Trump’a bel bağlayan Kürdistan’a komşu olur
Eski Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ortagus da Trump’ın Ortadoğu politikalarına yön verecek. Ortagus, Trump’ı ‘izolasyonist’ politikaları nedeniyle eleştiren isimlerden. Suriye’deki son gelişmelerin ardından Ortagus, bölgedeki PKK’lıların korunmasını istemişti
Özlem Konur Usta
ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, Morgan Ortagus’u Ortadoğu ekibine dahil etti. Eski Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü olan Ortagus, Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steven Witkoff’un yardımcısı olarak görev yapacak. Ortagus da Witkoff gibi İsrail yanlısı. Trump’ın 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte ABD’nin bölgedeki politikaları bu iki ismin liderliğinde şekillenecek. Emlak yatırımcısı Witkoff’un tutumuyla ilgili henüz çok bilgi yok ancak Ortagus’un geçmişi Trump’ın bölge politikaları hakkında ipuçları veriyor.
DONANMADA İSTİHBARATÇI
Atamanın ardından Morgan Ortagus yaptığı açıklamada, “Başkan Trump aracılığıyla sorunlu bir bölgeye barış ve istikrar getireceğiz.” dedi. Ortagus, 2019-2021 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü olarak görev yaptı. ABD Deniz Kuvvetlerinde istihbaratçı yedek subay. ABD’nin aracı olduğu Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan, Fas ve İsrail arasındaki anlaşmanın mimarlarından. Bu anlaşmalar ile ülkeler İsrail’in egemenliğini tanıdı. İsrail tarafı anlaşmalarla Ortadoğu’ya barış geldiğini savunsa da, işgal ettiği Filistin topraklarında şiddet eylemlerinden hiç taviz vermedi.
DEAŞ YALANI YİNE SAHNEDE
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da Trump’ın Ortagus tercihinden memnun. Graham, “Başkan Trump'ın liderliğinde, ilk döneminde DEAŞ halifeliği yıkıldı, İran zayıflatıldı ve dört Arap ülkesinin İsrail'i tanıması sağlandı. Başkan Trump ve ekibinin Ortadoğu konusunda tarih kitaplarını yeniden yazacağına inanıyorum.” dedi. Trump’ın “barış güvercini” Morgan Ortagus, 10 Aralık’ta yaptığı açıklamada ABD’nin ezberlediği sözde DEAŞ tehlikesine karşı “Kürtlerin” korunmasını istiyor. Ortagus, “Suriye'de en büyük tehdit, ortaya çıkacak yeni boşlukta DEAŞ'ın yeniden canlanmasıdır. Liderlerimiz Kürtlerin korunmasını ve teröristlerin bu kaosu hapishaneden kaçarak istismar etmesini engellemeli.” demişti. ABD, Biden döneminde de Suriye’nin kuzeydoğusunda tam da bu gerekçeleri bahane ederek PKK/YPG’yi açıktan destekledi.
ÇİN VE RUSYA DÜŞMANI
Morgan Ortagus’un kurucusu olduğu POLARIS National Security (PNS) de internet sitesinde ilgi alanlarını şöyle sıralıyor: “ABD Ordusu’nu güçlendirmek”, “Çin’le mücadele etmek”, “Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemek”, “İsrail’i korumak”. PNS’nin hedefi ise kongre adaylarını ve kamuoyunu bu konularda eğitmek.
TRUMP’I ELEŞTİRİYOR
Ortagus’un 2016 yılında başkanlık ön seçimleri sırasında Trump’ın “izolasyonist dış politika yaklaşımını” eleştirdiğini de eklemeliyiz. Trump da bu atamayı “Ortagus güçlü bir Cumhuriyetçi desteğine sahip. Bunu kendim için yapmıyorum, onlar için yapıyorum. Bakalım ne olacak.” sözleriyle duyurdu.
Times of Israil, Ortagus’un göreviyle ilgili heyecanlı. Gazete, Trump’ın tercihi ile ilgili yaptığı haberde hem Steve Witkoff’un hem de Morgan Ortagus’un Yahudi olduğunun altını çizdi. Ayrıca haberde, “Ortagus’un daha az izolasyonist dış politika ileri gelenleriyle yakın ilişkileri var. Bunlar arasında yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio, yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve eski Beyaz Saray danışmanı ve Trump'ın damadı Jared Kushner yer alıyor.” ifadeleri dikkat çekti.
ATLANTİK KONSEYİ’NİN KIDEMLİSİ
Morgan Ortagus, ABD’li düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nin kıdemli danışmanlarından. Soros’a bağlı Açık Toplum Enstitüsü'nün finansal desteğiyle faaliyet yürüten, 'ABD ve Avrupa'nın bütünleşmesini' savunan Atlantik Konseyi, Kürdistan devletinin savunucusu. 2013 yılında ABD dışındaki en büyük merkezini İstanbul’da açan Konsey, ‘Öcalanlı açılım’ ve ‘Ermeni açılımı’ planlarının da mimarı.
Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı düşman ilan eden Demokrasileri Savunma Vakfı (The Foundation for Defense of Democracies)’nın tepe yöneticisi Mark Dubowitz de, Trump’ın Morgan Ortagus seçimini alkışlıyor. Dubowitz, “Ortadoğu'ya barışı getirmek ve Hamaney'in acımasız rejimine karşı geniş bir bölgesel koalisyon kurulmasına yardımcı olmak için daha iyi bir seçim düşünemiyorum.” dedi.
DIŞ POLİTİKAYA ŞAHİN İSİMLER
Donald Trump’ın dış politika ekibinde “şahin” olarak nitelendirilen kadrolar yer alıyor. İsimlerin ortak noktası ise Türkiye, Rusya, İran ve Çin düşmanlığı. Dışişleri Bakanlığına gelecek olan Marco Rubio, Eylül 2021’de Biden Yönetimi’ni, “insan hakları sicilini iyileştirmesi için Türk Hükûmeti’ne baskı yapmaya” çağırmıştı. Senatörlerin imzasına açılan mektupta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Erdoğan, Suriye'de DEAŞ’a karşı savaşan ABD destekli Kürtlere (SDG) küstahça saldırdı, ABD teknolojisiyle uyumlu olmadıkları yönündeki uyarılara rağmen Rus hava savunma sistemleri satın aldı ve Azerbaycan'ı Ermenistan'la olan toprak anlaşmazlığını çözmek için şiddet kullanmaya teşvik etti.” ifadeleri yer alıyordu. Rubio, 2018 Aralık ayında yaptığı açıklamada da Suriye'den "tam ve hızlı" çekilme planlarına karşı çıkarak, “ABD'nin savunma varlığını Suriye'den çekme kararı büyük bir hatadır. Suriye Demokratik Güçleri ve YPG Orta Fırat Nehri Vadisinde DEAŞ’a karşı mücadeleyi terk edecektir.” demişti.
ABD’nin müstakbel Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz’ın da tutumu farklı değil. Waltz, 2021 Mayıs’ında “SDG savaşçıları, tercümanlar, destek personeli ve ABD ordusuna yardım eden diğer kişilere” beş yıllık bir süre zarfında 4 bin ABD vizesi verilmesini öngören bir yasa tasarısı sundu. Waltz, “Kürt müttefiklerimiz ABD'nin çıkarlarını ilerletmek ve düşmanlarımızla savaşmak için hayatlarını ortaya koymuş ve misilleme riskini göze almışlardır. Yardımları için minnettarlığımızı hak ediyorlar. ABD Kongresi savaş alanında bizimle birlikte savaşanları takdir etmelidir.” demişti.
