03 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 10°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD üsleri

ABD’de bulunan düşünce kuruluşu Brooking Enstitüsü tarafından yayınlanan ‘Yeni Türkiye için yeni ABD politikaları’ başlıklı raporda, Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Suriye, Irak ve Kafkasya’da uyguladığı politikalar ve elde ettiği başarıların yarattığı memnuniyetsizlik açıkça belirtilmiştir

Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD üsleri
A+ A-
DOÇ. DR. ALİ FUAT GÖKÇE

Türkiye ve ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilişkilerini geliştirmiştir. Bu ilişkilerin gelişmesinde oldukça çetin bir süreç izlenmiş ve Türkiye, ABD ve Batı’nın desteğini almak zorunda bırakılmıştır. Türkiye savaş boyunca dengeli bir politika izlemeye çalışmış, Almanya’nın izlediği “bir millet bir devlet” politikası Avrupa’da ve Sovyetler Birliği’nde büyük endişe yaratmasına rağmen Türkiye’de uzun bir süre endişe yaratmamıştır. Ancak, Almanya’nın “hayat sahası” politikası kapsamında Çekoslovakya işgali ile İtalya’nın Arnavutluk işgali Türkiye’de endişelerin artmasına neden olmuştur.

Savaş sonrası ortaya çıkan iki kutuplu dünya düzeninin aktörlerinden Sovyetler Birliği’nin 1925’de Türkiye ile imzaladığı Dostluk ve Saldırmazlık Anlaşması’nın yenilenmeyeceğini 19 Mart 1945’te açıklaması, Boğazların iki ülke tarafından ortak savunulması ve toprak taleplerini içeren yeni bir anlaşma istemesi Türkiye’yi Batı emperyalizmine yöneltmiştir.

BÖLGESEL VE KÜRESEL SAVAŞLAR

Türkiye, savaş sonrası NATO’nun kuruluş aşamasında ittifaka dahil olmak için girişimlerde bulunmasına rağmen istediği sonuca ulaşamamıştır. Türkiye’nin NATO’ya kabulu Kore Savaşı’na asker göndermesi ile olur. ABD, Kore Savaşı ile birlikte bölgesel savaşların olabileceğini ve bu savaşların da küresel savaşlar gibi etkili olabileceğini görmüş ve Sovyetler Birliği’ne karşı tedbir almak ve set çekmek için muhtemel bir savaşta kullanılabilecek ve Sovyetler Birliği ile Orta Doğu gibi bir bölgeyi kontrol altına alabilmek için üslere ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyaca binaen Türkiye NATO’ya kabul edilmiştir.

Türkiye-ABD ilişkileri, 5 Haziran 1964’te ABD Başkanı Johnson tarafından gönderilen mektup ile olumsuz bir seyre dönüşmüştür. ABD’nin Kıbrıs sorununda aldığı Türkiye karşıtı tavır, Türkiye’de ABD karşıtı gösterilere yol açmıştır. Yine 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında uygulanan “silah ambargosu” iki ülke arasında gerginliği artırmıştır.

ABD ve Türkiye ilişkileri 12 Eylül 1980 sonrası bir süreliğine düzelmesine rağmen Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra Irak ve Balkanlardaki gelişmeler Türkiye’nin tehdit algılamasını Kuzey’den Güney’e ve Batı’ya kaydırmıştır. Özellikle son dönemde Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki gelişmeler Türkiye’yi iyice çevrelemiştir. Bu çevreleme ise özellikle ABD ve Batılı devletler tarafından söz konusu yerlerde üsler kurulması, Türkiye’nin güvenliğini tehdit edecek politikaların izlenmesi suretiyle yapılmaktadır.

Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD üsleri - Resim: 1

Daha önce kurulanlar ve yeni eklenen üslerin bulunduğu yerler incelendiğinde oldukça ayrıntılı ve kuşatıcı bir stratejinin uygulandığı görülmektedir.

ÜSLERLE KUŞATMA

ABD’nin Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada kurduğu üslerin faaliyetleri, Soğuk Savaş sona ermesine rağmen devam etmekte ve bugünlerde bu üslere farklı yerlerde yenileri eklenmektedir. Daha önce kurulanlar ve yeni eklenen üslerin bulunduğu yerler incelendiğinde oldukça ayrıntılı ve kuşatıcı bir stratejinin uygulandığı görülmektedir. ABD, bu bölgedeki üslerinin bir kısmında askeri kuvvet bulundururken, bir kısmını ise dinleme istasyonları şeklinde oluşturarak, sanayi casusluğu, sinyal istihbaratı ile dinleme ve propaganda faaliyetleri icra etmektedir. Bu üsleri Pasifik’te ve Avustralya’da kuran ABD, Kıbrıs adasında da Ayios Nikolaos ile Agrotur dinleme üslerini kurmuştur. Bu üslerde askeri amaçlı dinlemelerin ötesinde sanayi ve ticaret casusluğu ve telekulak operasyonlarına varacak şekilde dinlemeler yapılmaktadır.

Bu üsler arasında en önemlisi ise Kıbrıs adasındaki Ayios Nikolaos ile Agrotur üssüdür. Bu üssü önemli kılan husus ise üssün hemen üstlerindeki iyonosfer tabakasının sahip olduğu özelliktir. Elde edilen bilgilerin en iyi şekilde değerlendirilebilmesi için Amerikan casus uydularının yörüngelerinin bu bölgeden geçmesi gerekmektedir. Bu özelliğe uyan tek yer ise Kıbrıs adasıdır. Kıbrıs adası Doğu Akdeniz ve Orta Doğu haberleşmesinin takip edilmesi açısından doğal bir casusluk merkezi durumundadır.

Ayios Nikolaos ile Agrotur dinleme üsleri vasıtasıyla günümüzde istihbarat faaliyetleri devam etmektedir. 15 Temmuz 2014 tarihinde İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırı, Afganistan’daki çatışmalar, Irak, Mısır, Libya ve Suriye bu üslerden her an dinlenmekte ve takip edilmektedir. Yine 23 Eylül 2014 tarihinde DAEŞ terör örgütüne karşı başlatılan ABD destekli hava operasyonları bu bölgeden idare edilmiştir. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin hassas askeri birliklerinin ve füze rampalarının bulunduğu bölgelere kadar dinleme ve takip etme etki alanı olan bu üsler halen varlıklarını sürdürmektedir. Yine, Ayios Nikolaos’un 20 kilometre doğusunda yer alan Cape Greco ise NATO tarafından erken uyarı haberleşme birimi olarak kullanılmıştır. Cape Greco’nun en önemli işlevi ise mikrodalga hatlarla Olimpos Dağı’ndaki radar sistemine bağlanarak NATO’ya bölgenin hava sahası ile ilgili canlı görüntü sunmasıdır.

ASKERİ HAREKETLİLİKLER TAKİP ALTINDA

Güney Kıbrıs Rum Kesimi topraklarında bulunan Olimpos Dağı’nda kurulan Project Sandra over the Horizon Radar istasyonu ABD’nin ve İngiltere’nin en önemli göz ve kulaklarından biridir. Bu istasyonda Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kafkasya’dan Orta Asya’ya kadar olan coğrafyada radyo sinyal ve dalgalarını takip ederek, ticari, askeri, diplomatik görüşmeleri kayıt altına alma imkanına sahiptir. Bu üs vasıtasıyla gözlemlenen bölgelerdeki savaş uçakları ve füze rampaları dahil olmak üzere bütün askeri hareketlilikler takip altındadır.

ABD, bu üslerin haricinde Yunanistan’da üsler kurmaya başlamıştır. Yunan medyasında çıkan haberlere göre Yunanistan’dan yeni yapılması planlanan savunma anlaşması kapsamında ABD askerlerinin 20’den fazla yerde bulundurulmasına yönelik çalışma var. Ayrıca, ABD'nin, Girit adasındaki Suda körfezinde bulunan üssünü Yunanistan’ın talepleri doğrultusunda genişletme kararı alması, Girit’te ABD varlığının güçlenmesi anlamına gelmektedir. ABD’nin Haziran 2020’de Türkiye sınırına 40 km uzaklıktaki Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesinde üs kurması ve bu üsse askeri deniz helikopterlerinin konuşlanması oldukça önemli bir gelişmedir.

ABD Türkiye ve Rusya’yı kuşatmak için Doğu Akdeniz’deki artan gerilimden faydalanarak, tarihsel süreçte yaptığı gibi Türkiye’ye karşı her zaman Yunanistan’ın yanında tutum sergileyerek, Yunanistan’ı bir üs haline getirmektedir. ABD’nin Dedeağaç’ta üs kurması ve buraya ağır silahlar yığması sadece Rusya ve Türkiye açısından değerlendirilmemelidir. Çin’in Yunanistan’ın Pire limanının büyük bir oranda işletmesini satın alması da ABD’nin gözünden kaçmamıştır. Bu liman üzerinden kara yolu vasıtasıyla Balkanlar üzerinden Avrupa’ya giden güzergahı kontrol etmek için Dedeağaç’ta üs kurmaya karar verdiğini de değerlendirmek gerekir. Yunanistan’la Batı Trakya'da Türklerin yoğun olduğu İskeçe Kayalar'da ortak tatbikat düzenlemesi, Dedeağaç’ta üs kurması, donanmasının en büyük gemilerinden birini Girit adasına demirlemesi yeni dönemde ABD’nin bölge üzerindeki niyetini ortaya çıkarmaktadır.

Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD üsleri - Resim: 2

TERÖRLE MÜCADELEYE KARŞI AYN DİVAR'DA ÜS HAZIRLIĞI

ABD, Kıbrıs ve Yunanistan’la sınırlı kalmayarak Orta Doğu’da meydana gelen olaylar ve DAEŞ ile mücadele kapsamımda özellikle Suriye’de birçok üs kurmuştur ve kurmaya devam etmektedir. Miştanur tepesinde bulunan askeri üs, ABD özel birlikleri ile Fransız Özel Kuvvetlerine ev sahipliği yaparken, aynı zamanda burada bulunan radyo kulesi ile bölgedeki haberleşme takip edilmektedir. Bu üslerden Tabka ve Sabah el Hayr üssü Türkiye’den uzakta Suriye’nin ortalarında yer alırken, Tanf üssü ise daha da Güney’de Ürdün’e yakın yerdedir. Diğer bütün üsler Türkiye sınırına oldukça yakındır. ABD, Türkiye’nin Suriye ve Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar sonrasında, Türkiye’nin muhtemel hedefleri arasında yer alan ve operasyon yapması elzem olan Sincar bölgesine yapılacak bir harekâtı engellemek amacıyla gözdağı verircesine Suriye’nin Haseke iline bağlı Ayn Divar bölgesine büyük bir askeri üs kurmayı planlamaktadır. Şırnak’ın Cizre ilçesine birkaç yüz metre uzaklıkta bulunan Ayn Divar, Irak-Suriye bağlantısını sağlayan yola çok yakın bir bölgedir. Ayn Divar bölgesine kurulacak üssün, bölgede DAEŞ varlığının olmaması nedeniyle, DAEŞ’le mücadele gibi bir gerekçe kapsamında değerlendirilmeyeceği açıktır.

Bütün gelişmeler ve Türkiye’yi adeta çevreleyen bu üsler Türkiye’nin son dönemlerde dış politikada uyguladığı aktif stratejinin ABD ve Batılı devletlerin amaçlarına aykırı olmasından kaynaklanan memnuniyetsizliğin yansımasıdır. Türkiye, Doğu Akdeniz’de ABD açısından güvenilmez bir müttefik haline gelmeye başlamıştır. Dolayısıyla ABD bölgedeki askeri gücünü önümüzdeki dönemde Yunanistan'da ve Güney Kıbrıs'ta yoğunlaştırmaya çalışmaktadır. Türkiye’yi kuşatan ABD üsleri, Yunanistan’ın gerginliği tırmandıran politikaları sonucunda muhtemel bir Türk-Yunan çatışmasında ABD’nin alacağı tavrı açıkça ortaya koymaktadır.

'RUSYA'YLA İŞ BİRLİĞİ ARTIYOR'

ABD’de bulunan düşünce kuruluşu Brooking Enstitüsü tarafından yayınlanan “Yeni Türkiye için yeni ABD politikaları” başlıklı raporda, Türkiye’nin Doğu Akdeniz, Suriye, Irak ve Kafkasya’da uyguladığı politikalar ve elde ettiği başarıların yarattığı memnuniyetsizlik açıkça belirtilmiştir. Raporda, Türkiye’nin ABD’nin Orta Doğu’daki tüm müttefiklerinin karşısında olduğu, Mısır ve Katar’da meydana gelen darbe ve abluka ile 2018 yılında Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan Konsolosluğunda öldürülmesi, Yunanistan ve Kıbrıs ile Doğu Akdeniz’de doğal gaz kaynakları bağlamında yaşanılan sıkıntılar ve Libya ile Azerbaycan’daki askeri varlığının, Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırdığı, Rusya ile iş birliğini artıran bir ilişki içinde yer aldığı belirtilmektedir.

Ayrıca, Brooking Enstitü raporunda yer alan “ABD Türkiye’nin yeni dış politikasından endişelenen tüm ülkelerle daha etkin çalışabilir.” ifadesi Türkiye’nin bölgedeki yalnızlığının göstergesidir. Aynı raporda Türkiye’ye baskı kurularak geri adım attırılabileceği de belirtilmektedir.

TUTARLI VE KARARLI POLİTİKALAR

Türkiye bütün bu gelişmelere karşı, bugüne kadar uyguladığı Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının adil paylaşımından, S-400 alımı ve PKK/PYD terör örgütüne karşı izlediği tutarlı politikalar ile Azerbaycan ve Karabağ politikalarından taviz vermeden bölgedeki diğer ülkelerle iş birliği halinde yeni politikalar üretmek zorundadır. PKK/PYD’ye karşı taviz vermeden kararlılıkla mücadele sürdürülmelidir. Terör örgütleri varlığını devam ettirebilmek, kendi taraftarlarına ve dünya kamuoyuna gücünden bir şey kaybetmediğini göstermek, amaçlarına ulaşabilmek için “Eylemle Propaganda” stratejisini kullanırken ara amaç olarak eylemleriyle temsil anlamında tanınmayı ve hem hedef ülkede hem de küresel alanda statü kazanmayı isterler.

Bu esaslar dikkate alındığında son dönemlerde güç kaybeden PKK terör örgütü bu imajı silebilmek için Siirt’te Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı toplantılara bombalı düzenek ile yapmak istediği saldırı girişimini farklı şekillerde devam ettirecektir.

* Gaziantep Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi, (E) Jandarma Binbaşı
ABD Yunanistan NATO askeri üs