23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Toplumun ruh sağlığını korumak için alınacak tedbirler

İnsanlar sosyal izolasyonla ortaya çıkabilecek; yalnızlık, uyuşma, öfke, korku, endişe, depresyon, çaresizlik, uykusuzluk ve saldırganlık gibi belirtiler ile karşı karşıya. Kapitalizmin ise bu sorunlara çare üretemediği, aksine bireyin ve toplumun ruh sağlığı için en büyük tehdit olduğu görüldü.

Toplumun ruh sağlığını korumak için alınacak tedbirler
A+ A-
ORÇUN GÖKTÜRK / MASTER ÖĞRENCİSİ - BEİJİNG ULUSLARARASI İŞLETME VE EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ

Ana haber bültenlerinde, internet haberlerinde, sosyal medyada, kafamızı çevirdiğimiz her yerde artık her şey koronavirüsle alakalı. Hükümet yetkilileri televizyonlarda, güvenlik güçleri ise sokaklarda duyurular yapmakta, aracınızla giderken durdurulup ateşiniz ölçülmekte. Her gün yenilenen salgın rakamları, uzmanların önerileri, hükümetlerin aldığı veya alamadığı önlemler derken toplumsal psikoloji de ciddi bir saldırı altında. İnsanlara sakin kalmayı önermenin yeterli olmadığı bir saldırı bu. Öyle bir kaygı hali ki, ekmek almak için markete gittiğinizde ya da zilinizi birisi çaldığında herkesin aklında aynı korku: Ya virüsle temas edersem? Sonra sürekli yıkanmaktan çatlamış el derisi ve devam eden panik hali…

KAPİTALİZMİN YARATTIĞI PSİKOLOJİK BUHRAN

Üstelik tüm bunlar insanlığın çoğunluğunun gittikçe artan ekonomik sıkıntılar çektiği, kapitalizmin gösteri toplumumun insanı psikolojik olarak rejenere edemediği (yenilenemediği, harap olmuş yapının tedavi edilemediği) bir temelde gerçekleşmekte.

Toplumun ruh sağlığını korumak için alınacak tedbirler - Resim: 1

Sistemin yarattığı insanî yıkıma Türkiye’den örnek verelim, ülkemizde son 10 yılda antidepresan kullanımı yüzde 50’ye yakın artış göstermiş.1 Üstelik gelişmiş ülkelerde antidepresan kullanımı Türkiye ortalamasının çok daha üzerinde.2 İntihar, kadına yönelik şiddet-taciz ve tecavüz, iş cinayetleri, işsizlik oranlarının artışı; büyük insan yığınları üzerindeki kapitalist tahribatı göstermektedir.

Sistem, akademik anlamda da yaratmaya çalıştığı yeni insana ideolojik ‘telkin’ler vermeyi eksik etmemektedir. Türkiye’de de binlerce insanın severek okuduğu, dili gayet ‘akıcı’ ve albenisi bol teorilerle ellerden düşmeyen Harari’nin Sapiens kitabı3, insanı “katliamcı” ilan etmemiş miydi? Yazar, kapitalizme muhalefet ediyor gibi yapıp ABD seçimlerinde ise hararetle Hillary Clinton’u desteklemişti! Harari gibi liberallerin hemen bütün ortamlarda düşmanlık güttüğü Mao ve Stalin’in ülkeleri ise bugün salgına karşı verdiği büyük başarı ile insanlığa umut olmakla kalmayıp, yardıma muhtacı olanların da elinden tutmaktadır. Sistem, insanlığa dair umudu hedef alarak aslında bir anlamda kapitalizmi alternatifsiz kılmaya çalışmakta (ki bunu Harari örneğinde olduğu gibi kendine sahte ‘muhalif’ler yaratarak da yapmakta) bir yandan da umudu elinden alınan insanın geleceğini çalmaktadır.

YALANLAR ÜLKESİ SOSYAL MEDYA

Hepimiz sosyal medya kullanıyoruz. Umutsuzluk aşılayanların, sürekli toplumdan, ülkesinden, yeri geldiğince arkadaşından ve ailesinden sitem edenlerin sosyal medyada daha yüksek oranla takip edilmesi, paylaşılması tesadüf değil. Aynı zamanda “yalan”a olan talebin de artırıldığı bir dönemdeyiz. Örneğin salgın boyunca Çin’in aldığı sert ve gerekli önlemleri es geçen mantık, bugün Çin’in açıkladığı vaka sayısının yalan olduğunu savunuyor ve binlerce takipçi de bunu destekliyor. Emperyalist teoriyi bilmeyen ya da kavrayamayan ‘uzmanlar’ çok “gizli” bilgileri halkla paylaşıyor. Virüsün Wuhan’da laboratuvar ortamında oluşturulup bulaştırıldığı gibi hiçbir bilimsel temele dayanmayan komplo teorileri, aşısının bulunduğu ama daha çok insan enfekte olunca piyasaya sürüleceği gibi yalanlar on binlerce insan tarafından destek görmekte. Üstelik bunlar adının başında “profesör, doçent ya da doktor” gibi titri olan insanlar eliyle de yapılmakta. Akademinin sefaletini daha net görüyoruz. Bir yandan da salgının uzun sürmesi sonucu bilim düşmanı çevreler de etki alanlarını tekrar artırmaya çalışmakta. Bilim kılıfı altında insanlara bilimsizlik enjekte eden sahte bilimciler de toplumsal sağlığı tehdit etmektedir. Sistemin yarattığı gerçeğe duyulan güvensizlik hali ve hemen her olayda tekrar ortaya çıkan komplocuların en az virüs kadar tehlike oluşturduğu aşikâr.

Emperyalist sistem çürüdükçe yarattığı toplum da çürüyor. Sistemin paradigmasının yörüngesindeki psikolojik önemler de insanlığa “antidepresan” sunmanın dışına çıkamıyor. Bir de tüm bunların üzerine gelen Kovid-19 salgını, insanı anksiyeteye, yalnızlığa, korku ve güvensizliğe daha hızlı yönlendirebilmektedir.

IRKÇILIK VİRÜSÜ

Daha da önemli bir diğer olumsuz etmen ise “bulaşma korkusu” temelinde tekrar ortaya çıkan ırkçılık ve yabancı düşmanlığının artması. “Dışarı”dan korkmak, evrimsel bir olgu. “Bana daha çok benzeyen benim gibidir, bağışıklığı güçlüdür ve bana hastalık yaymayabilir” düşüncesi insanoğlunun milyonlarca yıl süren evrimsel gelişiminde genetik kodlarına işlemiştir. Son zamanlarda artış gösteren ve Batı destekli olarak da pompalanan Çinlilere ve Asyalılara karşı düşmanlık raporları ise elbette evrimsel değildir, sistemin bütün ideolojik araçları ile yıllardır yaratmaya çalıştığı insan tipini görüyoruz o raporlarda.4 Emperyalist sistemin artan ırkçılığa da bir reçetesi yok çünkü sistem, sorunun tam da kaynağı! (Konuyla alakalı daha esaslı bir değerlendirme için Doğu Perinçek’in 24 Mart 2020 tarihinde Aydınlık köşesinde yazdığı “Liberalizmin Hümanizme İhaneti” yazısını okuyuculara şiddetle öneririm.) Neyse ki insan büyük gruplar halinde yaşamak için evrimleşen dayanışma yeteneği yüksek bir sosyal tür ve ideolojik olarak da liberalizme alternatifsiz değil! Karantina altında Wuhan’da evlerinin pencerelerinden beraber slogan atan Çinlileri, balkonlarda şarkı söyleyen İtalyanları ya da yaşlılar için alışveriş kampanyası yapan Türk gençliğini görüyorsunuz değil mi? İşte bu kapitalist yabancılaşmanın başaramadığı insanlığın büyük dayanışma armonisi!

Toplumun ruh sağlığını korumak için alınacak tedbirler - Resim: 2

ÇİN’İN ALDIĞI ÖNLEMLER

Virüsün merkez ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti’nde 26 Ocak’ta Ulusal Sağlık ve Güvenlik Komisyonu, salgın sırasında olası psikolojik sorunlara yönelik önlemlerin alınması ve toplumun ruhsal sağlığı için “Yeni Koronavirüs Salgını için Psikolojik Krize Karşı Acil Mücadele Rehberi” yayınladı.5 Birinci sıraya “örgütsel liderlik” koyuldu. Buna göre Çin yöneticileri, başta 90 milyonluk Çin Komünist Partisi üyelerini ve devletin bütün bileşenlerini “halkın ihtiyaçlarının karşılanması” ilkesince göreve çağırdı. Merkezden başlayarak, eyalet ve mahalli birimlere kadar salgınla mücadele için gerekli finansmanların sağlanacağı garantisi verildi. Yerel yönetimlere “ulusal ruhsal sağlığı koruma” amacıyla olası psikolojik krize karşı gerekli uzman birimlerinin oluşturulması talimatı verildi. Yalan bilgi yayanlara karşı daha sert uygulamalar devreye sokuldu. 7/24 çalışan psikolojik tıbbi destek ekipleri kuruldu. En başta enfekte kişilerin aşırı dürtüsel eğilim geliştirmesine karşı mücadele hedeflendi. Daha sonra da toplumun bütün kesimlerince ihtiyaç duyan herkese olası psikolojik kriz müdahalesi sağlandı. Ana hedef: Salgının psiko-sosyal etkisini aktif olarak en aza indirmek ve kontrol altına almak olarak belirlendi. Sosyal izolasyon boyunca görülebilecek “yalnızlık, uyuşma, öfke, korku, endişe, depresyon, çaresizlik, uykusuzluk ve saldırganlık” gibi belirtiler için tanı koyma ekipleri oluşturuldu. İzolasyona uğratılarak tedavi gören hastalar için ise “dış dünya” hakkında bilgi paylaşımı, sevdikleri ile teknolojik görüşme hizmeti sunulması sağlandı. Olası intihar girişimleri, tedavi için iş birliğini reddetme gibi daha yüksek riskli sonuçlar için özel tedavi çalışması yürütülmesi hedeflendi. Ayrıca Çin Çocuk Sağlığı Dergisi salgın boyunca çocuk ve ergen psikolojisi ile ilgili aile müdahalesi için ayrıntılı bir çalışma yayımladı.6 Çin Komünist Partisi önderliğinde bütün bu öneriler ciddiyetle ele alındı ve koronavirüsün toplum üzerindeki psikolojik tahribatını en aza indirecek önlemler bilimin ışığında ivedilikle uygulandı.

TÜRKİYE’NİN ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER

Türkiye’de salgınla mücadele için Bilim Kurulu, Çinli meslektaşlarıyla yakın dirsek teması içinde. Fakat bununla sınırlı kalmamalı. Çin’in daha salgının başlarında yayınladığı “Psikolojik Kriz İçin Acil Mücadele Rehber”i benzeri çalışma için uzmanlar oluşturulmalı ve gereken önlemler alınmalıdır. Türkiye bu konuda gerekli beşeri sermayeye sahiptir. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin sürecin içerisine aktif katılımı sağlanmalıdır.

Toplumun ruh sağlığını korumak için alınacak tedbirler - Resim: 3

Toplumsal sağduyunun oluşturulması için gösterilen çaba, virüsün kesin bir tedavisi olmadığından artış gösteren toplumsal anksiyete ve paniğe karşı toplumun ruhsal sağlığı için de planlanmalıdır. Salgının kontrol altına alınmaya başlamasıyla insanların stresi azalacağı gibi salgının artış dönemlerinde irrasyonel davranışlar da (örneğin hastalık semptomu gösteren birinin koronavirüs testi olmayı reddetmesi gibi) artış gösterebilir. Salgınla mücadelenin en ön saflarındaki sağlık ordusunun motivasyonu ve mücadele gücü için de gereken önem gösterilmelidir. En büyük baskıyı onların yüklendiğini biliyoruz. Örneğin birkaç gün önce Fransa’da bir futbol kulübünün doktorunun, koronavirüs testi pozitif çıkınca intihar ettiğini öğrendik.7 İnsanların kaygı ve stresini azaltmak için devletin ve uzmanların “bireysel önlemler” alınmasını salık vermesi önemlidir. Günlük egzersiz önerileri, beslenme ve uyku düzenine dikkat, dizi-film veya kitap önerileri gibi çok basit görünen ama bilince çıkarılması gereken öneriler için uzmanlar televizyonlarda ve sosyal medyada yönlendirici olmalıdır.

SONUÇ

Genel olarak baktığımızda, yeni ile eski arasındaki karşıtlığın olağanın üzerinde arttığı ve kopuşun gerçekleşmeye başladığı bir andayız. Marks kapitalizmle ilgili o ünlü sözünü bundan yaklaşık 172 yıl önce söylemişti :“Katı olan her şey buharlaşıyor.”8 Dünyanın “küresel lideri” olarak adlandırılan baş emperyalist ABD’nin, kendi ülkesinde bile ihtiyaçlara cevap veremediği görüldü. Açık bir şekilde belirtmek gerekir ki, insan ve toplumun ruhsal sağlığı için en büyük tehlike kapitalist sistem ve onun yarattığı eşitsizliktir. Halk kitleleri, emekçi yığınlar ise hem biyolojik hem de ruhsal sağlığını koruyabilmek için kapitalist sistemi alt etmek ve yeni bir dünya kurmak görevi ile karşı karşıyadır.

Toplumun ruh sağlığını korumak için alınacak tedbirler - Resim: 4

Dipnotlar:

1. https://www.milliyet.com.tr/gundem/terapi-hizmetleri-yayginlastirilmali-6142894

2. “Antidepresan Kullanım Bozukluğu”, M. Kemal Temel İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı, Anadolu Kliniği Tıp Bilimleri Dergisi, Eylül 2019; Cilt 24, Sayı 3.

3. Hayvanlardan Tanrılara – Sapiens, Yuval Noah Harari

4.https://www.psychologytoday.com/ca/blog/women-who-stray/202002/xenophobia-in-response-pandemics-is-sadly-normal

5.http://www.nhc.gov.cn/jkj/s3578/202001/253b43870a5744b8b938429e737e9e9f.shtml

6.https://mp.weixin.qq.com/s?__biz=MzA5MjQwMzUwMg%3D%3D&mid=2652828991&idx=1&sn=a710218158f38a92c4fd98433d361021&scene=45#wechat_redirect

7. https://www.trthaber.com/haber/spor/koronaviruse-yakalaninca-intihar-etti-473442.html

8. Karl Marks ve Friedrich Engels, Komünist Manifesto, İthaki Yay., 2006, s.75.A

Karantina Koronavirüs virüs Pandemi Salgın izolasyon sosyal panik Korku tedirginlik