23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türk toplumu üçlü koalisyondan ne bekliyor?

Almanya’da 24 Kasım’da açıklanan üçlü koalisyon sözleşmesinde, göçmenleri ve Müslümanları ilgilendiren önemli maddeler kabul edildi. Buna göre; çifte vatandaşlık, Alman vatandaşlığına kabul ve süresiz oturum kolaylaştırılacak, Müslümanlara ait ibadethanelere koruma desteği verilecek.

Türk toplumu üçlü koalisyondan ne bekliyor?
A+ A-
ALİ MERCAN / FRANKFURT

Koalisyon sözleşmesini değerlendiren Frankfurt Yabancılar Meclisi Üyesi ve Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği Koordinatörü Dr. Hüseyin Kurt, “Türk-Alman ilişkilerinde Batı’nın hakimiyet anlayışı terk edilmeli.” dedi. Hessen Eyaleti Türk Dernekleri Platformu Sözcüsü Atila Karabörklü de “Öncelikle toplumsal eşitlik, ırkçılığa karşı kararlı mücadele ve Türkiye-Almanya arasında iyi ilişkilerin geliştirilmesini bekliyoruz.” diye konuştu.

Almanya'da eylül ayında gerçekleşen genel seçimler sonrasında koalisyon görüşmelerine başlayan Sosyal Demokratlar (SPD), Hür Demok-ratlar (FDP) ve Yeşiller mutabakata vardı. Aydınlık Avrupa olarak Almanya’da Türk toplumunun koalisyondan beklentilerine ışık tutmak için Frankfurt Yabancılar Meclisi Üyesi ve Türk Cami Dernekleri Çalışma Birliği Koordinatörü Dr. Hüseyin Kurt ile Hessen Eyaleti Türk Dernekleri Platformu Sözcüsü Atila Karabörklü ile konuştuk. “2018'de yeniden başlatılan, Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer tarafından formüle edilmiş Alman İslam Konferansı (DIK) devam ettirilmeli. DIK aynı zamanda sosyal uyum siyasetidir, iç politikadır.” diyen Hüseyin Kurt, İslam anlayışının Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) gibi resmî kurumlar tarafından sunulduğu şekliyle kabul edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkının kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Kurt, sözlerine şöyle devam etti: “Irkçılığa, ayrımcılığa, İslam düşmanlığına artık ‘Dur.’ denmelidir. NSU, Hanau, Mölln gibi yabancılara saldırılara karşı kararlı yasal önlemler alınmalıdır. Türk-Alman ilişkilerinde Batı’nın hakimiyet anlayışı terk edilmeli, ortaklık ve iş birliği esas alınmalı.”

‘IRKÇILIĞA KARŞI KARARLI

MÜCADELE BEKLİYORUZ’

Türk toplumunun koalisyondan beklentilerini aktaran Hessen Eyaleti Türk Dernekleri Platformu Sözcüsü Atila Karabörklü, “Koalisyon anlaşması, vatandaşlarla beraber şekillenecek bir politika tanımlıyor. Almanya'daki Türk toplumu bunu göçmen toplumunu şekillendirmenin temeli olarak görmektedir. Eşitlik ve çeşitlilik alanlarında olduğu kadar uyum ve göç alanlarında da ilan edilen toplumsal uyanış açıkça görülmektedir. Yeni kurulan hükûmetin, sivil toplumun birçok talebine yer vermesine memnun olduk. Hükûmetten öncelikle toplumsal eşitlik, çifte vatandaşlığın kabulü, ırkçılığa karşı kararlı mücadele, Türkiye-Almanya arasında iyi ilişkilerin geliştirilmesi gibi beklentilerimiz var.” dedi. Karabörklü, diğer taleplerini şöyle özetledi: “Ustalık kurslarına giden göçmen kökenlilerin ilerlemelerine yönelik özel kampanya yapılmalı. Kendi işini kurmak isteyen göçmen kökenli vatandaşların önlerine çıkan engeller en aza indirilmeli, kendi işlerini kurmaları kolaylaştırılmalı. Göçmen ailelere, gençlere ve çocuklara eğitim ve meslek öğrenimi konusunda özel teşvik ve destekler artırılmalı.”

‘ARŞİVLERİN AÇILMASINI

SAĞLAYACAĞIZ’

Karabörklü, yeni dönemde planladıkları çalışmaları da Aydınlık Avrupa’ya anlattı. “Aşırı sağ ve ırkçılığa karşı mevcut Ulusal Eylem Planı güncellenmeli. Bu bağlamda NSU yapılanmasının aydınlatılması için arşivlerin açılmasını sağlayacağız.” diyen Karabörklü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Irkçılıkla mücadelenin çok yönlü ve kararlı bir şekilde devam ettirilmesi için ‘Irkçılık Gözlem Merkezi’ni (Deutsche Zentrum für Integrations- und Migrationsforschung) kalıcı olarak destekleyeceğiz. Geleceğin federal hükûmeti, ırkçılık ve aşırı sağcılığa karşı mücadeleyi genişletmek ve ayrımcılıkla mücadele politikasını önemli ölçüde güçlendirmek istiyor. NSU terör ağının tam olarak aydınlanması Federal Hûkümet tarafından güçlü bir şekilde takip edilecek ve NSU kurbanları için bir anma yeri oluşturulacak. Bu adımlar, Almanya'da ırkçılık ve ayrımcılığı deneyimlemiş insanlar için çok önemli sinyallerdir. Ortaklarımızla birlikte, bu hedeflere ulaşılabilmesi için çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız."

ALMANYA’DA YENİ DÖNEM

Küresel çapta Avrasya-Atlantik saflaşmasının arasında kalan Avrupa’nın en güçlü ülkesi Almanya, yeni bir döneme gidiyor. Başbakan Angela Merkel’in 16 yıl boyunca yönettiği ülkede özellikle Yeşiller ve Liberaller (FDP) tarafından köklü dönüşümler öneriliyor. Bunlar daha çok dış politika alanlarını kapsıyor. İç politikada da çözülen liberalizmin çürüyen kültürü öne çıkarılıyor. Yeşiller Sözcüsü Annalena Baerbock ve Liberal Parti FDP’nin görüşlerine göre, koalisyon Çin’e karşı politikalarında Merkel’e kıyasla daha açık olacak. Yani Hong Kong, Sincan-Uygur ve Tayvan konuları sorun olarak dile getirilecek. Çin yönetimi bu tavırları hakaret olarak kabul ediyor.

Baerbock, Rusya-Almanya arasındaki “Kuzey Akım 2” boru hattının çalışma ruhsatını vermeme taraftarı olduğunu açıklamıştı. Başbakan adayı SPD’li Olaf Scholz’un Çin ve Rusya konularında Merkel gibi daha ılımlı olacağı varsayılıyor ve diğer iki parti daha sert tutum sergilemeye çalışıyor. Koalisyon sözleşmesinde Türkiye’de hukuk devleti kavramının gerilediği, etnik sorunlarda olumsuz gelişmeler yaşandığı aktarılarak müdahale ve yaptırım gerekçeleri oluşturulmaya çalışılıyor. Cem Özdemir’in eş başkanı olduğu Yeşiller Partisi, AİHM kararlarına rağmen sözde Ermeni soykırımı karar önergelerini her fırsatta ileri sürüyor. Almanya içinde PKK-FETÖ terör örgütü mensupları ve firariler rahatlıkla faaliyetlerini yürütüyorlar ve üçlü koalisyonla daha rahat hareket edeceklerini düşünerek sınırsız destek açıklamaları yapıyorlar. Türk toplumunun ayrımcılığa uğramadan yaşama talebi, vatanına sahip çıkması ve ülkesine yönelik saldırılara karşı çıkması birbirini tamamlıyor. Vatandaşlarımız ikinci vatan olarak kabul ettikleri Almanya’da uyum içinde yaşıyor ve ülkenin ilerlemesine büyük katkılar sunuyor. Türkiye; Çin, Rusya ile birlikte üç büyük ticaret ortağımız olan Almanya ile ortaklık temelinde ilerlemekten yana.

Almanya Koalisyon