Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan İslamabad Deklarasyonu'nu imzaladı
Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasında siyasi, ekonomik, barış ve güvenlik alanları başta olmak üzere birçok alanda iş birliğinin derinleştirilmesini sağlayacak "İslamabad Deklarasyonu" imzalandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi'nin imzaladığı bildiride, ülkeler arasındaki kardeşlik, tarihi ve kültürel bağlar ile karşılıklı saygı ve güvene dayalı mevcut samimi bağlar vurgulanarak 30 Kasım 2017'de Bakü'de düzenlenen ilk Üçlü Toplantının sonucuna dayanan, siyasi, stratejik, ticari, ekonomik, barış ve güvenlik, bilim ve teknoloji ve kültürel alanlar dahil olmak üzere karşılıklı çıkarların tüm alanlarında iş birliğini daha fazla derinleştirme isteği beyan edildi. Deklarasyonda Pakistan, Türkiye ve Azerbaycan'ın kendi bölgelerinde barış, istikrar ve kalkınmayı teşvik etmek için yaptıkları önemli katkılar ve halklarının daha geniş bölgede ortak refah ve güvenlik için bu idealleri daha da ilerletme arzusunun önemi vurgulandı.
Taraflar, yabancı destekli terörizm tehditleri, siber saldırılar, hibrit savaş biçimleri, hedefli dezenformasyon kampanyaları ve Müslümanların barış içinde bir arada yaşamasını etkileyen İslamofobi'nin artan eğilimleri dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere birçok ülkedeki Müslüman topluluklarının karşılaştığı sayısız zorlukların ve ortaya çıkan tehditlerin bilincinde olduklarını belirtti. Deklarasyonda, dünyanın çeşitli yerlerinde Müslüman topluluklara karşı işlenen ağır insan hakları ihlalleri ve insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili ciddi endişeler dile getirildi. Taraflar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının geniş kapsamlı etkilerinin ve ilgili bölgelerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı savunmasızlığının tamamen farkında olduklarını vurguladı. Deklarasyonda ayrıca Azerbaycan'ın kurtarılan bölgelerini yeniden inşa etme ve iyileştirme çabalarında Azerbaycan hükümeti ve halkıyla dayanışma gösterildiği ifade edildi. Barış ve kalkınma için bölgesel fikir birliği geliştirmeye yönelik taahhüdün bir kez daha teyit edildiği deklarasyonda taraflar, devletlerin egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve uluslararası sınırlarının dokunulmazlığını koruma ve savunmaya yönelik güçlü ve net desteklerini yineledi.
İSLAMOFOBİ, BÖLGESEL GÜVENLİK VE İSTİKRAR
Taraflar uluslararası ve bölgesel alanda Müslümanlara yönelik İslamofobi, ayrımcılık ve zulüme yönelik ortak çaba sarf etme konusunda mutabık kalırken "Asya'nın Kalbi-İstanbul Süreci" kapsamında Afganistan'daki barış sürecinin bölgedeki refaha, barışa ve istikrara katkısı ile Pakistan'ın bölgedeki sorunlara siyasi çözüm getirme talebini de takdirle karşıladıklarını duyurdu. Bölgenin barışı, güvenliği ve istikrarı için uluslararası organizasyonlarda terörle, uluslararası suç örgütleriyle, uyuşturucu kaçakçılığıyla, insan kaçakçılığıyla, kara para aklamayla, kültürel ve tarihi mirasa yönelik suçlarla ve siber suçlarla ortak mücadele de bildiri de yer aldı. İslamabad Deklarasyonu'nda Hindistan'ın 5 Ağustos 2019'da aldığı Cammu Keşmir'in özel statüsünü kaldırma kararına yönelik İslam İşbirliği Teşkilatı kararına da değinilerek, "5 Ağustos 2019'da alınan tek taraflı eylem ve devam eden ciddi insan hakları ihlalleri konusundaki derin endişeler dile getirdi. Cammu Keşmir'in demografik yapısını değiştirmeye yönelik ihlaller ve çabalar ile ilgili BM Güvenlik Konseyi Kararları uyarınca Cammu Keşmir anlaşmazlığının barışçıl çözümüne yönelik ilkeli tutum tekrarlandı." ifadesi kullanıldı. Taraflar Kıbrıs sorununun yanı sıra Ege ve Doğu Akdeniz'deki sorunların uluslararası hukuk temelinde adil, sürdürülebilir, gerçekçi ve karşılıklı olarak kabul edilen bir şekilde çözümünü destekleme kararı da aldı. Deklarasyonda Dağlık Karabağ konusunda ise "İlgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak Ermenistan-Azerbaycan ihtilafına son verilmesi ve ilişkilerin egemenlik, toprak bütünlüğü ve uluslararası alanda tanınan sınırlar temelinde normalleştirilmesi konusundaki destekler yinelendi." açıklamasına yer verildi.
ÜÇLÜ TİCARET VE YATIRIM ARTTIRILMASI
Ortak tatbikat, kapasite inşası, yeni ve yükselen teknolojilerin paylaşımı ve karşılıklı ziyaretler de dahil savunma ve güvenlik alanında iş birliği yapılacağına yer verilen deklarasyonda "Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi nedeniyle ekonomik büyüme ve halk sağlığına üzerindeki geniş kapsamlı etkiler tartışıldı. Bilgi, araştırma, uzmanlık ve en iyi uygulamaların paylaşımı kabul edildi ve zorlukların etkili ve anlaşılır bir şekilde ele alınması için mali açıdan uluslararası iş birliği ve dayanışmanın artırılması çağrısı yapıldı." ifadesi kullanıldı. Üçlü ticaret ve yatırımın artırılması için iş birliğinin derinleştirilmesi konusunda mutabakata varıldığı belirtilen deklarasyonda, üç ülkenin ilgili bakanlıkları eliyle tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması, ulaştırma maliyetlerinin azaltılması, bankacılık sisteminde daha iyi şartların oluşturulması ile ortak yatırımların korunması konusunda tavsiye kararları alan güçlü bir eylem planı hazırlanması üzerinde anlaşıldığı da vurgulandı. Taraflar, ulaştırmada bölgesel bağlantı kurma, ticaret, enerji, halklar arası iletişim, eğitim, turizm, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında iş birliği yapmak konusunda kararlı olduklarının da altını çizdi. Deklarasyonda gıda güvenliği, çevre koruma, sürdürülebilir kalkınma, iklim değişikliği ile mücadele gibi konularda uluslararası karşılığın zamanında verilmesinin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmada da önemli olduğunun altı çizildi. Üç ülkenin yıllık olarak üçlü zirve yapması üzerinde karar alındığı da belirtilirken gelecek zirvenin 2022 yılı içinde Türkiye'de yapılacağı ifade edildi.