Tiyatral hava değil hayatın doğallığı yansımalı
Çağrı filminde filmin müziğini yapan Fransız bestekar İslamiyet tarihini öğrenebileceği kitaplarla çölde bir ikamete yerleşmiş ve aylarca tek başına orada yaşamış. Ben de dizinin film estetiği bakımından dikkat çekilmesi gereken birkaç yönünü vurgulamak isterim.
The Message (Çağrı) filmini izlemeyen Müslüman kalmış mıdır? İslamiyet’in doğuşunu anlatan bu derece vurucu başka bir film çekildi mi bilmiyorum. Ramazan ayına yaklaştığımız bu günlerde film yeniden gösterilmeli. 1976 yapımı filmin yönetmeni Mustafa Akkad laik bir eğitim almış, Amerikan vatandaşı bir Müslüman. 3 dalda Oscar alan filmde ve yapımında Akkad dışında Müslüman yok. Filmin müziğini yapan Fransız bestekar (Müslüman değil), İslamiyet tarihini öğrenebileceği kitaplarla çölde bir ikamete yerleşmiş ve aylarca tek başına orada yaşamış. Tek bir notaya basmadan önce o ruhu hissetmeliydim diyor. “Ya İstiklal Ya Ölüm” dizisinin tarihi önemini aydınlatan yazıları okuduk Aydınlık’ta. Ben dizinin film estetiği bakımından dikkat çekilmesi gereken birkaç yönünü vurgulamak isterim. Dizi ve filmlerimizde tiyatral görüntüden çıkmalıyız. Işık, görsel ve işitsel efektlerin izleyeni kendine çekmesi gerekiyor. Makyajın fazla parlak oluşuna bile dikkat edilmeli. Halide Edip’in Anadolu’ya düzgün sürmelenmiş gözlerle geçtiğini zannetmiyorum. Bazı oyuncular takma sakal kullanacağına, bırakabilirlerdi. Diyaloglarda da gerçekçi düzlemi kaybetmemek gerekir. Pandikyan gibi önemli bir figür iki cümleyle ikna edilmemiş olmalı...