Toplumcu şair Rüştü Onur, doğduğu Devrek'te anıldı
Cumhuriyet dönemi şairleri arasında toplumcu bilinciyle dikkat çeken Rüştü Onur, ölümünün 80. yıldönümünde Zonguldak'ın Devrek ilçesinde anıldı.
Şiirde Garip hareketinin önemli temsilcilerinden biri olan Rüştü Onur, ölümünün 80.yıldönümü nedeniyle memleketi Zonguldak'ta anıldı.
'İtiraf', 'Denize Serenad' ve 'Hülasa' gibi şiirleri kaleme alan Onur, verem hastalığı nedeniyle 2 Aralık 1942 tarihinde yaşamını yitirmişti.
Devrek Belediyesi tarafından düzenlenen anma törenine, Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt'un yanı sıra, Vatan Partisi Devrek İlçe Başkanı Bahattin Durak, CHP Devrek İlçe Başkanı Yaşar Bükrü, Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye 2. Başkanı Şair-Yazar Halil İbrahim Özcan, Döndü Açıkgöz, Zeynep Aliye,Hilmi Haşal, Hüseyin Alemdar, Nazlı Ayça Özkarahan, Burhan Kurmalı ve vatandaşlar katıldı.
Rüştü Onur’un Devrek Cumhuriyet Alanı’ndaki büstüne Rüştü Onur Sanat Ve Kültür Derneği (ROSAK)’nin çelenginin büste konulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ardından Dernek Başkanı Şair-Yazar İbrahim Tığ bir konuşma yaptı.
İbrahim Tığ, şair Rüştü Onur’un Devrek için büyük bir öneme sahip olduğunu belirterek, “Şairimiz Rüştü Onur’u ölümünün 80.yılında sevgi ve özlemle anıyoruz” dedi.
Tığ konuşmasını şöyle sürdürdü:
BİR ŞAİR YAŞAMIŞTI ZONGULDAK’TA ADI RÜŞTÜ ONUR’DU
“Rüştü Onur, 3 Ağustos 1920 tarihinde Devrek’te doğdu. İlköğrenimini burada, ortaöğrenimini de Zonguldak’ta tamamladıktan sonra Kastamonu’da başladığı lise öğrenimine Zonguldak’ta devam etti. Zonguldak Çelikel Lisesi 2. Sınıfında iken hastalığının (verem) artması nedeniyle okulu bırakmak zorunda kaldı. Ereğli Kömür İşletmeleri (EKİ)’nde Maliye Varidat (Gelirler) Memur Muavini olarak çalışmaya başladı.
Hastalığı şiddetlenince, önce üç ay Zonguldak’ta, sonra da Heybeliada Senatoryumu’nda tedavi gördü. İstanbul’dan Zonguldak’a dönerken Anafarta Vapuru’nda, annesi Ünyeli, babası ise Bitlis Eşrefhanoğulları sülalesinden olan Mediha Sessiz adlı bir kızla tanıştı. Bu tanışma, iki gencin hayatını değiştirdi.Rüştü Onur biraz iyileşince Zonguldak’taki memuriyet görevine döndü. Onur, yolculuk sırasında aşık olduğu Mediha’yı unutmadı ve genç kadınla yazışmaya başladı.
MEDİHA’YLA 18 GÜN EVLİ KALDI
Rüştü Onur ile Mediha 7 Ağustos 1942 tarihinde Zonguldak’ta dayısının evinde nişanlandı. 15 Ekim 1942 tarihinde Beşiktaş Evlendirme dairesinde nikahları kıyıldı ve Medihaların Beşiktaş’taki evlerine yerleşti.
Evliliklerinin 18. gününde Mediha karın zarı iltihabından öldü (2 Kasım 1942). Onun ölümüne çok içerleyen Rüştü de ondan tam bir ay sonra 2 Aralık 1942 tarihinde ciğerlerinden gelen kanla boğularak yaşama veda etti. İki sevdalı, İstanbul Ortaköy Mezarlığı’nda “Boğaz’ın lacivert sularına bakan” bir sırtta yan yana yatmaktadır.
ONUR, EDEBİYAT TARİHİMİZDE YERİNİ ALDI
Rüştü Onur, kısacık ömrüne az sayıdaki ama kendine özgü tekniği ve üslubu olan şiirleri sığdırmış, “Garip Akımı”nın önemli temsilcilerinden biri olarak edebiyat tarihimizde yerini aldı. İlk hamurunu Zonguldak’ta Edebiyat öğretmenliği yapan, dostu Behçet Necatigil’in yoğurduğu Onur, yakın arkadaşları Muzaffer Tayyip Uslu ve Kemal Uluser’le Zonguldak ve edebiyat dünyasının simgesi haline geldi. Yeni İnsanlık, Varlık, Ses, Bağ, Servet-i Fünun, Ocak, Kara Elmas, Yeni Zonguldak, Gündüz ve Değirmen adlı dergilerde, şiir, hikaye ve denemeleri yayınlanan Rüştü Onur, dönemin önemli edebiyatçıları; Abdülbaki Gölpınarlı, Oktay Rıfat, Necati Cumalı, Salâh Birsel, Oktay Akbal, Müfide Güzin Anadol ve İbrahim Behçet Kalaycı ile arkadaşlıklar kurdu.
Onur’un şiirlerinde yaşam ile ölüm hep bir bütün teşkil eder. Onu, Zonguldak’ın saçak altındaki maden işçileri, çocukları, kenar mahalle insanları, kuşları ve denizi yakından ilgilendirip hüzünlendirmiştir. Bu tutum da Onun edebiyatımızda haklı yerini almasını sağlamıştır.”
Törende Rüştü Onur’un bilinmeyen 7 şiiri de ilk kez okundu.