TLB'den sert tepki: Tüm 'çıplaklığıyla' İstanbul Sözleşmesi gerçeği
Türkiye Liseliler Birliği Genel Başkanı Furkan Kaplan, DİSK, Eğitim-İş, CHP ve İyi Parti'nin Antalya'da düzenlediği İstanbul Sözleşmesi'ni savunma eyleminde ortaya çıkan görüntülere tepki gösterdi.
Kaplan, bir kadının soyunarak göğsünü açtığı eylem için “İşte, İstanbul Sözleşmesinin sözde “özgürlük” anlayışı budur. İstanbul Sözleşmesi “özgürlüğü”, kadın bedenini teşhir etme “özgürlüğüdür”. İstanbul Sözleşmesi “özgürlüğü”, kadını metalaştırma “özgürlüğüdür” diyerek tepki gösterdi.
Kaplan, bu çıplaklık gösterisinin bir çürüme olduğunu ifade ederek herkesi, kadını gerçekten özgürleştirmek için kadın-erkek omuz omuza mücadele etmeye davet etti.
Açıklamanın tamamı ise şöyle:
Bugün, Antalya'da yapılan İstanbul Sözleşmesi eylemi, Batı menşeili çürüme gerçeğini tüm “çıplaklığıyla” bir kez daha gözler önüne serdi.
DİSK, Eğitim-İş, CHP ve İyi Parti'nin Antalya'da düzenlediği İstanbul Sözleşmesi'ni savunma eyleminde bir kadın soyunarak göğsünü açtı.
“Çıplaklık” gösterisinin yapıldığı eylemde İstanbul Sözleşmesi savunuldu.
İşte, İstanbul Sözleşmesinin sözde “özgürlük” anlayışı budur:
İstanbul Sözleşmesi “özgürlüğü”, kadın bedenini teşhir etme “özgürlüğüdür”.
İstanbul Sözleşmesi “özgürlüğü”, kadını metalaştırma “özgürlüğüdür”.
İstanbul Sözleşmesi “özgürlüğü”, LGBT toplumu kurarak kadını kafeslere kapatma “özgürlüğüdür”
Emperyalist-kapitalist sistem, her alanda olduğu gibi “özgürlük” sosuyla köleleşmiş insan ve çürümüş toplum yaratmak istemektedir.
Bastille zindanlarını basan Fransız kadınları, eşitlik için savaşan İngiliz Süfrajetler, Roza Lüksemburg gibi devrimci kadın önderler de İstanbul Sözleşmesi çürümesini kabul etmez!
Hele hele, Nene Hatunlarla, Kara Fatmalarla, Halide Ediplerle Kurtuluş Savaşı vermiş ve kendi kurduğu cumhuriyetinde haklarını kazanmış Türk kadını, bu çürümeyi hiç kabul etmez!
Çürüyen neoliberal Batı'dan gelecek ve umulacak bir “özgürlük” yoktur.
Kadın cinayetleri ne kadar karanlıksa “özgürlük” adı altındaki Batı çürümesi de o kadar karanlıktır.
Kadın cinayetleri kadınları öldürmekte, neoliberal çürüme ise toplumu öldürmektedir.
FEMEN gibi sapkın çizgilerle, kadın bedenini teşhir ederek, metalaştırarak mı kurtaracağız kadınları?
“Eril düzenin estetik algısını yıkıyoruz” deyip medeniyete savaş açarak mı kurtaracağız kadınları?
Bunlar, Batı menşeili feminist/feminazilerin, ayakları bu topraklara basmayan sözde kadın mücadelesi yöntemlerinin yansımalarıdır.
Geleceğin yöneticileri ve sahibi olan gençlik olarak söz veriyoruz:
Kadın-erkek omuz omuza mücadele ederek,
Kahraman ve fedakar Türk kadınını
ayaklar altında ezilen değil
omuzlar üstünde yükselen yerine hep birlikte eriştireceğiz.
Batı'ya el açarak, cinsiyet kışkırtması yaparak değil;
6284 ve Medeni Kanun'umuzu geliştirerek,
eğitimle, işle, kültür ve sanatla,
topyekün toplumsal mücadeleyle bunu başaracağız.
Herkesi bu çürümeye karşı durmaya davet ediyoruz.
Herkesi, kadınımızı gerçekten özgürleştirmek için kadın-erkek omuz omuza mücadele etmeye davet ediyoruz.