Torosların kadınları teslim olmaz
Cumhuriyet Kadınları Derneği, Antalya ve Mersin’de yangından etkilenen köyleri ziyaret etti. Alevlere karşı oluşan dayanışma, fedakarlık Torosların kadınlarının ne yangınlara ne de teröre teslim olmayacağını bir kere daha gösterdi
Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin (CKD) Akdeniz Bölgesi şubeleri yangından etkilenen orman köylerini ziyaret etti. Yangının getirdiği yıkım ve acı büyük. Ama bilinç daha büyük; dayanışma, yardımlaşma, çalışkanlık, güven, cesaret, fedakârlık, iyimserlik çok büyük… İzlenimler, birilerinin propaganda ettiği gibi “yandık, bittik, öldük” şeklinde değil. Torosların doğu yakasına uzanıyoruz. CKD’liler Mersin Silifke’den bildiriyor.
“Emperyalist ABD’nin kuklası hain PKK 10 gündür Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yangınlar çıkarıyor. Binlerce ağaç, bitki örtüsü, orman canlıları, besi hayvanları, tarım arazileri, işlekler, makinalar, evler yanıyor. Turizm, tarım, çevre ve ekonomi büyük zarar görüyor. Silifke’nin Yeşilovacık köyündeyiz. Köyde yan yana iki ev; biri tamamen, diğerinin teras kısmı yanmış. İnsanlar belediyenin gönderdiği tente ile gölgelenen alanda oturuyorlar. Yangının üzüntüsüne rağmen gururla ve inatla ayaktayız görüntüsü vermeye çalışıyorlar. Bizleri sıradan bir günde evlerine gelmiş misafir gibi karşılayıp mutlu oluyorlar. Belediyenin kolilerle gönderdiği pet su şişelerini bakkaldan temin ettikleri soğutucudan çıkarıp tepsiye dizip ikram ediyorlar. Bir yandan da ikramdaki basitliğin mahcubiyetini yaşıyorlar. Halbuki o suyun tadı hiçbir şeyde bulunmaz. O ikramın sahibi veren elin alan elden üstün olduğunu en iyi bilendir, komşusu açken tok yatmayı kabul etmeyendir.”
‘TÜRK MİLLETİ BURADAN ZAFERLE ÇIKAR’
Antalya’ya geçiyoruz. Torosların batısında, Manavgat’a bağlı Aksaz, Sığırcılar, Iğdışlar, Başakşıhlar ve Oymapınar köylerini ziyaret eden CKD’liler bildiriyor.
“Bu yangınlar Türkiye düşmanlarının plânlarına uygun gerçekleşmeye devam etmekte. Köylülerimiz ve kadınlarımız bu oyunların ve kuşatmanın farkında. Kadınlar, genç kızlar bir yandan köyde yangın enkazını kaldırıyor, diğer yandan enkazın içinden sağlam tarım araçlarını çıkarmaya çalışıyor. Öncelikli talep devletin bir an önce üretim olanaklarını sağlaması. ‘Üretiriz, yıkılanı yeniden kurarız’ diyorlar. Mücadele sadece orman yangınlarına karşı yapılmıyor; bölücülerin, emperyalistlerin nifak ateşlerinden yayılan yalanlarla da savaşılıyor. Türk kadını düşmanı tarihimizden tanır ve milli birliğimizden aldığı kuvvetle emperyalizmin oyunlarını bozar. Devletimize, milletimize, birliğimize, dirliğimize kastedenlere geçit verilmez. Analar vatanına, ormanına, hayvanına, üretimine sahip çıkar, yananı yıkılanı yeniden ayağa kaldırır. Bu yangınlardan ve darbelerden Türk Milleti zaferle çıkar.”
Jandarma ekipleri bölgede yoğun olarak bulunuyor. Devletimize ve güvenlik güçlerine karşı yürütülen dezenformasyon ve bozguncu propagandalar, jandarma birimlerimizin dik duruşu ve kesintisiz mücadelesiyle cevaplanıyor.
Ayran bardakları dayanışma, yardımlaşma, birlik, yiğitlik, iyimserlik şerefine doluyor. Yangın söndürme ekiplerine serinlik vermekle kalmıyor, moral ve motivasyon oluyor.
Mustafa Onur 6 yaşında bir çocuk. Alevler evlerine doğru gelirken annesine, “Ben çok küçüğüm, ölmek istemiyorum, hadi kaçalım” demiş. Bisikletinin yandığına çok üzülmüş. Duyarlı bir vatandaş ona yeni bisiklet göndermiş. “Başka ne istersin?” sorusuna yanıtı: “Bisikletim yanmıştı yenisi geldi, başka şey istemem” oldu.
Birlik ve dirlik ruhu köyden köye, çocuklardan herkese…
Yeşilovacık köyünde, evi ve eşyaları yanan Fatma Hanım: “Bir ev yandı, bin ev toplandı. Bizim milletimiz sağ olsun. Birimize bir şey olunca binimiz ayağa kalkıyor. Bu hep böyle olacak, onun için tekrar ayağa kalkıyoruz hep zaten.”
Yangınların kim tarafından neden çıkarıldığı, kimlerin ateşe körükle gittiği, kimlerin söndürmek için çaba gösterdiğini köylüler gayet iyi biliyor: “Her şeyimiz var. Her yerden arıyorlar. Evimizi yakanlar bize zarar verdiklerini düşünüyorlarsa, boşuna! Dimdik ayaktayız ve kimse bizi birbirimize düşüremez”
Kader Hanım’ın evinin büyük bölümü. Elleriyle inşa ettiği teras yanmış: “Ben çalışır gene yaparım”. Teras yenilendikten sonra kahvaltı yapmak için sözleşiyoruz. “Fotoğraf çektirip gazeteye göndereceğiz. Bakın işte biz böyleyiz! Amacınıza ulaşamadınız. Şimdi burası eskisinden de güzel, diyeceğiz.”
“Devlet Nerede?” diye arayanlar köylünün ve vatandaşın yanında bulabilir.