22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trablus’taki çelişkiler seçimi belirsizliğe soktu

Libya uzun yıllar süren iç çatışmaların ardından yeniden siyasi istikrarı sağlamak üzere 24 Aralık’ta seçime gidiyor. Fakat ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin tutumu ile batıdaki politik çekişmeler, seçim sürecini içinden çıkılmaz bir kargaşaya çeviriyor.

Trablus’taki çelişkiler seçimi belirsizliğe soktu
A+ A-

Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Başkanlık Konseyi, geçen hafta içinde ülkenin Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Nejla el Manguş’u görevden aldı ve Manguş’a seyahat yasağı getirdi. Kararı Konsey'in sözcüsü Najva Vahiba duyurdu. Ancak karara bizzat Ulusal Birlik Hükümeti içinden itiraz edildi. UBH, Başkanlık Konseyi’nin bakanları görevden alma ve yeni atamalar yapma yetkisine sahip olmadığını açıkladı. Bu fikir ayrılığı, Libya liderliği içinde derin gerginliklere işaret ediyor.

ULUSLARARASI FAKTÖR

Najva Vahiba, Manguş’un Konsey'e danışmadan dış politika kararları aldığını, bunun kurallara aykırı olduğunu ve Bakan'ın bu nedenle görevden alındığını açıkladı. Ancak Sözcü, kararına dair ayrıntılar paylaşmadı.

Mısır’da yayın yapan Egypt Today gazetesi, UBH ile Başkanlık Konseyi arasındaki fikir ayrığının eski bir Libyalı istihbaratçı olan Abu Acila Mesut’un siyasete dönüşünden kaynaklandığını öne sürdü. ABD, Mesut’un terör faaliyetlerine karıştığını ve Lockerbie vakasında rol oynadığını öne sürüyor ve kendilerine teslim edilmesini talep ediyor.

Nejla el Manguş, ABD ile iyi ilişkileri geliştirme ve Mesut’u sınırdışı etme vaatlerinde bulunmuştu. Bilindiği gibi Manguş, Libya Dışişleri Bakanı olmadan önce ABD’de yaşıyordu ve ABD hükümet bütçesinden fonlanan Unites States Institute for Peace (USIP) kuruluşunda uzman olarak çalışıyordu.

Nejla el Manguş daha sonra, Libya vatandaşını ABD ya da İngiltere’ye teslim etme yönündeki kararını inkar etti. Ancak karşıtları buna rağmen onu acımasızca eleştirdi. Eski Libya Dışişleri Bakanı Muhammet Sayala, Lockerbie dosyasının çoktan kapandığını ve yeni verilecek her türlü tavizin Libya’ya yönelik yeni tazminat taleplerine neden olacağını belirtti.

Libya’nın Dışişleri Bakanı’na dair endişeler her şeyden önce Batı’da dile getirildi. En başta Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias özellikle endişelerini ifade etti.

Nejla el Manguş, önceki gün de Paris’te düzenlenen uluslararası konferansta Menfi ve Dibeybe'ye eşlik etti. Libya ile ilgili uluslararası konferans, 12 Kasım’da Fransız ve İtalyan hükümetleri tarafından örgütlendi. ABD’yi Devlet Başkan Yardımcısı Kamala Harris temsil etti. Ancak Libya’nın statüsü tartışmalı olan bir dışişleri bakanı tarafından temsil edilmesi, konferansın sonuçlarını geçersiz kılacak.

BATI’DA KRİZ

Libya uzmanı Emadeddin Badi, Dışişleri Bakanı çevresinde gelişen krizin diğer nedeninin, seçim tarihinin yaklaşması ile sertleşen iç siyasi çekişmeler olduğunu düşünüyor.

“Perde arkasında siyasi oyuncular arasında giderek şiddetlenen tansiyon var. 24 Aralık’ta düzenlenmesi planlanan seçimler bu çelişkileri kırılmalara zorluyor.”, diyor Badi.

Libya Yüksek Ulusal Seçim Komisyonu (HNEC) Başkanı Imad el Sayah’ın açıklamalarına göre başkanlık seçimi için adaylıklar 8 ile 22 Kasım arasında, Temsilciler Meclisi üyelik adaylıkları ise 8 Kasım ile 7 Aralık arasında kabul edilecek.

Gelişmeleri izleyen El Cezire’ye göre “yıllardır çatışma halinde olup bugün iş birliğinin yolunu arayan fraksiyonların arasındaki dışişleri bakanı çekişmesi, seçimler yaklaştıkça artacak.”

Libya medyası ise UBH Başbakanı Abdülhamit Dibeybe ile Başkanlık Konseyi Başkanı Yunus el Menfi arasında bir gerginlik olduğunu bildiriyor. Haberlere göre bu çelişki, “Trablus’taki otoriteler arasında tehlikeli bir çatışmanın başlangıcını oluşturabilir.”

Haberlere göre Dibeybe başkanlığa adaylıkta ısrarcı. Şu an Geçici Başbakan olan Dibeybe, iktidarın tadını aldı ve kendisini devletin başına kalıcı olarak geçirmek istiyor.

Tunus’un gazetesi Tunisie Numerique durumu şöyle yorumluyor: “Paris konferansında önde gelen Batılı devletler, yani ABD ve Fransa, yabancı paralı askerlerin Libya’dan çıkmasını talep etti. Bu, Aralık 2021 için planlanan seçimlerin olası en iyi koşullarda düzenlenebilmesi ve sonuçların inandırıcı olması için gereken önkoşullarından biri. Bu talep ve hazırlıklar Paris’teki dev konferansta dile getirilirken Libya devletinin zirvesinde böyle bir çamur savaşının yaşanması alarm zillerini çalan bir gelişme.”

TRABLUS’TA SİYASİ KAOS

Trablus’ta çelişkiler sadece UBH yönetimi ve Başkanlık Konseyi arasında yaşanmıyor. Kasım ayı başında Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el Lafi, seçimlerin Mart 2022’ye ertelenmesini önerdi. El Menfi bu öneriyi hemen ve şiddetle reddetti ve seçimlerin zamanında düzenlenmesinin önemini vurguladı. Başkanlık Konseyi’nin diğer Başkan Yardımcısı olan Musa el Koni ise, el Lafi’nin önerisini “Başkanlık Konseyi’nin görüşünü yansıtmayan kişisel bir düşünce” olarak nitelendirdi.

Söz konusu öneri, geçiş dönemini uzatmayı ve iktidarı mevcut hükümetin, yani Abdülhamit Dibeybe yönetimindeki UBH’nin elinde tutmayı amaçlıyor. UBH ve Başkanlık Konseyi üyeleri kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor ve aralarında sürekli fikir ayrılıkları ve gerginlikler yaşanıyor.

Bunun yanında eski iktidar yapısının kalıntıları da halen varlıklarını koruyor ve Libya’daki durumu oldukça karmaşıklaştırıyor.

Batı Libya’da silahlı gruplar arasında çatışmalar da devam ediyor. 27 Ekim’de El Navasi grubu Spor Bakanlığını bastı. Çalışma saatinde binaya giren militanlar memurlara saldırdı.

Yine aynı gün, kimliği belirsiz kişiler Trablus Askeri Bölgesi Komutanı Tümgeneral Abdül Baset Marvan’ın evine silahlı saldırı düzenledi.

Libya’nın petrol ihracat tekeli olan National Oil Corporation (NOC), silahlı grupların ekim sonunda Zavia petrol rafinerisinde çatışmaya girdiğini ve rafineriye zarar verdiğini duyurdu.

ÇELİŞKİLER AĞI

Sadece bir kaç gün önce, 4 Kasım’da Libya’nın Ulusal Yüksek Seçim Komisyonu (HNEC), Tobruk’taki Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği yasalara yapılan ve meclis ve başkanlık seçimlerini düzenleyen tüm teknik ekleri kabul ettiğini açıkladı. Başkanlık seçimini düzenleyen yasanın 12. maddesine herhangi bir ek yapılmadı. Bu madde, en çok tartışma yaratan konuların başında geliyor. Yasaya göre başkanlık adayları, seçimden 90 gün önce mevcut askeri ya da sivil görevlerinden istifa etmek zorunda. Mevcut Geçici Başbakan, yasa kapsamı dışında tutuluyor ve batı ile doğu Libya arasında yeni bir çatışmanın temeli atılmış oluyor.

Öncesinde ülkenin doğusunda bulunan Temsilciler Meclisi Abdülhamit Dibeybe hükümetine karşı güvensizlik oyu vermişti. Buna karşılık Libya’nın batısı, General Halife Hafter’in seçimlere katılmasına karşı çıkıyor.

Doğudaki Temsilciler Meclisi’nin 80 üyesi, Menfi’nin el Manguş’u görevden almasını destekledi (Menfi de Libya’nın doğusundan geliyor.)

Trablus’taki çatışma ve gerginlikler giderek karmaşık bir hale bürünüyor, Libya’nın diğer iç çekişmeleri ile iç içe geçiyor ve ülkenin durumunu olağanüstü karmaşıklaştırıyor.

Abdülhamit Dibeybe’nin dışında, iç savaşta doğudaki kuvvetlere komuta eden General Halife Hafter’in, Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam’ın, Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in ve eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa’nın da seçimlerde aday olması söz konusu.

Ancak doğu ve batı Libya arasındaki fikir ayrılıkları ve Trablus’taki farklı ekonomik ve siyasi güç merkezleri arasındaki açık çelişkilerin yarattığı zemin, Libya’da gerçek anlamda meşru seçimlerin bütün ülke çapında ve zamanında düzenlenmesi olasılığını düşük kılıyor.

Yoğunlaşan siyasi mücadele, farklı siyasi çıkarlara sahip yeni dış güçleri de siyasi sürecin içine çekiyor. Bu da Libya’nın olası istikrarsızlaşmasına neden oluyor.

İSRAİL ETKİSİNİ ARTIRIYOR

Geçen günlerde UBH Başbakanı Dibeybe Türkiye’ye gitti, resmi ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. UBH’nın başı aynı zamanda çıkarları için ABD’de lobi faaliyeti yürütüyor.

İsrail bile faaliyetlerini giderek artırıyor. İsrailli Haaretz gazetesine göre İsrail istihbaratı Libya’nın hem doğu hem de batısında farklı siyasi merkezlerle ilişki kuruyor. İddialara göre İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri yeni bir ulusal birlik ve uzlaşma hükümeti kurmak için bir yandan Abdülhamit Dibeybe, diğer yandan General Hafter ve oğlu Saddam ile müzakere ediyorlar.

Ancak bu girişim, sadece Libya’daki çatışmaya müdahil olan güçlerin artmasına yol açacaktır. Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki çıkarlarının altını oyan İsrail’in Libya sorununa müdahil olmasının Türkiye açısından kabul edilemez olduğu açıktır. Tel Aviv’in Arap dünyasındaki şöhreti düşünülürse İsrail’in arabuluculuğunun Libya’da sadece yeni çatışmalara neden olması olasıdır.

Bu koşullar altında Libya’nın tek kurtuluş yolu dış etkileri sınırlandırmak. Bu amaçla, Türkiye ve Rusya arasında farklı güvenlik bölgelerinin yaratılmasını sağlayan bir anlaşma yapılmalıdır.

Böyle bir anlaşmada Türkiye, Libya’nın batısının sorumluluğunu üstlenir, Rusya ise doğusunun. Diğer aktörlerin etkisi bu sayede engellenmiş olur. Libya’da özelikle çıkarları arasında uzlaşma sağlamayı öğrenmiş iki ülkenin muhatap olması, her biri kendi çıkarı için mücadele eden çok sayıda ülkenin varlığına yeğlenmelidir. Böyle bir Türk-Rus anlaşmasının sağlanması, Libya ve çevresindeki durumu iyileştirecektir. Aksi takdirde Libya tekrar, bütün ülke içi grupların ve Akdeniz’de çıkarı bulunan dış güçlerin azami müdahalede bulunduğu ciddi bir çatışmanın merkezine dönüşme tehdidi ile karşı karşıyadır.

Analiz İngilizce olarak United World International sitesinde yayımlanmıştır.

Dünya Libya Doğu Akdeniz Trablus