22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Trump’ın Cumhuriyetçi Parti liderliği tartışılmaz şekilde mühürlendi!

ABD’nin Cumhuriyetçi ve Demokrat küreselcileri birleşip Trump’a karşı taarruza geçti. FBI baskını, kırılmanın son halkası. Trump ise mücadeleye, Cumhuriyetçi Parti’de Kasım 2022 seçimleri için kendi adaylarını seçtirerek devam ediyor.

Trump’ın Cumhuriyetçi Parti liderliği tartışılmaz şekilde mühürlendi!
Donald Trump, Harriet Hageman
A+ A-
LATİF BOLAT

Neo-Conların lideri Dick Cheney’in kızının Wyoming’te açık farkla Trump’ın adayına yenilmesi, Trump’ın liderliğini ve 2024 adaylığını kesinleştirmiş görünüyor.

“Kimin eli kimin cebinde belli değil” derler ya, ABD siyasetinde artık bu açıkça belli olma yolunda. İki gün önce yapılan Wyoming eyaleti ön seçimlerinde, Liz Cheney adındaki Trump karşıtı adayın yüzde 30 daha az oy alarak, Cumhuriyetçi Parti adaylığını Trump’ın özel olarak desteklediği Harriet Hageman adındaki bir başka kadın adaya kaptırması, kimin elinin kiminle birlikte olduğuna son noktayı koymuş oldu.

ABD iç siyasetini yakından takip etmeyenler için kafaları sürekli karıştıran ve böyle giderse daha da karıştıracağı beklenen iki parti sistemini gelin biraz inceleyelim. Bu, son zamanlarda olup biten iç siyaset tartışmalarının, hem Türkiye’yi hem de tüm dünyayı nasıl etkileyeceğine dair bazı tahminlerde bulunmamıza yardımcı olabilir.

Tüm ülkelerde olduğu gibi, ekonomik genişleme ve varlık dönemlerinde, gerek iktidar ve gerekse muhalefet partilerinde, bir tahmin edilebilirlik ve sarsılmaz bir birlik vardır. Bunu Türkiye’de de hemen her dönemde, ve özellikle de son 20 senede gördük.

CUMHURİYETÇİ PARTİ’DEKİ DEĞİŞİM AKP’DEKİNE ÇOK BENZER

Ama ne zaman ki ekonomi ve sosyal hayatta çalkantılar başlar, o zaman tüm partiler ve siyasi güçlerde bir sallanma, bir yeniden düzenlenme ihtiyacı çıkar. Bu, iktidar partilerinde de, muhalefette de böyledir. AKP iktidarının rahat günlerinde, partide olağanüstü bir birlik ve sağlamlık görüntüsü yok muydu? O günlerde, derinlerde gelişen farklı fikirler ve amaçlar hiç de belli değildi. Ama ne zaman ki ekonomi ve dış siyasette tıkanmalar başladı, kaya gibi sağlam duran AKP’de iç karışıklıklar ve yeniden mevzilenmeler açığa çıkıverdi. Babacanlar, Davutoğulları, Arınçlar gibi önde gelen partinin kurucuları, AKP ile yollarını ayırdılar ya da atıldılar. Böylece, AKP kendini yeniden keşfetmenin ve yeniden yapılandırmanın yoluna girmiş oldu. Ve bu yolda ağır aksak hala devam etmektedir. İçindeki safraları attıkça da, daha millici bir yöne evrilmektedir.

Amerikan siyaset sisteminde de, son 3-5 senedir, aynen Türkiye’nin siyasetinde şahit olduğumuz bir gelişme yaşanmaktaydı. 250 senedir Demokrat ve Cumhuriyetçi olarak iki kanada sahip olan siyaset sahnesinde, Donald Trump’ın başkanlık seçimini, çok da net olmayan şartlar altında, kaybetmesi ile bazı değişiklikler olduğu görüldü. Bu durum, özellikle de Trump’ın partisi olan Cumhuriyetçiler arasında, aynen AKP’de olduğu gibi yeniden bir saflaşma yarattı.

Trump’ın Cumhuriyetçi Parti liderliği tartışılmaz şekilde mühürlendi! - Resim : 1
Neo-Conlar savaş kışkırtıcısı siyasetleriyle biliniyor.

SAĞIN SOL, SOLUN SAĞ OLDUĞU ZAMANLARDAYIZ!

Cumhuriyetçiler, geleneksel olarak muhafazakâr, dindar, zenginlerden yana, sağcı diye nitelendirilebilecek bir politik çizgiye sahiptirler. Bu muhafazakarlığın sonucu olarak da, ABD’nin güney ve iç kesimlerindeki daha kırsal ekonomiye sahip ve daha tutucu kültürün yer aldığı nüfustan destek görürler.

Ama ABD’nin dünya çapında gerilemesi ve hızla liderliği kaybetmesine paralel olarak, ekonomik ve sosyal sorunlar üst üste birikince, tüm Amerikan siyaset sahnesinde bir deprem oluştu. Özellikle de sürekli olarak ekonomik gelişmeden bir türlü pay alamayan bu güney ve iç kesimlerin nüfusunda, siyasi bir değişim yaşandı. Partinin çoğunluğu, Trump’ın önderliğinde, daha millici ve daha içe dönük bir rota izlemeye başladı. Buna karşılık, Cumhuriyetçi Parti içinde küçük ama etkili bir grup, Demokratların içindeki Neo-Con (yeni muhafazakâr) saldırgan ve küreselci hakim sınıf kesimleri ile işbirliği içine girerek, Cumhuriyetçi Parti’nin çoğunluğuna ters tercihler ile Parti’yi bölmeye doğru yol aldılar.

TÜM NEO-CONLAR KÜRESELCİLİKTE BİRLEŞİN!

Gerek Demokrat Parti’nin, gerekse Cumhuriyetçi Parti’nin içindeki bu küçük ama çok etkili Küreselci Neo-Con güçler, bir anlamda iki parti arasında bir köprü oluşturdular. Ve ABD’nin dünya çapındaki gerilemesini kabul edip ona göre daralma, küçülme ve eldekini kurtarma politikası güden Trump ve geride kalan Cumhuriyetçilere karşı birleştiler.

Bunu en net şekilde, 2020 seçimlerindeki gariplikler ve Trump’ın olaylı şekilde Başkanlıktan ayrılması olaylarında görüldü. Trump’ın Başkan Yardımcısı Mike Pence bile ona karşı tutum alarak “mevcut düzenin devamı” yönünde, Demokratlardaki küreselcilerle birlikte oldu. Ama bu konuda en dikkat çeken ve bu kırılmayı en net şekilde temsil eden kişi, Wyoming milletvekili Liz Cheney idi. Kendisi, ABD’nin köklü siyasi ailelerinden gelen ve George W. Bush’un başkan yardımcısı olarak ve aslında gölge başkan rolüyle, ABD’nin Orta Doğudaki en kanlı planlarını yöneten kişi olan Dick Cheney’in kızı idi. Liz Cheney, küreselcilerin de teşviki ile Cumhuriyetçi Partideki parçalanmanın sembolü haline geldi. Demokrat Partideki küreselcilerle ittifak içinde, kendi partisinin Başkanı ve fiili önderi olan Donald Trump’a karşı isyan etti. Hatta, Demokratların Trump’ın siyasi kariyeri bitirme planlarında aktif rol oynayarak, diğer 9 Cumhuriyetçi milletvekili ile birlikte, Trump’ın başkanlıktan atılması ve bir dizi konuda suçlu bulunması yönünde oy kullandı.

Trump’ın Cumhuriyetçi Parti liderliği tartışılmaz şekilde mühürlendi! - Resim : 2
Baba Dick Cheney ve kızı Liz Cheney, 6 Ocak 2021 Kapitol Baskını'yla ilgili Trump karşıtı oturuma katılan yegane Cumhuriyetçi Parti üyeleri olmuştu.

TRUMP’IN İNTİKAMCI KİŞİLİĞİNİN SİYASİ SONUÇLARI

Biden’ın Başkanlığa seçtirilmesinden sonra ise, Cumhuriyetçiler içindeki bu ekip, aktif şekilde Trump’ın bir daha hiçbir zaman siyaset yapamaması için ellerinden geleni yaptılar. Buna karşılık, Trump ise bu siyasilerin Cumhuriyetçi Partiden bir daha aday olmamaları için şehir şehir dolaşarak karşı atağa geçti. Ve bunun olumlu sonuçlarını da 8 Kasım 2022 ara seçimlerinde Kongreye gidecek olan Cumhuriyetçi adayların çoğunu, kendisini destekleyecek aday adaylarından seçtirerek elde etti.

Trump’ın bu konudaki çabalarının en önemlisi, Cumhuriyetçiler içinde küreselcilerin başını çeken Liz Cheney’in, Wyoming eyaletindeki on seçimleri yüzde 30 farkla Trump destekçisi adaya kaybetmesi oldu. Böylece, Cumhuriyetçi Parti içinde, Trump’ın tartışılmaz liderliği oluşturuldu. Buna karşılık da gerek Demokratlar gerekse küreselci Cumhuriyetçiler, Trump’ın evinin FBI tarafından basılması, aranması dahil birçok konuda, onu yasal olarak siyaset sahnesinden silecek çabaları yoğunlaştırdılar. Ve hatta Wyoming’deki on seçimleri bile kaybeden Liz Cheney’i, şimdi Cumhuriyetçi Partinin Trump’a karşı 2024 Başkan adayı olarak öne sürme çabası içindeler.

Trump’ın Cumhuriyetçi Parti liderliği tartışılmaz şekilde mühürlendi! - Resim : 3
Trump'ın adaylarının desteklendiği eyaletler

FBI BASKINI, TRUMP’IN 2024’TEKİ BAŞKANLIĞINI GARANTİLEDİ Mİ?

Ama şimdilerde, Amerikan basını, bu son FBI baskının, Trump’ın 2024 Başkan seçilmesini garantilediği şeklinde değerlendirmeler yapıyor. Kovboyluk geleneğinden gelen bir adetle, “zalime” karşı “mağduru” destekleme eğilimi olan Amerikan halkının geleneksel kesiminin, bu tür baskılar ve ayak oyunları ile “mağdur” edilen Trump’ın arkasında çok daha kararlı şekilde duracağı tahmin edilmekte.

Buna, bir de 8 Kasım 2022 seçimlerinde Trump’ın desteklediği adayların Kongreye seçilmesi ve Kongrenin iki kanadında da Trump’çı Cumhuriyetçilerin hâkim olması ihtimali eklenirse, ABD’de dünya siyasetini bile etkileyecek dönüşümler görmemiz mümkün gibi görünmekte. Zaten tam da bu nedenle, küreselci Neo-Conlar şiddetli bir şekilde gerek ABD’nin içinde, gerekse de dünyanın birçok yerinde aynı zamanda saldırıya geçip, kendi pozisyonlarını korumak çabasındalar. Buna Ukrayna, Tayvan, Suriye, Afrika ve NATO içindeki faaliyetleri ile şahit olmaktayız. Bu çabalardan dolayı da, ABD’deki 8 Kasım seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu anlamak, Türkiye ve dünyada ona göre siyaset geliştirmek gereği apaçık ortadadır.

Trump Belediye Başkanı fbı baskın belediye seçimi cumhuriyetçi parti