Tunalıgil’in koltuğundaki Ozan Ceyhun

Viyana’da Prinz Eugen Caddesi hem benim için, hem de Türkler için önemlidir. Caddenin bir tarafında Habsburg Hanedanlığı’nın muhteşem kışlık sarayı ve muhteşem bahçesi, diğer tarafında ise tarihi evler, bürolar ve büyükelçilik binaları bulunmaktadır.

1987 yılından bu yana çalıştığım işyerim ve işyerime en fazla 100 metre mesafede olan TC Viyana Büyükelçiliği’nin alımlı, güzel binası da bu cadde üzerindedir. Büyükelçilik binası da Türkiye ve Türkler için tarihi önemdedir. TC Büyükelçisi Daniş Tunalıgil ve Çalışma Müşaviri Vekili Erdoğan Özen’i 22 Ekim 1975’te bu binada şehit verdik.

On sene öncesine bu binada konsolosluk hizmetleri de veriliyordu. Avusturya iş hukuku ile ilgili hazırladığım Türkçe kitaba önsöz yazması için ziyaret ettiğim zamanın Başkonsolosu Sedat Önal, konsolosluk hizmetleri için yeni yer bulduklarını, binadan ayrılacaklarını ifade etmişti. Şimdi Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevinde bulunan Önal o zaman şöyle söylemişti: “Bina hem konsolosluk, hem de büyükelçilik için küçük geliyor, ayrıca şehitler verdiğimiz binada pencere önünde çalışıyoruz.”

ŞEHİT DİPLOMATLARIMIZ

Sedat Önal haklıydı. 33 yıl boyunca hem işe gidip gelirken Büyükelçiliğin önünden geçer, Prinz Eugen Caddesi üzerinde dalgalanan dünyanın en güzel bayrağını selamlar, yoluma devam ederim. İçerde ise teröristler tarafından katledilen Daniş Tunalıgil’in koltuğunda büyükelçiler çalışırlar. Elçiliğin giriş kapısının yan tarafında, Daniş Tunalıgil ve diğer şehit diplomatlarımızı hatırlatan bir şilt bulunmaktadır. Her giriş ve çıkışta o şilt, terör ile hayatlarını kaybedenlerin anılarını canlı tutmaktadır.

Tunalıgil’in koltuğunda geçen zamanda çok sayıda büyükelçi oturdu. Bu büyükelçilerden bazılarının daha etkin ve göze çarpan çalışmalar yaparken, bazılarının ise etkisiz kaldıklarını belirtmem, diplomatlarımızın emeklerine haksızlık kastını taşımaz.

Avusturya ile Türkiye arasında zaman zaman “büyükelçi krizleri” yaşandığı görüldü. Bu krizlerinen akılda kalanı (15 Ekim 2009 ile 15 Ekim 2011 tarihleri arasında) T.C.Viyana Büyükelçisi olarak görev yapan Kadri Ecvet Tezcan döneminde oldu. Deneyimli diplomat Tezcan, Avusturya’daki yabancı düşmanlığına dikkat çekmek için, günlük gazetelerden Die Presse’nin kendisiyle yapmış olduğu söyleşide “AGİT, Birleşmiş Milletler ve OPEC’in Genel Sekreteri olsam burada durmazdım” demesi, dananın kuyruğunu koparmıştı. Avusturya ve Türkiye’de aylarca Tezcan konuşuldu. Avusturya’da“Geri çekilsin, istenmeyen adam (persona non grata)” denilmişti. İki ülke dışişleri bakanı o zamanlar çeşitli görüşmeler yapmışlar, bu görüşmelere ait Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger açıklamalarda bulunmuştu. Zamanın Avusturya Dışişleri Bakanı Spindelegger bir soru üzerine “Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun, Büyükelçi Tezcan’ın ifadelerinin Türkiye’nin resmi tutumuyla alakalı olmadığını, aksine mülakatın içeriğinin Tezcan’ın kişisel görüşü olduğunu teyit ettiğini” dile getirmişti. Spindelegger, o zamanki TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun kendisine, “Büyükelçi Tezcan’ı Ankara’ya çağıracağının garantisini verdiğini” de ileri sürmüştü. Bu açıklamalardan bir yıl sonra Tezcan’ın Viyana’daki büyükelçilik görevine Ayşe Sezgin atandı.

OZAN CEYHUN DÖNEMİ

Tezcan’dan sonra Avusturya’da en fazla tartışılan isim çiçeği burnunda TC Büyükelçisi Ozan Ceyhun oldu. 24 Şubat 2020’de göreve başlayan Ceyhun’un, mevkidaşlarıyla görüşmelerinin yanı sıra Avusturya siyasi parti temsilcileri ve makamlarıyla ikili görüşmeleri dikkat çekti. Avusturya’da yaşayan Türklerle görüşmeyi de ihmal etmedi.

Ozan Ceyhun Avusturya‘nın başkenti Viyana’da sıra dışı bir büyükelçi olabilir. Bu sıra dışılık onun Avrupa deneyimindendir. Ceyhun, 12 Eylül darbesi sonrasında Türkiye’den ayrılır ve Ocak 1981’den Ekim 1982‘ye kadar Viyana’da yaşar. Oradan da Almanya’ya geçer. Avusturya Lisesi’nde Almanca öğrenen Ozan Ceyhun, Hacettepe Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı bölümünde öğrenciyken Türkiye’den ayrılır. Almancayı iyi düzeyde bilmesi onun için kolaylık sağlar ve Alman siyasi partilerinde çalışmalara başlar. Alman Yeşiller Partisi’nde 2000 yılına kadar çalışmalarını çeşitli kademelerde sürdürür. Daha sonra ise, sosyal demokrat düşünceyi benimsediği için Alman Sosyal Demokrat Partisi’ne (SPD) girer ve orada siyasi çalışmalarına devam eder. Bu siyasi çalışmadaki emeği onu Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilliği yolunu açar ve AP milletvekilidir.

Büyükelçi Ozan Ceyhun’un Almanya’daki siyasi çalışmaları, oralarda edindiği deneyim, SPD ve Yeşiller partilerinden tanıdığı siyasi kişiler çalışmalarını kolaylaştıracak üstünlükleridir. İki ayrı millete ve ortak bir dile sahip olan Avusturya ve Almanya’nın ekonomik, siyasi ve kültürel ortaklığı başka ülkelerin ortaklıklarına hiç benzemez. Alman siyaseti, ekonomisi, kültürü Avusturya’yı fazlasıyla etkiler. Kısaca Almanya öksürse, Avusturya gribe yakalanır.

ALGI OPERASYONU

“Meyve veren ağaç taşlanır” misali Ozan Ceyhun da bazı çevreler tarafından hem Türkiye’de hem de Avusturya’da sözlü hücumlara uğradı. Avusturya’da FETÖ terör örgütü mensubu gazetecilerle Türkiye düşmanlığı hedefine yönelik olarak işbirliği yapan, niteliği düşük bazı gazeteler Ozan Ceyhun’a yönelik olarak algı operasyonu yapmayı denediler. Büyükelçinin, Avusturya’da okumakta olan ve Türkiye’ye dönemeyen öğrenciler için organize edilen bir etkinlikte yapmış olduğu Türkçe konuşmasının kasıtlı olarak yanlış çevrilerek servis edilmesinin ardından özellikle Türkiye düşmanlığı ile tanınan bir iki gazete Ozan Ceyhun’u karalamaya çalıştı. Hatta Avusturya’nın sözde uyumdan sorumlu ancak gerçekte uyumla sorunlu Bakanı Susanne Raab’ın, Büyükelçiyi bakanlığa “davet ettiği” gibi iddialar yazdılar. Oysa gerçek bu değildi. Nitekim, büyükelçiye yönelik çabalarında başarılı olamadılar.

Ozan Ceyhun, bu konuda kendisiyle konuşan bazı Avusturyalı gazetecilere, “siz bir kelime Türkçe bilmiyorsunuz, önünüze yanlış bir çeviri servis edilmiş ve şimdi Türkçe konusunda iddialı ve namlı bir Türk edebiyatçı babanın oğlu olarak, hangi kelimenin nerede ve ne şekilde kullanılacağı konusunu herhalde benimle tartışmak gibi bir hata yapmayacaksınız” dedikten sonra, bu konu bir daha açılmadı.

Zaten bazı çevrelerin hem Avusturya’da hem de Türkiye’de algı operasyonu yaparak yaymaya çalıştıkları, “kriz yaşandığı” haberi de yalandı. Gerçekte Büyükelçi’nin Avusturya’daki muhatapları daha ilk günden kendisine, “Sayın Büyükelçi biz sizi çok iyi tanıyoruz” diyerek medyada yazılanlarla ilgilenmediklerini de belirtmişlerdi. Anlaşılan Ozan Ceyhun’un Avusturya’da en başta muhatabı olan devlet kurumları olmak üzere ve aynı zamanda milletvekilleri, eski bakanlar ve saygın gazeteciler ile olan iyi diyalogundan çok rahatsız olmuşlardı.

DOĞRU TERCİH

Bu rahatsızlığın bir diğer nedeni ise Büyükelçinin her kesimden tüm vatandaşlarla çok kısa bir sürede sıkı bir diyalog kurması ve vatandaşları Avusturya’da toplumsal yaşama aktif bir şekilde katılıma motive etmesiydi.

Sonuç olarak; kısa bir süre içerisinde yaptığı başarılı çalışmalar ortaya koymuştur ki. Ozan Ceyhun, Viyana için doğru bir tercihtir.

Şehit Büyükelçimiz Danış Tunalıgil’in koltuğunda oturan TC Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun’un, özellikle TC Dışişleri Bakanlığı olmak üzere hükümet tarafından destekleniyor olması, onun Türkiye için daha çok yararlı çalışmalar yapacağı konusunda bizi ümitlendirmektedir.