TGB Genel Başkanı Dilek Çınar: Türkiye'nin güvenliği ABD ve NATO tehdidine karşı savaşarak sağlanır
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı Dilek Çınar, Ulusal Kanal canlı yayınına konuk oldu. Çınar, Ukrayna krizinin Türkiye’nin güvenliği üzerinden ele alınması gerektiğini belirtti.
Ulusal Kanal canlı yayınına konuk olan Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Başkanı Dilek Çınar, Ukrayna krizinin Türkiye’nin güvenliği üzerinden ele alınması gerektiğini belirterek, “Tüm gelişmelere Türkiye’nin güvenliğinden bakmamız gerekiyor. ABD’nin ve NATO’nun Karadeniz’e doğru bir politikası var ve orada Ukrayna’yı kendisine bir üs ilan etmiş durumdaydı. Bizim için Doğu Akdeniz’de Yunanistan nasıl bir tehlikeyse, Karadeniz’de de Ukrayna aynı tehlikedir.” dedi.
Türkiye’nin dört bir yanının emperyalist kuşatma olduğunu belirten Çınar, “Asya devletlerinin kendi güvenliğini koruması gerekir. Biz Amerika’nın ve NATO’nun Karadeniz’e ve Doğu’ya doğru genişlemeye çalıştığını, buralarda kendine yeni üsler ve alanlar inşa etmeye çalıştığını görüyoruz. Türkiye’nin dört bir yanı emperyalist kuşatma altında. Nasıl ki bir yandan Suriye’de bir yandan Doğu Akdeniz’de ABD üsleri kurulmuş ve orada ABD’nin silahlı güçleri yığılmıştı, ABD şimdi Karadeniz’de de Ukrayna üzerinden bunu yapmaya çalışıyordu. Asya devletlerinin ve Türkiye’nin buna izin vermemesi gerekir.” diyerek, Türkiye’nin alacağı tavrın kendi güvenliğini ön plana koyarak NATO’nun ve ABD’nin hegemonyasına karşı mücadele olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin NATO’yla savaş halinde olduğunu söyleyen Çınar, sözlerine şöyle devam etti; “15 Temmuz hain darbe girişimine kalkışanlar, askerlerimizi şehit edenler; NATO’nun askerleri, silahlı kuvvetleriydi. Biz orada NATO’nun silahlı kuvvetlerine karşı savaştık. Doğu Akdeniz’de aldığımız tavır da öyle. Nemesis ve Noble Dina tatbikatları, NATO birlikleri tarafından yapılıyor. NATO zaten Türkiye’yi hedef tahtasına oturtmuş durumda. Türkiye, NATO ile savaş halinde, NATO’nun bu politikalarına karşı kendi güvenliğini ve Asya’nın güvenliğini korumak ve bu doğrultuda tavır almak zorunda.”
‘SIRTINI ABD’YE VE NATO’YA YASLAYANLAR YALNIZLIĞA MAHKUM’
Mazlum milletlerin bağımsızlıklarını savaşarak kazandıklarını belirten Çınar, “Sırtını Batı’ya, ABD’ye ve NATO’ya yaslayanlar yalnızlığa mahkum. Afganistan’da, Amerika’nın kontrolü altında olan ve Taliban’a karşı Amerikancı bir tavır alanların gördük. ABD uçaklarına köpekler binecek yer buldular ama o Amerikancılar yer bulamadılar ve ABD uçaklarının tekerleri altında kaldılar. Türkiye’nin, Irak’ın ve Suriye’nin operasyonları sonucunda, PKK’lılar topuklarını vura vura kaçmak zorunda kalmışlardı. Dünyanın her yerinde sırtını emperyalizme yaslayanlar, ABD emperyalizminden medet umanlar bu hale gelecekler. Önümüzdeki süreçte göreceğiz, Ukrayna da böyle bir durumla karşı karşıya kalacak. Emperyalizme sırtını dayamak demek, aynı zamanda Asya’nın karşısında yer almak, insanlığın karşısında yer almak demek ve insanlığın karşısında yer alanlar eninde sonunda bozguna uğrayacaklar.” dedi.
Türkiye’nin net tavır almasının kendi güvenliği açısından önemine değinen Çınar, “Burada tavır almayan, bir taraf olamayan bertaraf olur. Türkiye’nin meseleyi kendi güvenliği açısından ele alarak net bir tavır alması gerekir. Biz savaş çağrıları yapmıyoruz ama şunu biliyoruz ki; emperyalizme karşı savaş olmadan bir barışın söz konusu olması da mümkün değil. Bu barışta silahla gelecek. Türkiye, Afganistan, Suriye, Irak ve bütün dünyada, mazlum milletler bağımsızlıklarını savaşarak kazandılar. Emperyalizmin tankına, tüfeğine, silahına, üslerine karşı gülle, çiçekle ya da dostane ikircikli tavırlarla kazanma şansımız yok. Haliyle silahlar konuşacak. O silahlardan halkların bağımsızlığı ve emperyalizmin yenilgisi çıkacak.” diyerek, barışın gökten zembille inmesini bekleyenlerin Amerikancıların yanına düşeceğini, kalıcı çözümün emperyalizme karşı mücadele ile sağlanacağını söyledi.
‘HÜKÜMETİMİZİ TÜRKİYE’DEN YANA TAVIR ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
Karabağ Zaferi’nin ABD emperyalizmine karşı silahlı mücadele ile geldiğini belirten Çınar, “Hükümetin tavrı Türkiye’nin güvenliğinden yana olmak zorunda. Karabağ’da zafer, Türkiye’nin, Azerbaycan’ın ve Rusya’nın silahlı mücadelesiyle geldi. Emperyalizme karşı, Ermenistan ve ABD’ye karşı silahlı mücadeleyle geldi. Oradaki mücadele, ABD’nin ve NATO’nun karşısında yer alan bir silahlı mücadeleydi. Şimdi aynı durum Karadeniz’de de söz konusu. Ama Karadeniz’deki tavrımız Karabağ’daki tavrımızla aynı olmuyor. ‘Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarımızı koruyacağız’ diyoruz ama bunu yapmak için bütünlüklü bir politikaya ihtiyacımız var. Hükümet tarafından yapılan açıklamalar Türkiye’nin güvenliğinden yana olmalıdır ve bütünlüklü bir politika ifade etmelidir.” dedi.
Donetsk ve Lugansk’ın tanınması gerektiğini düşündüklerini söyleyen Çınar, “Türkiye’nin bugün kendi güvenliği için dört bir yanında konuşlanmış ABD silahlarını ve üslerini görmesi ve NATO’nun karşısında, ABD emperyalizminin saldırılarının karşısında yer alan her adımın tarafı olması gerektiğini hatırlaması gerekir. Türkiye’nin güvenliği açısından baktığımızda, Rusya’nın bağımsızlığını kabul ettiği Donetsk ve Lugansk'ı tanıması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin tavır alacağı yer kendi bağımsızlığı, güvenliği ve bulunduğu konumda olmalıdır. Doğu Akdeniz’de Yunanistan tehditlerine karşıyız ve orada egemenlik haklarımızı korumak için sonuna kadar mücadele edeceğimize dair açıklamalar yapıyoruz. Peki ya Karadeniz’de bir Yunanistan kurulmasına nasıl izin vereceğiz? İkircikli politikalar olduğunu ve burada Türkiye’nin güvenliğinden yana bir tavrı olmadığını görüyoruz. Hükümetimizi Türkiye’den yana tavır almaya çağırıyoruz.” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN YERİ, ASYA’DAN YÜKSELEN İNSANLIK CEPHESİ’
Türk gençliğinin Türkiye’nin bütünlüğü ve güvenliğine dair tavrının net olduğunu vurgulayan Çınar, “Türkiye eğer NATO’ya karşı savaşıyorsa, vatan savaşı ve ekonomik kurtuluş savaşı veriyorsa, kendi askeri ve ekonomik güvenliğini korumak zorunda. En büyük ticaret ortaklarından biri olan Rusya’ya karşı bir tavrı değil, kendi güvenliği açısından doğru tutumu alması gerekir. Türkiye için burada aldığı kararların ve dış politikadaki ikircikli tavırlarının bedeli ağır olur. ABD ve Rusya arasındaki savaş, Atlantik sistemiyle Asya uygarlığı arasında bir savaş diyebiliriz. Bu savaş kendini bütün cephelerde gösteriyor ve Atlantik yeniliyor, çöküyor. Tüm cephelerde kaybeden ABD’nin karşısında yükselen bir Asya uygarlığı var ve insanlık cephesi orası. Biz bu cephede Türkiye olarak onurlu yerimizi almak zorundayız ve çözümü getirecek olanın insanlığın ön cephesindeki savaş olduğunu görmeliyiz. Türk gençliğinin burada tavrı nettir. Türk gençliği, Türkiye’nin bütünlüğünden, güvenliğinden bakar meseleye. Hem ekonomik hem askeri güvenliğimizden ele aldığımızda, Türkiye’nin alması gereken en doğru tavrın NATO’nun ve ABD’nin karşısında ve Asya’nın yanında bir tavır olduğunu söylememiz gerekir.” dedi.