süreli izlem sonuçları olan bir çalışmayı aktardı:
“Bu araştırma; motorlu araçlardan kaynaklanan zehirli gazlar (NO2) ve havada asılı kalabilen çok küçük parçacıkların (PM 2,5) düzeyini en az 10 yıl olacak şekilde düşük tutabilirsek, Alzheimer hastalığı riskini yüzde 14 azaltabileceğimizi gösterdi. Benzer bir şekilde Fransa’da yapılan bir başka çalışma ise sadece çok küçük parçacıkların (PM 2,5) havada azalması ile tüm bunamaların yüzde 15 düzeyinde azaltılabileceğini gösterdi.”
Havada salınan zehirli atıkların kan-beyin bariyerine bağlanarak beyinde mikrobik olmayan bir iltihabi reaksiyona neden olduğunu ve Alzheimer hastalarının beyninde biriken Beta-Amiloid protein düzeylerini yükselttiğini belirten Prof. Dr. Şahiner, “Tüm bu sonuçlar, bunama riskimizi düşürmek için temiz hava solumamız gerektiğini ve içten yanmalı motorların yerine elektrik motorlarının kullanılması ve çevreci enerji kaynaklarına yönelmemiz gerektiğini göstermektedir” mesajını verdi.
TEDAVİDE YENİ DÖNEM BAŞLAYABİLİR
Alzheimer hastalığının tedavisi ile ilgili önemli açıklamalar yapan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Başar Bilgiç, erken dönemdeki Alzheimer hastalarında başarılı sonuçlar veren yeni ilaçlar hakkında konuştu. Alzheimer tedavisinde yeni bir dönemin başlayabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Bilgiç, konu ile ilgili şunları söyledi:
“2021 yılı ortasında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) aducanumab adlı bir ilaca şartlı onay vererek erken dönemdeki Alzheimer hastalarında kullanılabileceğine karar verdi. Bahsi geçen ilaç, Alzheimer hastalığında, henüz hastaların şikayetleri başlamadan beyinde birikmeye başlayan bir protein olan “amiloid”i etkin bir şekilde beyinden temizliyor. Buna karşın bu ilacın erken sonlandırılan Faz 3 çalışmalarında sadece yüksek doz ilaç alan belli bir grupta kısmi bir klinik fayda görülüyor. Bu gelişme ile birlikte bulunduğumuz yıl içinde aynı mekanizma ile etki eden başka bir ilacın da erken dönemdeki Alzheimer hastalarında kısmi bir etkisinin olduğu gösterildi.”
AMİLOİD VE HASTALIK İLİŞKİSİ
Bu iki önemli çalışma ile birlikte, ilaçların kısmi denebilecek klinik etkisi göz önüne alındığında, Alzheimer hastalığı tedavisinde farklı bir döneme girildiğinin altını çizen Prof. Dr. Bilgiç, tedavideki yeni gelişmelerin yarattığı tartışmaları da aktardı. Özellikle beyinde biriken amiloid proteinin zararlı bir karakterde olmadığını düşünen çevrelerin ilacın onaylanmasına tepki gösterdiklerini belirten Prof. Dr. Bilgiç, bu protein ve hastalık arasındaki ilişkinin ortaya konmasıyla tartışmaların da sona ereceğini belirtti. Bu hararetli tartışmalar devam ederken Dünya Alzheimer Kongresi’nde “masitinip” isimli başka bir ilacın daha faz 3 çalışmasının olumlu sonlandığı duyuruldu. Prof. Dr. Başar Bilgiç tüm bu gelişmelerin Alzheimer hastalığı ile ilgili son yıllardaki en önemli gelişmeler olarak sayılabileceğini belirtti.
HASTA YAKINLARINDA STRES ARTTI
Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu ise yapılan çalışmalara göre salgın döneminde hasta yakınlarının yüzde 92’sinde stresin hastaya dışardan Kovid-19 taşıma korkusu, hastayı dezenfeksiyon ve izolasyon kurallarına uydurmaya çalışmakta zorlanmanın stres yaratan başlıca etkenler olduğunu belirtti.
İLK DEĞERLENDİRME AİLE HEKİMLİĞİNDE
Alzheimer hastalığının teşhisi için net bilgi veren bir tetkik yöntemi bulunmasa da bazı küçük testler, hastalığın varlığının saptanmasında büyük önem taşıyor. Türkiye'de tüm 65 yaş üstü kişiler, birinci basamak sağlık kuruluşları olan aile hekimliği birimlerinde zihinsel faaliyetlerinde herhangi bir sorun olup olmadığına yönelik değerlendirmelerini yaptırabiliyor. Aile hekimliği birimleri, kendilerine Alzheimer şüphesiyle başvuran kişilere, "mini mental test" adı verilen testi gerçekleştirerek, zihinsel faaliyetlerine yönelik sorular yöneltiyor.
Bu testin yanı sıra "saat çizme" testi de hastalara uygulanabiliyor. Bu uygulamada, aile hekimi hastadan "saat 03.45" gibi belirli bir saati kağıda görsel olarak, akrep ve yelkovanın yerlerini gösterecek şekilde çizmesini istiyor. Çizimi 6 üzerinden puanlandırılan hastalarda, 4 puanın altı bozulmuş zihinsel bozukluk olarak değerlendiriliyor. Aile hekimleri bu testler sonucunda gerekli gördüğü hastaları ileri tetkik için uygun sağlık kuruluşlarına yönlendiriyor.