23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Türkiye adaların silahsızlandırılmasına geri dönüyor’

ABD, iki ülkenin dışişleri bakanlarının 5. Stratejik Diyalog adı altında yaptığı görüşmeden çıkan kararları yayınladı. 'İşbirliği' kelimesinin defalarca kullanıldığı açıklamada, NATO ve savunma ortaklığı vurgusu yapılıyor.

‘Türkiye adaların silahsızlandırılmasına geri dönüyor’ Atina ile Washington'ın hamlelerine Ankara'nın adalar yanıtı
Yerapetritis, Artemis anlaşmasını imzalıyor
A+ A-
DIŞ HABERLER SERVİSİ

Atina'nın Washington ile ilişkileri 'derinleştirme' süreci tüm hızıyla sürüyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis ile ABD'li mevkidaşı Antony Blinken geçen hafta Washington'da bir araya geldi. Blinken görüşmeden önce "Karşılıklı savunma işbirliği anlaşmamız, NATO'nun güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız ve Yunanistan'a F-35 jetlerinin satışı yoluyla transatlantik savunma güvenliğini güçlendiriyoruz. Ortaklığımızı kelimenin tam anlamıyla yeni ufuklara taşıyoruz.” dedi. Yerapetritis ise Washington ve Atina'nın küresel istikrarı ve demokrasi ilkelerini desteklemek için mümkün olan her şeyi yaptığını söyledi ayrıca Yunanistan'ın F-35'leri satın alacak olmasının "Yunan-Amerikan ilişkilerinin derinliğini gösteriyor ve savunma işbirliğimizi vurguluyor." ifadelerini kullandı.

'ATLANTİK DEĞERLERİNE HİZMET'

Kıbrıs sorununu da gündeme getiren Yunan Bakan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs sorunu için temsilci atamasını memnuniyetle karşıladıklarını ve sürdürülebilir bir çözüm için görüşmelerin yeniden başlaması gerektiğini belirtti. İkilinin buluşmasının ardından ABD tarafı, 5. Stratejik Diyalog adını taşıyan görüşmenin detaylarına dair bir yazılı açıklama yaptı. Karşılıklı diyaloğun ABD ile Yunanistan arasında “derinleşen işbirliğini hızlandırmaya” ve “Atlantik değerlerine hizmet ettiğinin” belirtildiği açıklamada, Atina ve Washington'ın “7 Ekim'de İsrail'e düzenlenen saldırı, Husilerin Kızıldeniz'de denizcilik özgürlüğünü tehdit eden eylemleri ve Rusya'nın Ukrayna'ya karşı devam eden savaşıyla Avrupa'da ve bölgede istikrar, barış ile refahı teşvik etme taahhütlerini yenilediği” belirtildi.

3+1= YUNANİSTAN, G. KIBRIS, İSRAİL VE ABD

Metinde, 7 Aralık 2023'te Atina'da düzenlenen Beşinci Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi de dahil olmak üzere Yunanistan ile Türkiye arasında devam eden ilişkileri ve Yunanistan-Türkiye Dostluk İlişkileri ve İyi Komşuluk Bildirgesi'nin imzalanmasını “ABD tarafının memnuniyetle karşıladığı” bildirildi. Açıklamada Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve ABD arasında mütabık kalınan ve “3+1” adı verilen düzenleme aracılığıyla “bölgesel entegrasyonu, hukukun üstünlüğünü, iyi komşuluk ilişkilerini, Batı Balkanlar ve Doğu Akdeniz bölgesinde istikrarla güvenliği ve işbirliğini” teşvik etmeye devam edilmesinin planlandığı aktarıldı. Buna göre bölgesel gelişmeler ışığında “3+1 işbirliğinin derinleştirilmesi ve diğer işbirliği girişimlerine bağlanması bölgede ekonomik büyümeyi, sürdürülebilir kalkınmayı ve istikrarı destekleyecektir” öngörüsünde bulunuluyor. ABD yine 3+1 bağlamında Yunanistan'ın Gazze Şeridi'nde İsrail'e sunduğu “güçlü destek” ve Kızıldeniz'de Yemen güçlerine karşı oluşturulan Refah Muhafızı Operasyonu'na katılımı nedeniyle “takdir edildiğini” vurguladı. ABD tarafı ayrıca Yunanistan'ın 2025/26 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) adaylığını desteklediğini ve BM'de “halihazırda mükemmel olan işbirliğinin daha da geliştirilmesinin” planladığını bildirdi.

‘Türkiye adaların silahsızlandırılmasına geri dönüyor’ - Resim : 1
Kuzey Yunanistan'da ortak tatbikat

'YENİ SİLAHLAR VERMEYİ DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ'

Güvenlik konularına geniş yer ayrılan açıklamada taraflar, “karşılıklı olarak ülkelerinin güvenliğini, egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruma yönündeki kesin kararlılıklarının” altını çizdi. Washington yönetimi bildiride, “Yunanistan'ın askeri modernizasyon gayreti üzerinden güvenlik işbirliğini artırma konusundaki kararlılığını” vurguladı.

ABD, F35'lerin yanı sıra C-130H uçakları ve kıyı savaş gemileri gibi araçların ayrıca “süren işbirliği sayesinde” gelecekte diğer mühimmatın Atina'ya sağlanmasını “dört gözle beklediğini” bildirdi. Yine savunma bağlamında her iki ülkenin, Constellation sınıfı fırkateynlerin ortak tasarımı ve birlikte üretilmesinin, “Yunanistan'ın tersanelerine sağlayacağı ekonomik faydalar ve inovatif savunma işbirliği de dahil olmak üzere olası karşılıklı yararlarını” gündeme getirdiği ifade edildi. ABD ayrıca Yunanistan'ın savunma bütçesinin önemli bir bölümünü modernizasyona ayırmasını övdü.

Açıklamada Yunanistan'ın dört bir yanına yayılmış ABD üslerine de yer verildi. Washington, NATO'nun “güneydoğu kanadını koruma yeteneğini artıran” ve “ABD kuvvetlerine stratejik açıdan önemli erişim, üs ve uçuş imkanı sağlayan” Atina'nın işbirliğini “kaydettiğini” açıkladı. ABD, bu kapsamda Suda, Larissa, Dedeağaç ve diğer lokasyonlardaki üslerin “altyapı iyileştirme projelerini memnuniyetle karşıladığını” iletti. Washington ayrıca “Yunan Silahlı Kuvvetleriyle dayanışma içinde çalışan ABD kuvvetlerinin sayısının arttığını” belirtirken, Dedeağaç Limanı'nın “hayati bir lojistik, enerji ve tedarik zinciri merkezi olarak stratejik öneminin” altını çizdi. Yorgos Yerapetritis 5. Stratejik Diyalog görüşmesinde ayrıca Artemis uzay işbirliği anlaşmalarına katılım belgesini de imzaladı.

'ATİNA FORMÜLÜ'

Aydınlık'ın 5 Şubat tarihli haberinde, Biden yönetiminin “Atina förmülü” adını verdiği “buluşunu” gündeme getirmiştik. Ukrayna'ya 60 milyar dolar değerinde yardım Kongreye takılınca Washington, Atina'yı Kiev'e kullanım dışı Rus savunma sistemlerini bağışlamaya “ikna etmişti.” Yunanistan da bunun karşılığında gerek haberimizde gerekse Washington'ın yaptığı yazılı açıklamada da gördüğümüz üzere askeri araçlarla “ödüllendiriliyor.” Tüm bunların yanı sıra ABD'nin Yunanistan'a “çabaları” için 200 milyon dolar hibe edeceğini de hatırlatalım.

'BEYHUDE ÇABALAR'

Antony Blinken, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile yaklaşık bir ay evvel yaptığı görüşmeden sonra “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Miçotakis liderliğinde, Yunanistan ve Türkiye'yi birbirine yakınlaştırmak için yapılacaklara odaklandık” ifadelerini kullanmıştı. Uzmanlar Washington'un bu açıklamalarla amacının Yunanistan'dan sonra Türkiye'yi de Rusya’dan uzaklaştırarak yeniden Batı’ya yakınlaştırmak olduğu görüşünde. 5 Şubat tarihli haberimizde sözlerine yer verdiğimiz Vatan Partisi Rusya Temsilcisi Dr. Mehmet Perinçek, Yunanistan'ın ABD ile yakınlaşırken Rusya'dan uzaklaşmasını Türkiye için “büyük bir fırsat” olarak nitelendirmiş, “Ankara'nın Washington'dan fayda sağlama çabaları nafile.” ifadelerini kullanmıştı. Perinçek, Türkiye'nin “stratejik düşman” ilan edildiğini belirterek F-16'lar üzerinden kurulan tuzaklara da dikkat çekmişti.

'KRONİK MESELELER'

Nitekim Türkiye-Yunanistan geriliminde yeni bir perde açılıyor gibi görünüyor. Yunan gazetesi Kathimerini'ye göre Türkiye, adaların silahsızlandırılması siyasetine geri dönüyor. Buna göre “Türk tarafı çeşitli kanallar aracılığıyla Doğu Ege'ye ilişkin görüşlerini kademeli olarak ortaya koyuyor ve “adaların Yunanistan egemenliğinin şartı olarak silahsızlandırılmasını istiyor.” Türkiye geçen hafta Yunanistan'a üç kez Ege Denizi'nde NOTAM aracılığıyla resmi bildirimlerde bulundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan sadece birkaç gün önce Türk-Yunan ilişkilerindeki "kronik meselelerden" söz etti ve özellikle "Ege adalarının statüsü, silahsızlandırılması ve hava sahası" konularına değindi. Yunan basınına göre Atina açısından bakıldığında Ankara'nın hamleleri, “etkin konumunu sürdürme ve Yunanistan'a mesaj verme çabası.” Ege ve Doğu Akdeniz'deki sakinliğin sonsuza kadar sürmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmesinin yapıldığı haberde, Türkiye'nin yeni girişimleri “yaklaşan yerel seçimlerle de bağlantılı.” denildi.

ATİNA NEDEN FARKLI DAVRANIYOR?

Hakan Fidan'ın söz ettiği “kronik meselelerden” biri de Kıbrıs. Haberimizin girişinde söz ettiğimiz 5. Stratejik Diyalog zirvesinden birkaç saat önce Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis ABD Georgetown Üniversitesinde bir konuşma yaptı. Etkinlikte Türkiye ile ilişkiler ve Kıbrıs yeniden gündemdeydi ve Yerapetritis’e İsrail ve Filistinliler için “iki devletli çözümü” destekleyen Yunanistan’ın Kuzey ve Güney Kıbrıs’ta benzer bir çözümde tutumunun neden farklı olduğu sorusu yöneltildi. Soruyu “uluslararası hukuk” yanıtıyla geçiştiren Yunan Bakan, Kıbrıs konusunda BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararını hatırlattı. Yerapetritis, iki devletli çözümün adanın toprak bütünlüğü, tek egemenlik, tek devlet ilkesine ve uluslararası hukuka aykırı olacağını ileri sürdü. Yunan Bakan'ın atıfta bulunduğu karar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in atadığı BM Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar'ın temaslarına başladığı bugünlerde yeniden gündemde.

HALA TEK DEVLETLİ ÇÖZÜM

KKTC Cumhurbaşkanı Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Özel Danışmanı Prof. Dr. Hüseyin Işıksal, Anadolu Ajansı için konuya dair bir makale kaleme aldı. Prof. Işıksal, “yıllarca müzakere edilmesine rağmen hep başarısızlıkla sonuçlanan, Kıbrıs Türk tarafının rızasının olmadığını açıkça beyan ettiği tek devletli çözüm modeline hala daha atıfta bulunuluyor.” gözleminde bulundu.

“2004 Annan Planı sonrası dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Rum tarafının sadece bir referandumu değil çözümün kendisini de reddettiğini ve Kıbrıs Türk tarafı ile yönetim ve zenginlikleri paylaşmak istemediğini raporlarında belirtmiştir.” diyen Işıksal, “Federal zemindeki çözümün tamamıyla çöktüğünün ve tüketildiğinin "anıtı" olan Crans Montana sürecine rağmen BMGK'nın hala daha bu modele atıfta bulunması akıl ve mantık dışıdır.” ifadelerini kullandı. Kısacası BMGK, KKTC gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğini reddetmekte ısrar ediyor.

Işıksal'a göre Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm “Rum tarafına sağlanan sanal ve haksız statüyle değil, adadaki mevcut gerçeklerle sağlanabilir.” Kaldı ki “Rum tarafı ne Kıbrıs Türk halkını ne de adanın tümünü temsil etme hak veya yetkisine sahiptir.”

Yunanistan ABD Ankara NATO KKTC