Teoman Alili gibi kararlıyız
Devrimci, Ulusal Kanal sunucusu Teoman Alili’yi iki yıl önce bugün kaybettik. Onu, bize bıraktığı sonsuz iyimserliği ve dimdik duruşu ile anıyoruz.
Ulusal Kanal sunucusu ve gazeteci yazar Teoman Alili’yi kaybedişimizin üzerinden iki yıl geçti.
Mesleğinin en verimli döneminde 3 Mayıs 2021 günü koronavirüs tedavisi gördüğü İstanbul’daki hastanede hayatını kaybeden Alili, 2000 yılından buyana Aydınlık ve Ulusal’da çalışıyordu. Alili, 15 Şubat 1978 tarihinde Kuzey Makedonya göçmeni bir ailenin oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Rıfat Canayakın Lisesi'ndeki eğitiminin ardından gittiği Makedonya Kiril Metodi Üniversitesi Yüksek Basketbol Antrenörlüğü Bölümü'nden mezun oldu. Üniversite'deki öğrencilik yıllarında Yugoslavya İç Savaşı'nı birebir yaşadı ülkenin bağımsızlığı için buradaki topluluklarla beraber mücadelede yer aldı.
Ergenekon kumpası döneminde gözaltına alınarak Türk vatandaşı olmadığı gerekçesiyle sınır dışı edildi. 2000 yılında girdiği Ulusal Kanal bünyesinde çeşitli görevler aldıktan sonra 2021'deki ölümüne kadar Ulusal Kanal Ana Haber Bülteni'ni sundu. Alili televizyon kariyeri dışında; Yugoslavya Dersleri, Küresel Irkçılığın Kurbanları ve Balkan Hikayeleri adlı üç kitap ile Atatürk'ün Ata Yurdu Kocacık ve Adı Yasaklı Ülke isimli iki belgesele de imza atmıştı.
YUGOSLAVYA GERÇEĞİNİ ONDAN ÖĞRENDİK
Alili, büyük devrimciler Atatürk ve Tito hayranıydı. Bunun da ötesinde onları çok iyi özümsemiş ve hayatına rehber edinmişti. Türk milliyetçisiydi. Türkiye’yi seviyordu. Türk milletini de… “Büyük Türk Milleti” diye söze başlardı. Bunu içten söylüyordu. Sosyalizme inanmıştı. Onda devrimcilik bir rozet gibi yakasında süs olarak durmazdı, yaşamının anlamıydı. Yugoslayva iç savaşını yaşamıştı. O günlerde Aydınlık’ta muhabirlik yapıyordu. Olayları Türk okuruna aktardı. Bizler de onun kaleminden Yugoslavya gerçeklerini öğrenmiştik. Alili, Balkan kültürünü yaşamının her aşamasında yansıtırdı. Hoşgörülü, neşeli ve kıpır kıpır… En çok da devrimci!
Elinde kalemi ve mikrofonu, Partizanlar gibi vuruşurdu. Ergenekon tertibi günlerinde ekranlarda ve Silivri önlerindeydi. Meydan okuyordu. Bu dik duruşu FETÖ’cüleri rahatsız etti ve onlar buldukları ilk fırsatta onu yurt dışına sürdüler. Kadere bakın ki onu sürenler bugün vatansız, kaçacak yer arıyor… Alili gittiği Makedonya’da da çalıştı. Geldiğinde yine ekranlara çıktı ve “Nerede kalmıştık” dedi. Ekranları sevdi. Ulusal Kanal’a renk kattı… Ekran karşısındakiler de onu çok sevdi.
ÇOCUK GÜLÜŞLÜ DEVRİMCİ
Teoman Alili’nin yüzünde hep çocuksu bir gülüş vardı. Neşesi eksik olmazdı. Onu kimse yıldıramazdı. İçten bağlı olduğu partisi de vardı: Vatan! Öncü Gençlik’ten itibaren partiliydi. Partili mücadeleyi iyi biliyor, özümsüyordu. Örgütlenmenin anlamını Yugoslavya’da da görmüştü… O örgütlü halk Yugovlavya direnişinde kenetlenerek mücadele etti. Vatanın bölünmemesi için! Aynı örgütün Türkiye’de Vatan Partisi olduğunu gördü. Partili olarak yaşadı ve partili olarak gözlerini yumdu… Son sözü “Varlığım Türk varlığına armağan olsun!” oldu.