Tüm dünya tepki gösterdi: NATO ve İsveç ‘Kur’an-ı Kerim’i yakmak yasaldır’ dedi
Dünyanın birçok yerinden Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına tepki yağarken NATO ve İsveç bu eylemin ‘ifade özgürlüğü’ kapsamında olduğunu savundu. Avrupa’da yaşayan Türkler bu açıklamalara yanıt verdi. Kutsal kitabın yakılmasına karşı eylemlerini sürdüren Türkler emperyalizme meydan okudu
İsveç’te Kur’an-ı Kerim’in yakılması dünyanın dört bir yanında protesto edildi. İsveç'te aşırı sağcı politikacı Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmasına tepkiler sürüyor. Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde bu olaya karşı eylemler yapıldı. Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan dernek ve oluşumlardan Kur’an-ı Kerim’in yakılmasına karşı kınama mesajları geldi. NATO ve İsveç ise bu eylemi “ifade özgürlüğü” olarak değerlendirerek suç olmadığını savundu. Rusya’dan da NATO’nun bu açıklamasına tepki geldi.
NATO KONUSUNDA BİZDEN DESTEK YOK
Türkiye İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılması skandalına sert tepki gösterdi. İsveç polisinin skandal eyleme izin verdiğinin açıklanmasından hemen sonra İsveç’in Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmıştı. Kabine toplantısı sonrası açıklama yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'nin veyahut Müslümanların dini inancına saygı göstermiyorsanız, bizden de NATO konusunda herhangi bir destek göremeyeceksiniz" dedi.
‘SAYGISIZ’ DEDİ AMA KINAYAMADI
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, Kur'an-ı Kerim yakmasına izin verilmesini "ifade özgürlüğü" ile savunarak, kutsal kitabın yakılmasını "saygısızlık" olarak niteledi.
İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, İsveç mevzuatının kutsal kitapların yakılması gibi provokasyonları yasal kıldığını savundu. Billström, Brüksel'de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'na girişte gazetecilerin sorularını yanıtladı. AA muhabirinin Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılması provokasyonuyla ilgili "Bu basitçe bir ifade özgürlüğü müdür yoksa birinin öylece nefret suçu işlemesine izin mi verdiniz?" sorusuna, "İsveç hükümeti olarak hem İsveç'te ifade özgürlüğü olduğunu hem de bu eylemi yapan kişilerin yanında olmadığımızı çok açık belirttik" yanıtını verdi.
İSVİÇRE’DEKİ TÜRKLERDEN
İSVEÇ ELÇİLİĞİ ÖNÜNDE EYLEM
İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması, İsviçre'deki Türk toplumu tarafından protesto edildi. İsveç'in Bern Büyükelçiliği önünde, İsviçre'deki Türk sivil toplum kuruluşlarının (STK) çatı örgütü olan İsviçre Türk Toplumu (İTT) öncülüğünde düzenlenen protestoya İsviçre'deki Türk STK'lerin başkan ve yöneticileri katıldı.
İTT Başkanı Suat Şahin, İsveç'te 21 Ocak'ta Kur'an-ı Kerim'e karşı yapılan aşağılık saldırıyı güçlü şekilde kınadıklarını ifade etti.
Şahin, "Müslümanları hedef gösteren, kutsal değerlerimize hakaret eden bu İslam düşmanı provokatif eyleme ifade özgürlüğü adı altında izin verilerek polis gözetiminde böyle bir eylemin gerçekleştirilmesi, bütün Müslümanları olduğu gibi İsviçre Türk toplumunu da derinden üzmüş ve yaralamıştır" dedi.
Açıklama aynı zamanda Almanca da yapıldı.
‘EMPERYALİZMİN TÜRK MİLLETİNİN DEĞERLERİNE
EL SÜRMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ’
Aydınlık Avrupa’ya konuşan Vatan Partisi İsviçre Temsilcisi Hasan Kemahlı İsviçre Türk Toplumu’nun, Türk milletinin değerleri konusunda duyarlı olduğunu belirtti. Kemahlı, “İsviçre Türk Toplumu her zaman bu duyarlılığını gösterdiği tepkiler ile kanıtlamış ve milli değerlerine sahip çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
Kemahlı şu açıklamalarda bulundu: “Olmayan aklınca İslam aleminin en yüce değerine, Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemiyle saldırabileceğini zanneden müptezel, sapkın ve buna kol kanat geren İsveç devleti ve buna demokrasi, fikir özgürlüğü gibi kılıflar uydurmaya çalışan siyasileri çok büyük suç işlemişlerdir. Biz Batı’nın fikir özgürlüğü ve demokrasi sevdasını ‘Ermeni soykırımı uluslararası bir yalandır’ dediğimizde tanıdık. Özgürlükleri sadece kendi gizli emellerini, çıkarlarını gizleyen birer örtüdür.”
“Gerçeğin gücü sayesinde diz çökmeye mahkumdurlar. Dün olduğu gibi bugün de değerlerimize sahip çıkıyoruz.Bugün o soğuk havada bir araya gelen Türk toplumunun önder şahsiyetleri İsveç Büyükelçiliği önünde bir kez daha suçlarını yüzlerine karşı haykırarak yaptıklarının bedelini ödeyeceklerini söylemiştir. Kararlıyız Türk milletinin hiçbir değerine emperyalizmin ve onun uşaklarının el sürmesine müsaade etmeyeceğiz.”
HOLLANDA’DA DA KUTSAL KİTABA SALDIRI
İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırı sonrasında Hollanda’da kutsal kitap yırtıldı. Hollanda'da ırkçı Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar (PEGIDA) hareketi lideri Edwin Wagensveld, Lahey kentinde tek başına yaptığı eylemde Kur'an-ı Kerim yırttı.Wagensveld'in tek başına yaptığı gösteri polis korumasında gerçekleşirken, ırkçı lidere Kur'an-ı Kerim'i yakmaması şartıyla izin verildiği belirtildi.
Paylaşımın devamında yırtılan Kur'an sayfalarının başka bir yerde tava içinde yakıldığı görüldü.
VATAN PARTİSİ’NDEN HOLLANDA’DAKİ EYLEME TEPKİ
Eylem sonrasında Vatan Partisi Hollanda Temsilciliği tepki mesajı yayımladı. NATO’dan çıkılmasının gerekliliği belirtilen açıklamada bu tür eylemlerin terörün önünü de açtığı vurgulandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “21 Ocak Cumartesi İsveç'te Kur'an-ı Kerim’i yakma eyleminden sonra, 22 Ocak Pazar günü Hollanda'nın Lahey kentinde Temsilciler Meclis binasının önünde PEGİDA adlı grubun lideri Edwin Wagensveld de Kur'an-ı Kerim’i yakma girişiminde bulundu. Buna izin verilmeyince, Kur'an-ı Kerim sayfalarını yırtarak yere atıp çiğnedi. Bu kişi aşırı sağcı, İslam düşmanı, göçmen düşmanı düşünceleri ile tanıyor. Bu hayasız eyleme, "demokrasinin, ifade özgürlüğünün, gösteri yapma özgürlüğünün gereğidir " diyerek izin verilmiştir. Bu demokrasi anlayışı sakattır, defoludur ve nefreti körüklemektedir. Yeni terör eylemlerine çanak tutmaktadır. İslam dünyasını hedef almakla birlikte, Hollanda toplumu içinde tehlikelidir. Hollanda'da 15 yaş üzeri nüfusun yüzde 5’i Müslüman’dır. Bu tür ırkçı, İslam düşmanı provokatif söylem ve eylemler, Hollanda toplumunu böler. Hollanda'nın çok kültürlü yaşamına zarar verir. Bu eylem Hollanda halkının birliğine, birlikte yaşama iradesine de saldırıdır. Bütün bu nedenlerden dolayı bu provokatif saldırıyı şiddetle kınıyor, lanetliyoruz. NATO'dan çıkalım, bağımsız olalım.”
‘NATO KONTROLÜNDEKİ AVRUPA GİDEREK GERİCİLEŞİYOR’
Hollanda’daki eylemle ilgili açıklama yapan Vatan Partisi Hollanda Temsilcisi Ahmet Uyar, İsveç' teki gibi Hollanda'daki eylemi de yapan kişi ve örgütlerin faşist ve İslam düşmanı örgütler olduğunu belirtti.
Uyar şu açıklamalarda bulundu: “Avrupa bugün ekonomik ve siyasi olarak bir krizin içinde. Bu durum Hollanda içinde geçerli. Bu krizlere karşı halkın tepkisini yatıştırmak ve gündem değiştirmeye yönelik olmakla birlikte, esas olarak Avrupa'yı kontrol altında tutmak ve Rusya'ya karşı yaptırımlara ikna etmek olabilir. Bu strateji NATO'nun politikalarıyla yakından ilgilidir. Her bakımdan kötüye gidişin sorumlusu, göçmenlerdir, yabancılardır düşüncesine hizmeti eden eylemlerdir. NATO'nun kontrolündeki Avrupa, giderek gericileşiyor ve saldırganlaşıyor.”
‘Seçim sürecinde benzer olaylar olabilir sağduyumuzu koruyalım’
Merkezi Almanya’da bulunan Uluslararası Demokratlar Birliği Basın Sözcüsü Avukat Fatih Zingal Aydınlık Avrupa’ya konuştu. Zignal, İsveç'te ırkçı Rasmus Paludan’un polis koruması altında Kur'an-ı Kerim’i yakmasına “ifade özgürlüğü” savunması yapılmasının hukuken zemini olmadığını söyledi. Türkiye’de girilen seçim sürecinde benzer olayların da olabileceğine işaret eden Zingal, Avrupa’da yaşayan Türklerin provokasyonlara izin vermeyeceğini söyledi.
Fatih Zingal şu açıklamalarda bulundu: “İfade özgürlüğü her zaman ve her hukuk devletinde başkalarının haklarıyla sınırlıdır. Örneğin, ben birisine hakaret edersem bunu ifade özgürlüğü olarak değerlendirebiliriz ama başkasının hakkına girmiş olduğum için bu ifade özgürlüğü değil hakaret suçu olur. Bu olayın da tüm Müslümanlara hakaret olarak değerlendirilmesi gerekir. İfade özgürlüğü diyenler her türlü hakareti de ifade özgürlüğü olarak mı tanımlıyor… Siyasetçiler tarafından kabul gördüğü için ‘ifade özgürlüğü’ diyorlar. Hukuken zemini yok. Ceza hukukuna tekabül edecek bir eylem.”
‘TÜRKİYE’Yİ HEDEF ALDILAR’
“Olayın Türk büyükelçiliği önünde yapılması direk Türklerin hedef alınması demektir. Türk makamlarını bir şekilde rencide etmek, aşağılamak istedikleri için burada yaptılar. Türkiye’yi ve değerlerini hedef aldılar. Değerlerine en çok sahip çıkan ülke Türkiye ve Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dır.”
‘PROVOKASYONA İZİN VERMEYECEĞİZ’
“Eylemciler provokasyon yaparak daha fazla kitleye ulaşmak istiyor. Ancak buna izin vermeyeceğiz. Türkiye’de seçimler yaklaştıkça bu tür olaylar da artacak gibi görünüyor. Gerginliği artırmak istiyorlar, huzuru bozmak istiyorlar. Avrupa’daki Türkler bunlara asla izin vermeyecek. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sağduyumuzu sürdüreceğiz. Olayları kınayacağız. Asıl provokatörlerin onlar olduğunu belirteceğiz. Siyasetçi ve yetkililer de bu provokatörleri farkında olmalı ve müsaade etmemeli. Zemin hazırlamamalı.”
Rusya’dan NATO’ya tepki:
‘Dini görüşlere saygı zorunluluktur’
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, dini görüşlere saygı gösterilmesinin "zorunluluk" olduğunu belirtti. Zaharova, sosyal medyada yaptığı açıklamada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması ve protestolarla ilgili açıklamasına tepki verdi.
Zaharova, şunları kaydetti: "Uluslararası belgelerde ifade özgürlüğü hakkı, herhangi bir din veya dini uygulama hakkında eleştirel ve aşağılayıcı ifadelerin kullanılmasını, hele Müslümanlar için kutsal olan Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını içermez. Dini görüşlere saygı gösterilmesi, bir seçenek değil zorunluluktur. Stoltenberg bunu neden bilmiyor? Çünkü Batı, Avrupa'da kilit yerlere eğitimsiz insanları atıyor. Bunları yönetmek kolay. Böylece Avrupalıların birçoğu manipüle ediliyor. Eğer Anglosaksonların kontrolündeki ülkeler, herkesi var olmayan cinsiyetleri tanımaya zorluyorsa, onların milyonlarca kişinin kutsal gördüğü şeylere saygı göstermesi gerekiyor."
Rus Ortadoks Kilisesi’nden kınama
Rusya Müslümanları ve Hristiyanları, Kur’an-ı Kerim yakmasını kınadı. Moskova Patrikhanesi Kilise Medya ve Toplum İlişkileri Departmanı Başkanı Vladimir Legoyda da sosyal medya hesabından yaptığı kınama açıklamasında, “İsveç’te Türk Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’in yakılması kabul edilemez bir vandalizm eylemidir. Başka bir kişi için kutsal olana tüküremezsiniz. Siyasi mücadelede insanlık sınırları aşılamaz ve dini kutsallar rencide edilemez” değerlendirmesine yer verildi.
Rusya Federasyonu Müslümanları Dini İdaresinin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Stockholm’de Kur’an-ı Kerim yakılması “barbarlık” olarak nitelendirilerek, bunun Rusya Müslümanlarınca şiddetle kınandığı bildirildi.
Bunu yapanların dinler arasında nefret ateşini körükleyerek belirli insan gruplarını siyasi olarak harekete geçirmeye çalıştığına dikkat çekilen açıklamada, eylemin Avrupa toplumunda düşmanlık ve nefretin yayılmasına neden olacağı uyarısı yapıldı.
Müslüman ve Yahudi toplulukları: Endişe duyuyoruz
İsveç'te Müslüman ve Yahudi topluluklarının birlikte çalıştığı Amanah Vakfı ve İsveç Yahudi Topluluğu Konseyi, ortak açıklama yaparak "İsveç'teki gelişmeden derin endişe duyuyoruz. Yahudi ve Müslümanlar gibi azınlıklara yönelik saldırılar son yıllarda artmış ve normalleşmiştir" uyarısında bulundu.
Amanah Vakfı ve İsveç Yahudi Topluluğu Konseyi, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasının ardından, "Demokrasiye evet, Nefrete hayır!" başlıklı ortak açıklama yayımladı.
Açıklamada, "Bir kez daha İsveç sokaklarında İslam düşmanı nefret gösterilerine tanık olmamız, derin endişe veriyor. Bir kez daha ırkçıların ve aşırılık yanlılarının, İsveç'teki dini azınlıklardan birine karşı Kur'an-ı Kerim yakarak nefreti normalleştirmek için demokrasiyi ve ifade özgürlüğünü suistimal etmelerine müsaade edildi" ifadeleri kullanıldı.
‘ÖN YARGI İLE NEFRETE YÖNELİK EYLEMLER KABUL EDİLEMEZ’
Açıklamada, "Geçmişte Yahudilere ve şimdi Müslümanlara karşı aynı şey yapılıyor. Bu nefret gösterilerini etnik gruplara yönelik tehdit ve tahrik ifadesi olarak görmemek, tarihin göz ardı edilmesi anlamına gelir." değerlendirmesi yapıldı.
Alman Yahudi yazar Heinrich Heine'nin, 1821'deki kitabına atıfta bulunulan açıklamada, "Kitapları yakanlar sonunda insanları da yakar" ifadesine yer verildi.
Nazilerin 1933'te Yahudi kültürünü yok etme çabalarındaki ilk adımlardan birinin, Yahudi kitaplarının yakılması olduğu vurgulanarak "Ardından ne olduğunu hepimiz biliyoruz." denildi.