05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Derinleşen krize sistem içi çözüm yok: Emekçinin gücüyle zorlukları aşarız

Bu yıl ki 1 Mayıs’ı ana temasını ‘hayat pahalılığı ve örgütlenme’ olarak belirleyen Türk-İş, emekçinin sorunları ile çözüm önerilerini 23 maddede özetledi.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu: Güvencesizliğin panzehri  sendikal örgütlenmedir
A+ A-
EMEK SERVİSİ

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), 2 yıllık Kovid-19 salgınının ardından bu yıl 30 ilde sendikalarla ortaklaşa etkinlikler düzenleyecek, Taksim Cumhuriyet Anıtı’na çelenk bırakacak. Yıl boyunca işlenecek ana tema ise hayat pahalılığı ile mücadele ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması olacak.
Türk-İş Genel Merkezi’nden bu yılın mücadele gündemiyle ilgili yapılan açıklamada, kapsamlı bir değerlendirme yer aldı. Ulusal ve uluslararası gelişmeler neticesinde emekçinin sorunlarının daha da ağırlaştığı kaydedilen açıklamada, “Uluslararası siyasette ve ekonomide tek merkezli yapının ne derece eşitsiz, hakkaniyetsiz ve de emekçilerin yaşamlarını olumsuz etkileyen ilişkilere neden olduğu daha görünür hale geldi.” tespiti yer aldı.
Emekçilerin 1 Mayıs’ı bir yandan işsizlik korkusu diğer yandan geçim sıkıntısı yaşayarak karşıladığı belirtilen açıklamada, mevcut temel sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerileri sıralandı:

SATIN ALMA GÜCÜ ARTIRILMALI

Reel ücretlerin ve satın alma gücünün korunması ve artırılması sağlanmalıdır. Bunun için öncelikle enflasyon artışına yol açan olumsuz şartlar ortadan kaldırılmalı, koruyucu ve kapsayıcı ekonomik ve sosyal politikalar benimsenmelidir.
Yabancı para birimleri karşısındaki TL’nin değer kaybının engellenmesi hem üretim hem de tüketim açısından zorunludur.
Türkiye çokuluslu şirketlerin “ucuz emek deposu” değildir.
Katma değeri yüksek mal ve hizmet üretimi, bir diğer ifadeyle “üretim üssü” haline gelmek nitelikli işgücünü, kapsamlı eğitim ve istihdam politikasını gerektirir. Böyle bir hedefi gerçekleştirmek için yapısal düzenlemeler yapılmalıdır.
Nominal ücret artışları nedeniyle işçi çıkarma eğiliminde olan, karından zarar etmemek için emekçileri kapı önüne koyma eğilimi sergileyen işverenlere karşı, bir yandan mücadele yoğunlaştırılmalı, diğer yandan bu eğilime karşı yaptırımı öngören mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.

ÖRGÜTLENMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI

Salgınla beraber artan elektronik ticaret faaliyetlerinde çalışan emekçilerin çalışma koşulları son derece güvencesizdir.
Depo işçisinden arabalı veya motosikletli kuryelere kadar (e-ticarette çalışan) neredeyse herkes en güvencesiz koşullarla baş başadır.
Güvencesizliğin panzehri sendikal örgütlenmedir.
Sendikal örgütlenme emekçinin güvencesizliğine karşı can simididir.
Kayıt dışı, kuralsız çalışan motorlu kuryelerden, merdiven altı imalathanelerde üretim yapan tekstil işçilerine kadar, farklı işkollarındaki tüm güvencesiz işçiler, sendikal örgütlülüğün koruyucu şemsiyesi altına alınmalıdır.
Sendikal örgütlenmenin işçilerin özgür iradeleriyle, herhangi bir işveren baskısı veya bürokratik baskı olmadan sağlanabilmesi gerekir.
Türk-İş sendika seçme özgürlüğünü baskı altına alan işveren ve bürokratlara karşı önceden olduğu gibi önümüzdeki dönemde de meşru her türlü mücadeleyi sürdürecektir.

DAİMİ KADRO TALEBİ KARŞILANMALI

Geçici işçilerin daimi kadro talebi karşılanmalıdır. Geçici işçilerin yılda 360 gün çalıştırılmaları ile çoğu işyerinde alt işveren uygulamasıyla hizmet alımı ihalesine gidilmesine de ihtiyaç kalmayacaktır. Yıllardır başarılı olarak çalışan, bilgi, beceri ve deneyimleri ile işyerine faydalı bu işçilerin kadroya alınması ve 12 ay (yıl boyu kesintisiz) çalışmaları sağlanmalıdır.
Kamuda taşeron çalıştırma sonlandırılmalıdır. Bu kapsamda KİT’lerde çalışan işçiler; bazı özel bütçeli kuruluşlarda çalışan işçiler; ihale şartnamesinde personel sayısı belirtildiği halde, işçilik maliyetinin yaklaşık maliyetin yüzde 70’in altında kalan ihale usulüyle çalıştırılan taşeron işçileri (kiralık araç şoförleri, yemekhane çalışanları, diş protez çalışanları…); çağrı merkezi hizmetlerine ilişkin ihalelerde çalışanlar; danışmanlık ihaleleri kapsamında çalışanlar; mal alım ihaleleri kapsamında çalışanlar; yapım işi (anahtar teslim iş) ihaleleri kapsamında çalışanlar; hastane bilgi yönetim sistemi hizmeti ihalesi kapsamında çalışanlar; yıllardır bekledikleri kamuda daimi işçi kadrosuna alınmalıdır.
Kamuda kadroya alınan işçilere tayin hakkı verilmeli, zorunlu emekliliğe sevk edilmemelidir.
Türk-İş alt işveren uygulamasının, başta kamu işyerleri olmak üzere tüm çalışma yaşamından çıkarılması için verdiği mücadeleyi önümüzdeki dönem daha da yoğunlaştıracaktır.

KRİZLERİN FATURASI EMEKÇİYE YÜKLENMEMELİ

Koronavirüs salgınından çıkışa yönelik güçlü göstergeler bulunmasına karşın hala risk devam etmektedir. Bu nedenle maske mesafe ve temizlik kurallarına özellikle iş yerlerinde en üst düzeyde uyulmaya devam edilmesi halk sağlığının korunması bakımından önem taşımaya devam etmektedir.
Artan uluslararası gerginliğin en fazla kaybedeni yine ücretliler/emekçiler/çalışanlar olmamalıdır.
Küresel, bölgesel, yerel çatışmalardan en fazla etkilenen aileleriyle birlikte emekçilerdir. Savaşlarda ve terör eylemlerinde en fazla bedeli ödeyenler, işçiler, kadınlar ve çocuklardır.
Sendikaların temel mücadelesi ekmek, barış ve özgürlük içindir.
İşyerlerinde ayrımcılığın hiçbir türüne, kadına şiddete, mobbing ve tacize müsaade edilememelidir.
Sendikaların yaşanan çatışmaları doğru bir şekilde değerlendirip ona göre tavır almaları, dünyadaki tüm emekçilerin yararına olacaktır.
Türk-İş 70 yıllık geçmişinden aldığı güçle işçilerin, mağdurun ve mazlumun yanında olma sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.

TÜRK-İŞ Koronavirüs asgari ücret E-ticaret kit'ler tl değer kaybı ucuz emek deposu taksim cumhuriyet anıtı