17 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TLB’den imza kampanyası

Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Hayrat Vakfı, Birlik Vakfı, Yetim Vakfı… Türkiye Liseliler Birliği (TLB) MEB’in protokol imzaladığı bu vakıfların eğitimde tarikat yapılanmasının önünü açtığını, öğrencileri terörden korumadığını söyleyerek imza kampanyası başlattı.

TLB’den imza kampanyası
A+ A-
AYDINLIK/ ANKARA

TGB Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Almışlar, Millî Eğitim Bakanlığının protokoller imzaladığı STK’ların tarikat propagandası yaptığını bildirdi. Almışlar Türkiye Liseliler Birliği (TLB)’nin “MEB’in Tarikatlarla İmzaladığı Anlaşmaları Yırtıp Atıyoruz” başlığıyla imza kampanyası başlattıklarını duyurdu. Almışlar, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bahsedilen STK’ların çocukların terör örgütüne katılımını engellediği yönündeki iddiasına tepki gösterdi. Almışlar, “Ordumuzun kararlılıkla terörün üstüne gitmediği koşullarda hangi STK, PKK’dan koruyabilir bizi.” diye sordu.

MİLLİ EĞİTİMDEN BİHABER

TGB Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Almışlar, Aydınlık’a şu açıklamalarda bulundu:

“Devlet'in en temel görevlerinden biri kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamaktır. Eğitim öğretim hayatında da bu böyledir. O yüzden de güvenliği sağlamak ‘STK’ların değil öncelikli ve zorunlu olarak devletin temel görevidir. Bugün PKK’dan gençlerimizi koruyan tarikatların yönettiği bu STK’lar mıdır? Ordumuzun kararlılıkla terörün üstüne gitmediği koşullarda hangi STK, PKK’dan koruyabilir bizi? Tarikatlarla anlaşma yapmayı ‘gençlerimizi dağa çıkmasını engelliyorlar’ diyerek savunmak MEB Bakanı Yusuf Tekin’in Cumhuriyetin temel ilkelerinden, milli eğitimden bihaber olduğunu göstermektedir.

TARİKATLARA ALAN AÇMAK

Lise çağında eğitim öğretim gören arkadaşlarımızı PKK terör örgütünden korumak cephede savaşmayı gerektirir, Meclise terör örgütünün uzantılarını sokmamayı gerektirir. Tarikatlarla anlaşmayı gerektirmez. Devletimizin kendi kurumları ile değerler eğitimini vermesi vatana millete bağlı gençler yetiştirmeyi sağlar. MEB’in tarikatlar ile anlaşmalar yaparak okullarımızda seminer, yarışma veya gezi gibi etkinlikler düzenlemesi tarikatlara alan açmakla birlikte, tarikatların fikirlerini yayan yayınlar öğrencilere okutulmaktadır.

15 TEMMUZ’DA GÖRDÜK

Tarikatlara bağlı gençlerin 15 Temmuz gecesindeki gibi milletine silah sıkabileceğini gördük. Tarikatları ‘STK’ olarak nitelendirmek yetmeyip, üstüne sözde STK’lar ile imzaladığı protokoller ile çocukların dağa çıkmasını engelleyeceklermiş. Koca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarikatların yönettiği vakıflara mı kaldı? Tarikatlar mı güvenliği sağlayacak. Bu durum devletin ve hükümetin zaafını net bir şekilde gösteriyor. Çocukları korumak istiyorlarsa, okullarda milli, bilimsel ve laik müfredatı uygulasınlar. Cumhuriyet değerlerine bağlı nesiller ancak bu şekilde yetişir. O zaman arkadaşlarımız ne bölücü terör örgütü PKK’ya gider ne de tarikatların ağına takılarak yanlış yola sürüklenir.

PROTOKOLLER 2017’DEN BERİ İMZALANIYOR

MEB Bakanının ‘STK’ diye tarif ettiği aslında tarikatların yönettiği vakıflar. Bu vakıflar da Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Hayrat Vakfı, Birlik Vakfı, Yetim Vakfı ve Server Yaşam Vakfı gibi vakıflar oluşturuyor... 2017 yılından bugüne kadar MEB bu vakıflarla protokoller imzalamıştır. Bu anlaşmalar ‘Değerler Eğitimi’ başlığı altında yapılan ama aslında tarikatlara alan açan anlaşmalardır. Bu anlaşmaların içeriğine bakıldığı zaman, 9. Ufka Yolculuk Bilgi ve Kültür Yarışması, Nebe Nas, Sana Emanet Bilgi Yarışması gibi sosyal ve kültürel etkinlik kapsamında öğrencilerin değerlerini öğrenmesi amacıyla ödül törenleri düzenleme olduğunu görüyoruz.

TARİKAT PROPOGANDASIYLA ZEHİRLENEN FİKİRLER

Bu etkinlikler de direkt olarak Ensar Vakfı gibi tarikatların propagandası yapılarak zehirli ve tehlikeli fikirlerini liseliler arasında yaymaya çalışıyorlar. O yüzden yapılan protokoller çocukların dağa çıkmasını engelleyen bir durumu yok. Tekin, gençliği tarikatlara teslim etmeye ısrarcı olabilir ama buna Türk gençliği olarak izin vermeyeceğiz. Cumhuriyetimiz buna izin vermez. Biz bu topraklarda fikri hür vicdanı hür nesiller, yetişsin, bağımsız bir millet yücelsin diye kan döktük. Öğrenciler tarikatlara teslim edilerek, Türkiye’yi bölünme ve parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyorlar.

TLB HAREKETE GEÇTİ

Geçmişimize baktığımız zaman emperyalizme teslim olmuş, iş birliği yapmış tarikatların ülkemize ne gibi zararlar verdiği biliyoruz. 15-16 Temmuz buna en büyük örnek. Bundan hükümetin ders çıkarması gerekir. Türkiye Liseliler Birliği olarak ‘MEB’in Tarikatlarla İmzaladığı Anlaşmaları Yırtıp Atıyoruz’ başlıklı bir çalışma yürütüyorsunuz. Bu çalışmaya ilgi ve tepkiler nasıl? Neler yapıyorsunuz? Çalışmamız yaklaşık 2 haftadır sürüyor. MEB’in eğitimdeki milli, bilimsel ve laik ilkelerinden vazgeçmesi üzerine harekete geçtik. MEB’in tarikatlara alan açan hiçbir anlaşmayı tanımadığımızı ve bunun üzerine gideceğimizi söyledik. Liselerde özellikle iki türlü gericiliğin üzerine gideceğimizi ifade ediyoruz. Birincisi emperyalizmin liselere dayattığı çürümeye, bağımlılığa ve mankurtlaşmaya karşı mücadele. İkincisi feodal zihniyetin ürünü tarikatçı baskıya karşı mücadele.

İMZA ÇALIŞMASI BAŞLATILDI

Bu mücadelemizi büyütmek için imza çalışması başlattık. İmza çalışmamız kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Cumhuriyetimizin önemli aydın isimlerinden vatansever siyasetçilerine, sanatçılarımızdan milletimizin tüm kesimlerinden destek mesajları aldık. Girdiğimiz bu çalışma belli ki gerekli mecralara ulaşmış. Tekin takındığı tavır ile Cumhuriyet devriminin karşısında konumlandığını gördük. Biz de bu meselenin üzerine gitmeye devam edeceğiz. Tekin tarikatlarla kol kola olmaya devam etsin, biz TLB olarak liseleri vatanseverliğin, çağdaşlığın ve bilimin kalesi yapacağız. O yüzden bu çağrıyı büyütmek için tüm milletimizi, arkadaşlarımızı başlattığımız imza kampanyasına destek vermelerini rica ediyoruz.”

‘DİNİ İNANÇ ZAYIFLIĞI MI, EMPERYALİZM Mİ ÇOCUKLARI DAĞA KAÇIRDI’

Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, Bakan Tekin’in açıklamalarını değerlendirdi. “Sayın Bakan sorsun bakalım Diyarbakır Annelerine, evlatları dini inançları zayıf olduğu için mi yoksa NATO’yla bağlandığımız emperyalist sistem 50 yıl bölgeyi işsiz, imarsız, çaresiz bıraktığı için mi kandırıldılar?” diye soran Oygür, CKD olarak MEB ile değerler eğitimi üzerine protokol yapmak istediklerini söyledi.

TLB’den imza kampanyası - Resim : 1
Tülin Oygür

Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, yaptığı açıklamada şunlara yer verdi:

“Sayın MEB, eğitim öğretim yılı başlarken karma eğitimi tartışmaya açtı, kız okullarını savundu. Diyanet İşleri Başkanlığı patronluğunda, sözde değerler eğitimi adı altında milli eğitimi dinselleştirmeyi amaçlayan ÇEDES projesini 81 ilde yürürlüğe soktu. Meclis kürsüsünden ‘PKK’ya çocuklarımızı kaptırmamak için sizin tarikat cemaat dediğiniz STK’ları okullara sokup çocukları eğitiyoruz, buna da devam edeceğiz.’ dedi. Bu tutum ve sözleri sayın Bakanın Türkiye’nin gerçeklerini görme yönünden toplumun çok gerisinde olduğunu ortaya koymaktadır. Laiklik dışında sözü olmayanlar anlayamadı ama muhafazakâr milliyetçi yurttaşlarımız emperyalizmle savaşmamız gerektiğini artık çok iyi biliyor; bölücülüğü besleyenin de emperyalizm olduğunu Sayın Bakandan çok daha iyi görüyor.

15 TEMMUZ HATIRLATMASI

“Hatta emperyalizmin dini nasıl kullandığını, yaşadığımız FETÖ olayıyla sizden çok daha iyi anlamış durumda. 15 Temmuz gecesi sokağa dökülen milliyetçi muhafazakâr insanımız ABD emperyalizmiyle boğazlaştığını biliyordu. Sayın Bakan sorsun bakalım Diyarbakır Annelerine, evlatları dini inançları zayıf olduğu için mi yoksa NATO’yla bağlandığımız emperyalist sistem 50 yıl bölgeyi işsiz, imarsız, çaresiz bıraktığı için mi kandırıldılar? En doğru cevabı o Anneler verir. Gidin onlardan öğrenin!

MEB’İN ÖĞRETİM PROGRAMLARI NE GÜNE DURUYOR

“Atatürk millete yolu gösterdi; en hakiki mürşit, ilimdir, fendir! Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, medeniyet tarikatıdır.” Sizin bu STK dediğiniz tarikat-cemaatler mürit hoca ilişkisiyle yürür, bunlar mı okullarda çocuklarımıza değerlerimizi ve milli aidiyeti öğretecek? Siz koskoca Milli Eğitim Bakanlığısınız; sizin öğretim programlarınız ne güne duruyor? MEB’in sitesinde temel değerleriniz yazıyor; erdemlilik, liyakat, insan hakları ve demokrasinin evrensel değerleri, çevreye ve canlıların yaşam hakkına duyarlılık, analitik ve bilimsel bakış, girişimcilik, yaratıcılık, yenilikçilik… Görünüşte her yerden bilim akıyor ama Bakanlığınız bilimi temel almamak için direniyor sayın Bakan.

10 STK HANGİLERİ

“Milli Eğitim Bakanından öğrenmek isteriz. Kendisinin STK dediği 10 vakıf, tarikat, cemaat hangileridir? Velilerimizin bunları bilmeye hakkı vardır. Bakalım çocukları bölücülere kapılmasın diye kimler kimler okullara girip eğitim veriyor? Sayın Bakana kamuoyu önünde önemli bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Cumhuriyet Kadınlar Derneği olarak MEB ile değerler eğitimi üzerine protokol yapmak ve çocuklarımızın bilinçlenmesine biz de katkı sunmak istiyoruz. Buna gücümüz var. Derneğimizde yüzlerce emekli veya çalışan Cumhuriyet öğretmeni var, vatanımızın ve milletimizin bütünlüğü ve aydınlık geleceği için fedakârca çalışıyorlar. Bakanlıktan ayni olarak da hiçbir şey istemiyoruz. Her tür materyal gereksinimi karşılamaya hazırız.”

‘ÖĞRETMENİN ROLÜ BAŞKASINA DEVREDİLEMEZ’

Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, örgün eğitim sürecinde, dışarıdan unsurların okullarımızın işlevinin bir parçası yapmak, öğretmenimize güvenmemek ve yeterliliğinin sorgulamak olduğuna dikkat çekerek, “Böylesi bir tutum da öğretmenlerimize hakarettir.” dedi.

TLB’den imza kampanyası - Resim : 2
Talip Geylan

‘ÖĞRETMENLERİMİZE HAKARETTİR!’

Talip Geylan açıklamasında şu satırlara yer verdi:

“Eğitim hayatımız ve öğrencilerimizin iyi yetişmesi amacıyla, başta STK’lar olmak üzere tüm resmi ve özel kuruluşların kaygı ve gayretleri kıymetlidir ve olması gereken bir durumdur.

Ancak, özellikle STK’ların, bu tür faaliyetlerini kendi kulvarlarında yürütmesine azami özen gösterilmelidir. Örgün eğitimde, okul ve öğretmenin rol ve işlevi, başka hiçbir unsur ve sürece devredilemez! MEB personeli olan 1 milyonu aşkın öğretmenimiz, milletimizin bizlere emaneti olan evlatlarımızı çağın gerektirdiği evrensel yeterliliklere sahip, millî ve manevi değerleri benimsemiş, sağlıklı ve mutlu bireyler olarak yetiştirme azim, donanım ve liyakatine haizdir.

Örgün eğitim sürecinde, dışarıdan unsurları okullarımızın işlevinin bir parçası yapmak, öğretmenimize güvenmemek ve yeterliliğini sorgulamak demektir. Ki, böylesi bir tutum da özellikle eğitimci kimliğinden yoksun, pedagojik formasyonu olmayan, çocuk ve öğrenci psikolojisinden bihaber profillerle örgün eğitim sürecine dâhil olmak, geleceğimize ihanet anlamı taşımaktadır.

Hele ki, okullarımız ve öğrencilerimiz, adı ve sıfatı ne olursa olsun hiçbir oluşum ve grubun, proje ve deney sahası olamaz! Ülkemiz bu husustaki tedbirsizliklerin bedelini 15 Temmuz’da acı şekilde ödemiştir. Milletimize benzer travmaları yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur! Tarihi vebali vardır.”

TLB TGB Milli Eğitim Bakanlığı