23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump kanadından 'acil' ideoloji toplantısı

LATİF BOLAT

Trump kanadından 'acil' ideoloji toplantısı
A+ A-

ABD’nin Cumhuriyetçi Parti’si içindeki Trump taraftarı milliyetçi-muhafazakar kanattan çok sayıda politik lider, başkent Wahingtonda geçen günlerde toplandı. Toplantının amacı, hem Kasım 2022 seçimleri konusunda strateji saptamak, hem de Trump çevresinin milliyetçi-muhafazakar adaylarının Rusya ve Ukrayna konusundaki görüşlerini açıklığa kavuşturmaktı.

Konuşmacıların başında Ohio eyalatinde kasım seçimlerinde ABD Senatosuna seçilmek için aday olan J.D. Vance geliyordu. Vance, Biden ekibinin Ukrayna ve Avrupa'daki savaş taraftarı politikalarını eleştirirken şöyle konuştu:

“ Amerikan silah gücünü Avupa'nın kirli işlerini yapmak için kullanmak, oldukça kötü bir fikirdir. Bugün Washington’da buna karşı çıkacak akıllı kişiler bulunmuyor ve sizden bu akıllı kişilerden biri olmanızı istiyorum.”

Vance’ın hedefinde sadece Biden’cı savaş taraftarı şahinler değil, Cumhuriyetçi Parti içindeki kurulu düzen taraftarı yaşlı muhafazakarlar da vardı. Bilindiği gibi, partinin bu kesimi hem Trump’ın milliyetçi eğilimlerine karşı çıkıyor hem de Biden’in küresel Amerikan hakimiyetini devam ettirme çabalarına destek veriyor. Dolayısıyla Cumhuriyetçi Parti içinde, kasımdaki Kongre seçimlerinden önce kıyasıya bir mücadele gözleniyor. Geleneksel kurulu düzen taraftarı bu gruptaki küreselci Cumhuriyetçiler, Trump’ın başkanlığı döneminde de Başkan'ı desteklememiş ve Biden tarafından Trump’a karşı yapılan saldırılar ve görevden alma teşebbüslerinde Biden’a yardım etmişlerdi.

Amerikan siyasetinde son hızla bir yeniden saflaşmanın devam ettiği açıkça gözlemlenebiliyor. Cumhuriyetçi Parti'nin geleneksel muhafazakarları, giderek Biden ve Demokratik Parti saflarına kayarken, Trump’ın liderliğini yaptığı milliyetçi ve “içe kapanma” taraftarı kesim de, giderek daha radikalleşip Parti'nin önderliğini ele geçirme yolunda başarılı atılımlar yapıyor.

PARTİ İÇİ MÜCADELE

Washington’daki konferansın adı da, aslında Amerikan siyasetindeki bu mücadeleyi çok iyi yansıtıyor: “Kaos’tan Çıkış Konferansı”. Bu konferans, Cumhuriyetçi Parti'nin Trump’çı kanadı tarafından organize edildi. Amacı, Rusya’nın Ukrayna operasyonu sonucu oluşan politik kaostan anlam çıkarmak ve bir yol bulmaktı. Konuşmacılar, tekrar tekrar ABD’nin Irak ve Afganistan'ı aynı sebeplerle işgalinin yarattığı şimdiki kaosun, yeni bir dünya savaşına yol açabileceğini ifade ettiler.

Putin’in Ukrayna operasyonu devam ederken, “Önce Amerika” diye Trump tarafından formüle edilmiş olan milliyetçi muhafazakar kesim de, gerek kendi partisi içinde, gerekse Biden ekibinin politikalarına karşı savaş açmış bulunuyor. Trump’ın başkanlığına damgasını vuran “Önce Amerika” doktrini, ABD’nin askeri müdahalelerini sonra erdirip, kendi içindeki “ev temizliğini” yapmayı ifade ediyor. Bu, ABD dış politikasında gerçek bir “U” dönüşünü olarak değerlendiriliyor.

İşin ilginç tarafı, Afganistan'daki Amerikan askeri varlığının geri çekilmesi, Trump’ın başkanlığı sırasında değil, Biden’ın ilk aylarında yapıldı. Çünkü Trump dört senelik başkanlığı sırasında bir türlü devletin ulusal güvenlik yapılanmasına tam anlamıyla hakim olamamıştı. Örneğin, Trump yönetimi içindeki şahinlerden H.R. McMaster ve John Bolton gibileri, Trump’ın milliyetçi dış politika çabalarını oldukça güçlü şekilde etkisiz hale getirmişlerdi.

'HUNTER BIDEN' ÇAĞRISI

Fakat bu süre zarfında, Trump ve çevresi, en azından Putin ve Rusya konusunda Amerikan siyasetinde oldukça yumuşak bir imaj çizilmesinde başarılı olmuşlardı. Putin’in Ukrayna operasyonunu başlatmasından sonra bile, Trump, Putin konusundaki olumlu ifadelerinden vazgeçmedi. Tüm Demokrat saldırılarına rağmen, Trump bu hafta “Gerçek Amerika'nın Sesi” kanalına verdiği röportajda, Putin’e seslenerek, Biden’in oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’da aldığı rüşvetleri ve Ukrayna iç politikasındaki müdahalelerini açıklamasını açıkça talep etti.

Gelinen bu noktada, geleneksel olarak hemen her Amerikan savaşında destekçilik yapan geleneksel kurulu düzen Cumhuriyetçileri ile küresel müdahalelerden sakınan daha genç Cumhuriyetçi kesim arasındaki tereddütlü ilişki, Putin’in Ukrayna operasyonu ile iyice açığa çıkıp, çözülmesi gereken bir konu haline geldi. Özellikle de Kasım 2022’deki Kongre seçimlerinin önemi düşünülürse, Cumhuriyetçi Parti'deki bu anlaşmazlığın bir an önce çözülmesi, hayati bir önem taşıyabilir. Ukrayna olaylarında da görüldüğü gibi, Biden tarafından da teşvik edilen Cumhuriyetçi savaş taraftarı muhafazakarlar, son zamanlarda, zaten karşısında oldukları Trump politikaları ve 2024 Başkanlık seçimlerindeki en önemli aday olan Trump’ın kişiliğine karşı olan saldırılarını artırabildiler.

UKRAYNA İLE NEO-CONLAR GERİ GELDİ!

Bu konuda yazan Atlantic Council’den Melinda Haring, “Savaş taraftarı neo-conlar, geçen senelerde düşüncelerini hiç bu kadar açıkça ortaya koyup harekete geçememişlerdi. Ukrayna olayları ile neo-conlar geri gelmiş oldular.” diyerek, ABD siyasetindeki küreselleşmeci saldırgan kesimin şimdilerde yeniden egemen hale geldiğini belirtiyordu.

Trump döneminde, Afganistan'da büyükelçilik yapmış olan Amerikan Ekonomik Araştırma Enstitüsü Başkanı William Rogers da, bu konudaki düşüncelerini şöyle açıkladı: “Bu neo-conlar, mevcut krizden dolayı oldukça heyecanlanmış görünüyorlar. Bunlar olan biteni demokrasi ile despotluk arasındaki bir savaş olarak göstermeye bayılıyorlar. Buna rağmen, gerçekçilik ve barış taraftarları, bunlarla savaştan kaçmayacaklardır. Yirmi sene önce bu tür ideolojiyi yutan Amerikan halkı, artık bu neo-conların dolduruşuna gelmeyecektir.”

Washington’daki konferans, Amerikan Muhafazakarları dergisi ve Amerika'nın Zamanı adlı grup tarafından düzenlendi. Ve katılanlar arasında Amerikan politikasının önde gelen isimleri de yer aldı. Bu grupların halka açıklanan misyonunda “Güçlü aile, bağımsız devlet ve herkes için zenginlik politikalarını savunup uygulayabilecek genç Amerikalıları tespit edip eğitmek ve onlara siyasette yer açmak” ilkeleri öne çıkıyor. Toplantının amaçlarından en önemlisi, bu gibi genç Cumhuriyetçileri bulup, eğitip onları gelecekteki Trump iktidarının yöneticileri yapabilmek. Bu sayede Washington’ı son birkaç on yılda işgal eden savaşçı neo-conlara karşı, kuvvetli bir yönetim alternatifi yaratabilecekler.

TRUMP GÖRDÜ VE DURDURDU!

Konuşmacılar arasında bulunan Amerika'yı Yeniden Ayağa Kaldırma Merkezi Başkanı ve Trump’ın Bütçe Direktörü olan Russ Vought, neo-conların saldırısı altında olduklarını ifade ederek şunları belirtti:

“Ukrayna’da olup bitenler sadece bir yan etkidir. Gerçek soru, 'Amerikan askeri gücünü neden Avrupa’dan eve getirmedik' olmalıdır. Liderlerin kafa yorması gereken gerçek soru budur. 2019’da, Trump Ukrayna’ya yapılan askeri yardımın nasıl heba edildiğini görmüştü ve bundan dolayı geçici olarak yardımı durdurmuştu. Ama özünde birer emperyalist olan küresel liderler, Trump’ın bu politikalarından dehşete düşüp onun hakkında “görevden alma” çabalarına başvurdular. Gelecekte, bu tür bir durumda kendisine güvenen bir başkan, bu faaliyetleri ortaya çıkarıp bunlara karşı savaşacaktır.”

Konuşmacılar arasında olan, 41 yaşındaki eski Komando Joe Kent de Ukrayna konusunu işleyerek, Biden’ın saldırgan politikalarına karşı, daha barışçı ve uzlaşmacı yollar önerdi. Kent’in ilgi gören konuşmasında ana başlıklar şöyle idi:

“Bizim politik kurulu düzenimiz, ABD’yi Rusya ile ölümcül bir mücadelenin içine düşüncesizce sürüyor. Halbuki bizim çok pragmatik olmamız gerek. Putin, Ukrayna’dan ne istediğini çok açık şekilde ortaya koydu. Bu oldukça iyi bir başlangıçtı. Putin’in Donetsk ve Luhansk ile ilgili istekleri oldukça makuldu. Sağdaki neo-conlar, güce tapan, kana susamış ve çok güvenilmezler. Biden ise bir savaşa doğru uykuda gibi yürümekte.”

Bu konferansın da gösterdiği gibi, Cumhuriyetçi Parti içindeki ideolojik tartışma daha uzun süre devam edeceğe benziyor. Kasım 2022 Kongre seçimlerinden önce, en kısa zamanda, Parti'nin bir açık ideolojik yol belirlemesi önem kazanıyor. Böylece, Biden yönetiminin başlattığı maceracı yoldan geri dönülmesi, bu seçim sonuçları ile mümkün olacaktır.

ABD Joe Biden donald trump neo-con ideoloji