Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine ivme katacak bazı öneriler

İlham Aliyev önderliğinde hızla kalkınan kardeş Azerbaycan’ın, Türkiye ve Türk kardeşlerinden beklentileri var. Halen üç milyar dolar seviyelerinde olan ticaret hacmimiz, en azından şimdilik bir dönem çıktığı beş milyar dolar seviyesine getirilmeli.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine ivme katacak bazı öneriler
A+ A-
PROF. DR. ENGİN BERBER

Azerbaycan Cumhuriyeti Gümrük Bakanı Sefer Mehdiyev’in davetlisi olarak, 2-4 Ekim tarihleri arasında, başkent Bakü’yü ziyaret etme şansı buldum. Lisans öğrenimini Ege Üniversitesi’nde yaptığı için, kendisinin sadece Türkiye ve bizlere değil, İzmir’e de özel bir muhabbeti vardır. Nahcivan doğumlu Sayın Bakan’ın İzmir’de bulunduğu yıllarda, Azeri toprağı Dağlık Karabağ, Ermenistan tarafından silah zoruyla Azerbaycan’dan koparılıyordu. Azerbaycan Milli Ordusu’nun bir an evvel kuvvetlenmesini, kendisiyle sık sık ve uzun uzadıya konuştuğumuzu dün gibi hatırlıyorum.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine ivme katacak bazı öneriler - Resim : 1

Haydar Aliyev Beynelhalk Havalimanı’nda, ikametim boyunca bana eşlik edecek, yüzünden gülme dilinden söz eksik olmayan kıdemli bir bakanlık mensubu karşıladı beni: Dilaver Bey. İzmir’in güneşi ve sıcağını aratmayan bir Bakü günü. Bize tahsis edilmiş arabaya biniyoruz. Havalimanını şehre bağlayan gidiş-geliş yolu oldukça geniş, çevresi ağaçlandırılmış. Turizmden biraz anlayan herkes iyi bilir ki, uçakla seyahat edenler kent hakkında ilk notlarını bu yolda verirler. Bakü’ye yaklaşırken ister istemez, Adnan Menderes Havalimanı’ndan Karabağlar ve Yeşildere’yi kat ederek İzmir’e bağlanan yolu düşünüyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi bu aksta, bat-çık ve döner kavşaklarla trafik akışını biraz rahatlatmış; Kadifekale eteklerini, kamulaştırarak yıktığı derme çatma evlerin bulunduğu alanı, ağaçlandırmış olsa da, Yeşildere’nin Buca’ya yaslanan kısmındaki yapı dokusu, resmi bozuyor.

Dilaver Bey, Bakü’de ziyaret edeceğimiz yerleri gösteren bir program dosyası tutuşturuyor elime. Otelde üst-baş değişimi sonrası, öğrencim olmuş Sayın Bakanı makamında ziyaret ediyorum. Sarılıyoruz birbirimize, dile kolay tam 21 yıl geçmiş. Azeri kardeşlerimizin bizim gibi, ikram etmeden bırakmadıkları çay eşliğinde hasret gideriyoruz, tanışıklığın başladığı günleri anıyoruz. Sefer Bey, 17 yıl aralıksız Gümrük Bakanlığı Birinci Yardımcılığı görevi yaptıktan sonra, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in isteği ve talimatıyla iki yıldan beri bakanlık koltuğunda oturuyor. Bu iki yıl içinde rüşvetle mücadelede ve devlet bütçesine bakanlığının artan katkısıyla ciddi bir başarıya imza atmış, sıra dışı projeler gerçekleştirmiş.

İLK DURAĞIMIZ TÜRK ŞEHİTLİĞİ

Bakanlıktan ayrıldıktan sonra ilk durağımız, Bakü’deki Türk şehitliği oluyor. Bakü’ye Akdeniz iklimi getiren Hazar Denizi’ne yukarıdan bakan, zeytin ağaçlarının çevrelediği bakımlı kabristanı, elimizde karanfillerle geziyoruz. Nuri Paşa’nın komuta ettiği Kafkas Ordusu, 25 Mayıs-17 Kasım 1918 arasında, Azerbaycan ve Dağıstan’ı kurtarmıştı. Bu ordudan bin 130 Mehmetçik burada, vatanları için şehit düşmüş Azeri kardeşleriyle yan yana yatıyor. Kızıl Ordu’nun, 20 Ocak 1990’da tanklarla girdiği Bakü’de şehit ettiği (Kara Ocak), aralarında 12-13 yaşında çocukların da bulunduğu yüzlerce Azeri de burada defnedilmiş. Türk halkının, özgürlük ve bağımsızlık için ölmekten çekinmeyeceğini haykıran bu mübarek mekândan, sessizce ayrılıyoruz.
Sonraki durağımız, tasarımını Bağdat doğumlu ünlü mimar Zaha Hadid’in yaptığı, Haydar Aliyev Kültür Merkezi oldu. Dalgadan esinlenmiş, dışı gibi içi de kavisli etkileyici bir yapı. İçinde, Azerbaycan Tarihi’ni anlatan başarılı bir müze, sergi ve konferans salonları var. Berlin’deki Alman Tarih Müzesi’ni gezdiğimde, niye bir ulusal tarih müzemiz yok diye hayıflanmıştım. Aynı ruh halini, bir kez daha yaşadım Bakü’de. Merkezde, Ahmet Güneştekin’in, "Belleğin Alfabesi" isimli sergisini de gezip görüyoruz.

Hazar Denizi’nden esen rüzgârları ağırladığı için isminin, Farsçada "rüzgârların şehri" anlamındaki "bad kupe"den geldiği düşünülen Bakü, 1997 yılında İzmir ile kardeş kent olmuş. Ege’nin imbatını ağırlayan İzmir’deki gibi, üzerine balık lokantalarının serpildiği uzun bir sahil şeridi var. İdari binalar ve gösterişli mağazaların yoğunlaştığı kent merkezi oldukça yeşil olsa da, çeperlerde yapı dokusu öne çıkıyor. Trafik düzenli akıyor, dilenenlere hiç rastlamadığım sokakları oldukça temiz. Yollarda, eskisi olmayan her marka araba görmek mümkün. Hiç kullanma fırsatı bulamadım ama iyi işleyen bir raylı sistemin olduğu söylendi. Mimarisini daha çok, Orta Avrupa kentlerinden Budapeşte’ye benzettim. Akşamları özel olarak aydınlatılan yeni binaların dış cephesi, 19. Yüzyıldan kalma bakımlı binalara benzetilmiş. Resim sanatı ve edebiyatta özel bir yere sahip olan Azerbaycan’ın, başkentinde çok sayıda müze ve galeri var.

Halça (halı) Müzesi bunlardan sadece biri. Özgün mimari tasarımı ile üç katlı bu müze, Azerbaycan’ın yedi farklı halı bölgesinden çok değerli örnekleri ziyaretçileriyle buluşturuyor. Ayrıca, taraçasından Hazar ve Bakü’yü kuşbakışı seyretme şansı veren tarihi Kız Kalesi; bir İzmirli olarak görmeden ayrılmak istemediğimiz İzmir Parkı (Bakü Parkı, İzmir Sahil Evleri’ndedir) ile Sefer Bey’in yaptırmakla haklı olarak öğündüğü, Gümrük Bakanlığı’nın tam teşekküllü hastanesini gezdim. Ara sıra Ege Üniversitesi’nden değerli hekimlerin çalışma ziyaretinde bulunduğu bu modern hastaneyi, Başhekim Dr. Elman Mehmedov eşlik ederek bizzat anlattı.

Bak%C3%BC%E2%80%99deki%20T%C3%BCrk%20%C5%9Fehitli%C4%9Fi%20
Bakü’deki Türk şehitliği

AKADEMİYADA EĞİTİM

Gümrük Bakanlığı’na memur yetiştiren Devlet Gümrük Komitesinin Akademiyası da, program dosyasına dâhil edilmişti. Bir hukukçu olan Akademiya Başkanı Prof. Dr. Kulu Novruzov tarafından sıcak bir şekilde karşılandık. Çaylarımızı yudumlarken Akademiya hakkında bilgiler alıyoruz, Avrupa ve Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarıyla özellikle bilgi teknolojileri konusunda işbirliği yapmak istediklerini belirtiyor. Buraya gelmezden hemen önce ziyaret ettiğimiz, gümrükte müsadere edilmiş kültür-sanat eserlerini içeren mütevazı müzeden söz açıyoruz. Memurlara bu tür eserleri tanıtan dönemlik bir dersten söz ediyor. Bu derste öğrenilen teorik bilgilerin, didaktik tasarıma sahip genişletilmiş bir müzede, Akademiya öğrencilerinin pratik eğitimleri için de kullanılabileceğini söylüyoruz, bize hak veriyor.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine ivme katacak bazı öneriler - Resim : 3

İlham Aliyev önderliğinde hızla kalkınan kardeş Azerbaycan’ın, Türkiye ve Türk kardeşlerinden beklentileri var. Öncelikle Dağlık Karabağ’ın durumu ortada iken, İstanbul’un merdiven altı işletmelerinde Türkiye’nin yıllardır, neden 200.000 Ermeni’nin kaçak çalışmasına göz yumduğunu anlamıyorlar, çok kırgınlar. An itibariyle Türkiye’den Bakü’ye haftada 12-13 tarifeli uçak gidiyor. İki milyonu aşan nüfusu, yakın çevresinin güzelliği, zengin sofrası ve kültür-sanat alanında sunduklarıyla çok daha fazlası gidebilir. Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu bir an önce Trabzon’a ve özellikle açılacak bir gümrük kapısı üzerinden Nahcivan’a bağlanmalı diyorlar. Bu çok önemli zira bilindiği üzere Ermenistan toprağının kama gibi güneye inmesi nedeniyle Azerbaycan’ın kırmızı et deposu Nahcivan ile kara bağlantısı yok. Son yıllarda etle olan imtihanımız düşünüldüğünde, bu adımın ivedilikle atılması her iki taraf için de gereklidir diye düşünüyorum. Keza halen üç milyar dolar seviyelerinde olan ticaret hacmimiz, en azından şimdilik bir dönem çıktığı beş milyar dolar seviyesine getirilmeli. Ortak ataları ve inançlarının düşmanlarını bile ortaklaştırdığı Türkiye ve Azerbaycan’ın, istikbalinin de ortak olduğunu hiç unutmamak gerek.

Son Dakika Haberleri