Tesadüfler odağındaki Selim Sırrı Tarcan
Selim Sırrı Tarcan yalnız spor ile değil, İsveç müziği ve folklorüyle de ilgileniyor. Türkiye’ye dönerken yanında notalarını getirdiği şarkılardan “Şakıyan Üç Kız (Tre trallande jäntor)” bizim, “Dağ Başını Duman Almış... “ diye başlayan ve büyük bir coşku ile okuduğumuz Gençlik Marşı’na dönüşüyor
Stockholm’deki Devlet Beden Eğitimi Müzesi’nde (Riksidrottsmuseet) beden eğitimimizin mimarı Selim Sırrı Tarcan ve çalışmalarını ele alan ilginç bir sergiyi gezdik. Müzenin yıllarca müdürlüğünü yapmış olan Karl Örsan’dan bilgi aldık.
Sergi, İsveçli kadın sanatçı Maria Andersson ile bir Türk ile evli olan ve elli yıldır İstanbul’da oturan Nancy Atakan’ın eserlerinden, kumaş işlerinden oluşuyor. Bu iki kadın sanatçıyı birleştiren anahtar sözcük “tesadüf.” Sergi, Türkiye ile İsveç arasındaki pek çok rastlantıyı; kültürler arasında alışverişleri yansıtıyor...
Müze kurulduğundan beri müdürlüğünü yapan Karl Örsan’ın babası Türk; annesi İsveçli. Babası Rasin Örsan 1949’da İsveç’e gelmişti, Kraliyet Teknik Yüksek Okulun’u başarıyla bitiren ilk Türk olma özelliği taşıyor. İsveç’te köprüler kralı olarak tanınıyor. Pek çok önemli köprünün üstünde onun imzası var. Mühendisliğin yanısıra turizmcilik yapmış, İsveç’in ilk turizm bürolarından birini kurmuş, Türkiye üzerine dört kitap yazmış, İsveçlilere Türkleri ve Türkiye’yi tanıtmıştı. İsveçli eşinden beş çocuğu olmuş. 2002 yılında yitirdiğimiz Rasin Ağabey 1970’li yıllarda İsveç’e gelen bizlere de yol gösterici olmuştu. Torununun; Karl’ın oğlunun, bir caz orkestrası var. Arada Türkçe şarkılar da söylüyor, kocaman Türk ramazan davulunu boynuna asıp gümbür gümbür çalıyor ve dinleyicileri coşturtuyor.
O UNUTULMAZ MARŞ
Serginin konusu Selim Sırrı Tarcan 1900’lü yılların başında İsveç’e Ling jimnastiğini öğrenmeye geliyor. İsveç Kraliyet Askeri Beden Eğitimi ve Jimnastik Akademisi’nde (Kungliga Gymnastiska Centralinstitutet) konuk öğrenci oluyor. Aynı zamanda İsveç Kraliyet Muhafız Alayı’nda konuk subay olarak çalışıyor, arkadaşlıklar kuruyor ve kral ile tanışıyor, hatta birlikte tenis oynayacak kadar da dost oluyor.
Selim Sırrı Tarcan yalnız spor ile değil, İsveç müziği ve folklorüyle de ilgileniyor. Türkiye’ye dönerken yanında notalarını getirdiği şarkılardan “Şakıyan Üç Kız (Tre trallande jäntor)” bizim, “Dağ Başını Duman Almış... “ diye başlayan ve günümüzde de büyük bir coşku ile okuduğumuz Gençlik Marşı’na dönüşüyor. Marşın bestesi İsveç’in Halmstad kentinden Felix Körling’e ait. Gustaf Fröding tarafından yazılan İsveççe sözlerin yerine Ali Ulvi Elöve Türkçe sözler yazıyor.
Tarcan’ın öğrendiği Ling jimnastiğinin ve İsveç Kraliyet Spor Enstitüsü’nün kurucusu Per Henrik Ling aynı zamanda İsveç Akademisi üyesi; kendisine Kuzey Yıldızı Nişanı ve şövalye unvanı verilmiş bir edebiyatçıydı. Özellikle Aslar, Gylfe ve Agne gibi İskandinav sagularından uyarlayarak yazdığı destanlarla dikkat çekmiştir. Ling bu destanlarda, Truva merkezli, Turkland’dan Tyrkiar (Türkler), “Asar (Aslar) ve Asienmän (Asya adamları, Asyalılar) ile birlikte kuzeye gelen Oden, Tor, Balder vb tanrılaşmış liderlerin isimlerinin önüne “Asya” sözcüğü ekleyerek hitap etmektedir: Asya Oden’i, Asya Tor’u, Asya Balder’i... Diğer bir deyişle İskandinav sagularındaki Asya’dan, Turkland’dan gelme olayının altını çizmektedir.
KİMLİĞİMİZİ NE BELİRLİYOR?
Selim Sırrı Tarcan Türkiye’de jimnastiği yerleştirebilmek için 1926 yılında Dağ Başını Duman Almış Marşı’nın bestecisi Felix Körling’in Halmstad kentinden hemşerisi İnga Nerman ve Ragnar Johansson’u davet ediyor. İki genç dört yıl boyunca Türkiye’de beden eğitimi öğretmeni yetiştiriyorlar. Bu arada birbirleriyle yakınlaşıp evleniyorlar.
Turkland’dan İsveç’e yarım asır önce gelen bendeniz de tesadüfen İnga Nerman ve Ragnar Johansson’un kızları Agneta ile tanışıp İnga Nerman ile babası Einar Nerman arasındaki yazışmaları okudum, resimlerine baktım ilgimi çekenlerin kopyalarını aldım. Şimdi İnga Nerman’ın İstanbul maceralarını yazıyorum...
18 Nisan Cumartesi günü saat 19.00’da bir kültür akşamı yapılacak. Karl Örsan İsveç’in “Şakıyan Üç Kız” şarkısının, Türklerin “Gençlik Marşı” oluşunun öyküsünü anlatacak, İsveçli Sanatçı Maria Andersson sergi hakkında bilgi verecek. Yıllardır İsveç’te yaşayan Türk Sanatçı Fikret Çeşmeli ile ünlü İsveçli sanatçı Anders Hammarlund birlikte bir Türk müziği konseri verecekler.
Sergide Selim Sırrı Tarcan’ın serüveni, kızları Selma ve Azade’nin ağzından anlatılıyor. Onlar da yurtdışında eğitim almış, beden eğitimimizde büyük rol oynamış kişiler. Başka ülkelerde öğrendikleriyle Türkiye’de öğrendikleri cimnastik bilgilerinini harmanlayarak öğretmleri çizim, video ve tığ eserlerle gözler önüne seriliyor.
Sergiden ayrılırken aklımda şu sorular var: Ülkeler, insanlar, kültürler tesadüfler yumağı mı? Kimliğimizi, yaşamımızı, yerimizi, yurdumuzu tesadüfler mi belirliyor?
Sergi 3 Mayıs tarihine dek gezilebilecek. Buyrun İsveç’in başkenti Stockholm’deki sergiden bazı kareler... Sizler de bir göz atın... Belki sizler de tesadüfen oralarda olursunuz, sergiyi gezersiniz ve ilginç tesadüflerle karşılaşırsınız.