'Türk istihbaratı ABD üssüne sızdı'

ABD’nin kullandığı Tanf Üssü; Suriye, Irak ve Ürdün’ün kesişim noktasında bulunuyor. Üssün etrafında kuş uçurulmuyor. 55 kilometre çapındaki hava sahası doğrudan ABD jetleri ile korunuyor. İçerideki tüm faaliyetler büyük bir gizlilik içinde yürütülüyor. Üste 200-250 civarında Amerikan askeri bulunuyor. Bunlar, ‘ılımlı muhalif’ dedikleri çeşitli grupları eğitiyor. Bu muhaliflerin kimler olduğu, nerelerde ve hangi operasyonlara katıldığı ise büyük bir muamma.

ABD KOMUTASINDAKİ ÖRGÜT

Kampın duyulan grubu Jaysh Maghawir al-Thawra (MaT). Türkçesi “Devrim Komandoları Ordusu”. Aralık 2016’da kurulan grup, doğrudan Amerikan komutası altında. Grubun liderliğini, kısa süre önceye kadar Muhanad al-Tala isimli eski bir Suriyeli asker yapıyordu. Savaştan önce Suriye Ordusu’nda albay olan Tala, 2011’den sonra muhalefet cephesine geçti. ABD’nin taktığı “general” rütbesi ile de Maghawir al-Thawra isimli örgütü teşkil etti. Fakat Tala’nın ABD talimatı ile aniden görevden alınması, dikkatleri yeniden Tanf Üssü’ne çevirdi.

ABD, Aralık 2016'da kurdurduğu 300 kişilik Maghawir al-Thawra'da, Kasım 2017'de geniş bir operasyon yaptı. Bu dönemde 180 kişinin görevden alındığı duyuruldu. ABD Merkez Komutanlığına göre bu militanlar “askerliklerini tamamladılar”, grubun sözcüsüne göre ise “zayıf performansları nedeniyle görevden alındılar”. Daha sonra yeniden takviye edilen grubun, bugün 160 civarında militana sahip olduğu değerlendiriliyor. Grup, doğrudan ABD komutası altında çalışıyor.

‘TÜRKİYE’YE GİTTİ’ İDDİASI

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), 25 Eylül’de Tala’yı görevden alarak yerine Muhammed Farid al-Qassem'i getirdi. Qassem de savaşla birlikte Suriye Ordusu’ndan kaçan eski bir yüzbaşı idi. Bu ani değişiklikliğin ardından Tala, önceki gün çektiği bir video ile görevden alınmasının nedenlerini açıkladı. ABD’nin Maghaweir al-Thawra'yı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile birleştirmeye çalıştığını söyleyen Tala, bunu kabul etmediğini, görevden alınmasının en önemli sebebinin bu olduğunu söyledi.

SDG’ye yakın yayın organları ise farklı bir iddia ortaya attı. Tala’nın görevden alınmadan önce militanlarına, “Iraklı yetkililerle bir sınır kapısı açma konusunu görüşmek için Irak’a gittiğini” söylediğini aktaran SDG kaynakları, bu sırada Tala'nın Türkiye'ye geldiğini ve Türk istihbaratı ile görüştüğünü söyledi. Tala'nın bu görüşmesinin tespit edilmesiyle birlikte de ABD tarafından aniden görevden alındığı ileri sürüldü.

ÖZEL KUVVETLERLE ÇALIŞTI

Yeni sözde komutan Muhammed Farid al-Qassem ise SDG'liler tarafından olumlu karşılandı. SDG kaynakları, Qassem hakkında şu bilgileri paylaştı: “Ebu Hüssam olarak da bilinen Qassem, Qaryatayn Şehitleri Tugayı'nın lideriydi. Grup, 2014 yılında ABD'nin doğrudan desteğiyle kuruldu. 2016 yılında Tanf'a taşınmadan önce, Şam ve Humus çöllerinde faaliyet gösteriyordu. Qassem'in ABD liderliğindeki koalisyona çok yakın olduğu bildiriliyor. Hatta bir ara ABD Özel Harekat Komutanlığı ile de çalıştı.”

IŞİD’LİLER DE TANF’TA EĞİTİLİYOR

ABD’nin Tanf’ta sözde ‘ılımlı muhalifler’in yanında çeşitli IŞİD militanlarını da eğittiği değerlendiriliyor. Daha önce Rakka ve El Hol kampındaki bazı IŞİD’lilerin ABD helikopterleri ile alınarak Tanf’a getirilmesiyle ortaya atılan iddialar, daha sonra Suriye Ordusu’na teslim olan çeşitli militanların ifadeleriyle doğrulanmıştı. Örneğin bir militan grubunun komutanlığını yapan ve Suriye Ordusu'na teslim olan Ebu Hamza, Tanf bölgesinde görev yapan ABD'li askerlerin IŞİD üyeleriyle aktif şekilde işbirliği yaptığını belirtmişti. Palmira’da konuşan Hamza, “ABD'liler Tanf’ın kendi toprakları olduğunu düşünüyor. O bölgede kral gibiler. IŞİD'lilerle çalışıyorlar, işbirliği yapıyorlar. Şu anda IŞİD'lilere eğitim veriyorlar.” ifadelerini kullanmıştı.

ABD’NİN TANF PLANI

Tanf Üssü, ABD planlarında önem taşıyor. Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları nedeniyle tamamlanamayan terör koridoru için; yeni hat olarak Deyrezor ve Tanf üzerinden İsrail ve Ürdün sınırları gösteriliyor. Deyrezor ve Tanf üzerinden Hayfa Limanı’na ulaşması planlanan hatla, Irak petrolünün Akdeniz’e taşınması tasarlanıyor. Uzmanlar, ABD’nin bu rotayı “B Planı” olarak düşündüğünü, fakat bu hattın güvenliğinin sağlanmasının da neredeyse imkansız olduğunu kaydediyor.