Türkçe derslerinin öncülerinden ortak çağrı: Talep ettiğinizi gösterin
Avrupa’da yaz tatilinin sona ermesi, birçok ülkede Türkçe ana dil ve Türk kültürü derslerinin durumunu da yeniden gündeme getirdi. Okulların açılmasıyla birlikte bazı ülkelerde Türkçe sınıflarının öğrencilerini beklediği görüldü.
Avrupa ülkelerinde okullar yeniden açıldı. Birçok bölgede öğretmenler, Türkçe sınıflarını doldurabilmek için öğrenci arıyor. Yeni sınıfların açılabilmesi için öğrenci ve velilerin talepleri önem taşıyor. Ayrıca derslerde uygulanan sistem, ülkeden ülkeye ve hatta ülkelerin içinde dahi farklılık gösteriyor.
Türk nüfusunun yoğun yaşadığı Almanya ile Avusturya’da Türkçe sınıflarına başvuruların gelmesi bekleniyor. İki ülkede hafta başında okulların açılmasının ardından, velilerin talebi daha da önem kazandı. Hollanda’da yaşayan öğretmen Mehmet Çelik ise ülkede Türkçe sınıflarının olmadığına dikkat çekiyor.
‘EN BÜYÜK GÖREV STK’LARDA’
Türkçe ana dil derslerinde uygulanan yöntemler, ülkeden ülkeye farklılık gösterebiliyor. Bazı ülkeler Türkiye’den atanan öğretmenleri kabul ederken, bazı ülkeler kendi öğretmenlerini atamayı tercih ediyor.
Yaklaşık 9 milyon nüfuslu Avusturya’da yüzde 2 civarı bir oranın Türk olması, Türkçe derslerine ayrı bir önem kazandırıyor. Aydınlık’a konuşan Türkiye Cumhuriyeti Viyana Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Doç. Dr. Yusuf Yıldız, taleplerin artması gerektiğine rakamlarla dikkat çekti: “Avusturya’da şu an yaklaşık 160 öğretmen, 14 bin öğrenci var. Ancak öğretmen sayılarını incelediğimizde, her yıl 2-3 öğretmenin azaldığını gözlemliyoruz. Öğretmen sayılarına paralel olarak öğrenci sayıları da düşüyor.”
Yıldız, sayıların düşmesini engelleme noktasında sivil toplum kuruluşlarının önemine şu sözlerle dikkat çekti: “Avusturya’da Türkçe ana dil ve Türk kültürü dersleri, Eğitim Bakanlığı’na bağlı yönetiliyor. Talep olması durumunda Avusturya devleti sınıfları oluşturuyor. Ancak bu yeterli değil. Avusturya’da daha önce düzensiz aralıklarla bir eğitim müşavirliğimiz olmuştu ancak bir buçuk yıldır birimimiz daimî olarak faaliyet yürütüyor. Büyükelçilik olarak biz de Avusturya’daki Türk toplumunun desteğiyle vatandaşların dikkatini Türkçe derslerine çekmek için çalışmalar yürütüyoruz. Ancak burada en büyük görev, sivil toplum kuruluşlarına düşüyor.”
‘VATANA BAĞLILIĞI ARTIRIYOR’
Eğitim Müşaviri Yıldız, Türkçe derslerinin not verilmeyen seçmeli dersler olduğuna dikkat çekti. Avusturya’da oturma izni ve pedagojik formasyonu olan herkesin öğretmen olabileceğini ifade eden Yıldız, Türkçe derslerinin yaşamsal önemini şu sözlerle vurguladı:
“Türkler, Avrupa’ya 1960’lı yıllarda gelmişler. Bugün Türk çocukları ve gençleri gündelik hayatlarında zaten Almanca konuşuyor. Türkçe, evde bile çoğu kez eksik kalıyor. Avrupa’da yaşayan Türk gençlerinin konuşurken iki dili birbirine karıştırdıklarına sıklıkla şahit oluyoruz. Hatta bazen Türkçeyi unutuyorlar bile. Bu nedenle veliler, Türkçe derslerine mutlaka sahip çıkmalılar. Ayrıca Türkçeyi yeterince bilmiyorlarsa, evde de kötü bir dil kullanmaktan kaçınmalılar. İki dil birbirine karışmamalı çünkü iyi bir ana dil bilgisi, vatana bağlılığı da artırıyor. Bu bağlılık da iki ülke ilişkilerini geliştirmek açısından çok önemli.”
‘DEVLET DESTEĞİ OLMADAN OLMUYOR’
Hollanda’da ise durum Avusturya’dan farklı. Buradaki tecrübelerini Aydınlık’la paylaşan öğretmen Mehmet Çelik, Hollanda devletinin Türkçe derslerine yönelik desteğini kesmesi nedeniyle yaşanan sorunları dile getirdi. Türkçe derslerinin 1970’lerde ilk, 1980’lerde ortaokullarda devlet düzeyinde yabancı dil dersi şeklinde verildiğini aktaran Çelik, 2004’te hükümetin Türkçe derslerine verdiği maddi desteğin sonlandırıldığını paylaştı. Çelik, “Kararın ardından 2005 yılında okulların yüzde 99’u Türkçe derslerini kaldırdı. Şu an sadece Rotterdam’da bir okulun tüm sınıflara Türkçe dersi imkânı sunduğunu biliyorum. Onun dışında tüm dersler özel girişimle örgütlenmek zorunda.” dedi. Mehmet Çelik, devlet desteğinin olmamasından dolayı Türkçe derslerinin, velilerin maddi imkânlarını da çoğu kez zorladığının altını çizdi.
Bu durumun Hollanda’da ilgisizliğe yol açtığına işaret eden Çelik, benzeri bir durumu 2005’te kendisinin de deneyimlediğini şu sözlerle paylaştı: “2004 yılında devlet desteği kaldırıldı. 2005 yılında birkaç öğrenciyi Türkçe dersi almaları için bir araya getirdik. Ancak kurs masrafları nedeniyle zorlanan veliler, bir süre sonra çocuklarını derslere göndermemeye başladılar.” Hollanda’daki uygulamaya karşı büyükelçilik ve konsoloslukların daha faal çalışmalar yürütmesi gerektiğini belirten Çelik, devletin Türkçe sertifikası alınabilmesi için merkezi sınav imkânı tanıdığını da ifade etti.
‘TURKCEM.DE’ KOLAYLIK GETİRDİ
Almanya’da Türkçe derslerine kayıtlar, okulların yeni açıldığı eyaletlerde ağırlıklı olarak sürdürülüyor. Bunlardan biri, ülkenin güneybatısındaki Baden-Württemberg eyaleti. Önceki hafta okulların açılmasıyla birlikte seçmeli derslere kaydın da yeniden başladığı eyalette Stuttgart Başkonsolosluğu, farklı bir pratik uyguluyor. Baden-Württemberg, öğretmen atamalarında “konsolosluk modelini” tercih ediyor. Model doğrultusunda Türkiye’deki Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenler atadığı bilgisini paylaşan Stuttgart Başkonsolosluğu Eğitim Ataşesi Öğretim Üyesi Dr. Ümit Kaptı, bu modelin Türk nüfusunun en yoğun yaşadığı Kuzey Ren-Vestfalya’dan (KRV) da farklı olduğunu söyledi.
Kaptı, “Kuzey Ren-Vestfalya, karma bir model uyguluyor. Oradaki model doğrultusunda öğretmenler, eyalet eğitim bakanlığı ve il eğitim müdürlükleri tarafından atanıyor. Kuzey Ren-Vestfalya’da ders vermek isteyen öğretmenlerin eyalet eğitim bakanlığının tanıdığı eğitim yetkisine sahip olmaları gerekiyor.” diye konuştu.
Model farklılıklarına rağmen, her iki eyalette de sınıfların talebe göre oluştuğunun altını çizen Kaptı, konsolosluk görev bölgelerine yönelik olarak turkcem.de kolaylığını başlattıklarını şu sözlerle paylaştı: “Geçtiğimiz sene denemelerini yaptıktan sonra bu yıl turkcem.de sitesini açtık. Şimdiye kadar veliler, Türkçe derslerine kayıt için temin ettikleri formları doldurarak okul yönetimlerine iletmek zorunda kalıyorlardı. Yeterli talebin oluşması karşılığında okul yönetimleri bize bilgi veriyor, ardından da öğretmenler atanıyordu. turkcem.de sayesinde veliler artık taleplerini doğrudan başkonsolosluğumuza iletebiliyor. Bu sayede hem biz öğrenci ve öğretmen sayılarına ilişkin kendi veri tabanımızı oluşturabiliyoruz hem de sınıfların oluşturulması için okullarla daha hızlı iletişime geçebiliyoruz.”
Site sayesinde yeni taleplere ulaşabildiklerini de kaydeden Kaptı, “Sitedeki kayıt formunu dolduran veliler, hizmet bölgemizdeki tüm devlet okullarını sistemde seçebiliyorlar. Bu sayede taleplerde artış olduğunu gördük. Hatta daha önce Türkçe sınıflarının olmadığı bölgelerde bile yeni sınıflar oluşturabilme imkânına sahip olduk.” dedi.