Buharkent’in planı buhar oldu
Türkiye’de en büyük jeotermal kaynağın bulunduğu Aydın’da halk jeotermal enerjiden yararlanamıyor. Buharkent Belediyesi, mevzuat engelini aşamayınca, ilçeyi jeotermal enerji yerine doğal gazla ısıtmak zorunda kaldı
İsmini jeotermal yatakların buharından alan Buharkent, buharından yararlanamıyor. 7 yıldır bu konuda çalışma yürüttüklerini belirten Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol, vatandaşların yoğun talebi doğrultusunda ilçeye doğal gaz getirmek zorunda kaldıklarını açıkladı.
Aydın’ın en doğusunda bulunan ve Aydın merkeze 85, Denizli’ye 41 kilometre uzaklıktaki Buharkent ilçesinde 3 dönemdir Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Erol, 13 bin nüfuslu ilçedeki jeotermal enerjinin konutlarda kullanılması projesi hakkında Aydınlık’a şu bilgileri verdi:
“2017 yılında bu konuda bir çalışma başlattık. Aydın, jeotermal yataklar konusunda çok zengin bir ilimiz. İlçemiz de bu yataklardan ismini alıyor. Bu alanda çok sayıda enerji santrali de var. İstedik ki bu yerli ve milli enerjimizden yararlanarak ilçemizi jeotermal enerjiyle ısıtalım. Çok ucuza mal olacaktı. Ancak harekete geçtiğimizde karşımıza Aydın Büyükşehir Belediyesi çıktı. ‘Bu konuda yetki bizdedir. Bizim iznimiz olmadan bu işi yapamazsınız.’ mealinde bir yazıyla itiraz ettiler.
"Bütün girişimimize rağmen bu engeli aşamadık. Kendileri de bu konuda bir çaba harcamıyor. Yani isteriz ki biz yapamıyorsak onlar yapsın. Öncü olsun. Aydın’ın bütün konutları bu enerjiden yararlanarak ısınsın. Maalesef bugüne kadar bir çaba yok…
“En son bu konuda ‘İlçe belediyeleri de yatırım yapabilir.’ ibaresini yasaya ekleyerek yasal engeli ortadan kaldıralım dedik. Bu konudaki girişimlerimiz de şu ana kadar sonuç vermedi. Ancak bu işin de peşini bırakmış değiliz. Jeotermal zengini Aydın bu enerjiden daha düşük fiyatla yararlansın ve örnek olsun.”
3 AY İÇİNDE GAZ VERİLECEK
Başkan Erol, vatandaşların temiz enerji konusundaki ısrarları nedeniyle ilçeye doğal gaz getirme kararı aldıklarını ve bunun için de altyapı çalışmalarının başladığını belirterek, “Vatandaşlarımız haklı olarak temiz ve ucuz enerji konusunda ısrar ettiler ve biz de ilçemizde bunun altyapısını başlattık. 3 ay içinde altyapı çalışmaları biterek konutlara doğal gaz vereceğiz. Yaklaşık 4 bine yakın konut var ve bunlara kısa sürede doğal gaz verilecek.” dedi.
JEOTERMALDEN TURİZMDE YARARLANILACAK
Jeotermal enerjiden yararlanma konusundaki çalışmalarını başka alanlarda da geliştirmeyi düşündüklerini belirten Erol, şöyle devam etti:
“İlçemiz 2007 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile ‘Termal Turizm Alanı’ olarak ilan edildi. Bu karar turizm yatırımlarını daha ileri bir noktaya taşıyacaktır. Bu çerçevede jeotermal kaynaklardan turizm alanında da yararlanmayı düşünüyoruz. Bu konuda bir çalışma yürütüyoruz. İlçemize 5 yıldızlı otel yaparak termal sulardan vatandaşlarımızın yararlanmasını sağlayacağız. Bununla hem ilçemiz kalkınacak hem bu kaynaklardan geniş kitleler yararlanarak turizmimize katkıda bulunacağız.
JEOTERMAL SERALAR KURULACAK
“Ayrıca seracılıkta da kullanacağız. Bu da önemli bir alan. Başka illerimizde de bu konuda çalışmalar var. Aydın olarak biz de bu konuda öncü olarak girişimlerde bulunacağız. Seralarda yararlanırsak hem üretici vatandaşımıza yarar sağlayacağız hem de ülkemizin kalkınmasına katkı sunacağız.
"Jeotermal enerji doğalgaza göre 4 kat daha ucuz. Biz jeotermal kaynakları bir zenginlik ve değer olarak görüyoruz. Ve her alanda halkımızın faydasına sunmak istiyoruz. Türkiye, jeotermal kaynaklar bakımından Avrupa’da birinci, dünyada dördüncü sırada. Jeotermal kaynaklar bakımından da Türkiye birincisi olan Aydın verimli topraklarıyla bu konuda örnek olmalı.
“Savcıllı Mahallemiz yakınındaki yol kenarında tarıma uygun olmayan 240 dönüm bir alanı jeotermal sera bölgesi ilan ettik. İmar altyapı çalışmasının kısa sürede tamamlanmasının ardından jeotermal yatırımlara hazır hale gelecek. Bu çalışmalar ilçemizin kalkınmasına da büyük katkı sunacak.”
JEOTERMAL ISITMA, VERİMİ YÜZDE 50-60 ARTIRIYOR
Dünyada 10 bin dönüm, Türkiye’de ise 635 dönüm jeotermal sera alanı var. Seraların jeotermal ile ısıtılmasının getirdiği çok önemli avantajlar var. Jeotermal ısıtma, verimi yüzde 50-60 artırmakta... Sera atmosferine jeotermal karbondioksitin verilmesi verimi yüzde 40 artırmakta... Sera içi sıcaklık döllenme için gereken sıcaklığın üstünde olmakta, bu da verimi artırmaktadır. Bu sayede gerekli havalandırma yapılabilmekte ve sera içi rutubet yükselmemekte ve bundan kaynaklanabilecek hastalıklar oluşmamaktadır. İdeal iç sıcaklık nedeniyle hormonsuz üretim mümkün olmaktadır.
Ülkemizde soğuk bölge Sivas ve Erzurum’da da jeotermal yataklardan yararlanılarak sera alanları kuruldu.
Türkiye’de 62 adet jeotermal santral bulunuyor. Bunların yaklaşık yarısı Aydın ve ilçelerinde faaliyet gösteriyor.
‘AYDIN HALKI PAHALI GAZA MAHKÛM EDİLDİ’
Eski Aydın Belediye Başkanı ve kent bilimci İnş. Y. Müh. Hüseyin Aksu, jeotermal enerjiden kent ısınmasını ilk kez 1994 yılında gündeme getirdi. Bu konuda proje geliştirdi. Ancak uygulamaya sokamadı. Aydın’ın jeotermal yataklardan yararlanamamasını ‘akıl tutulması’ olarak nitelendiren Aksu, bu konudaki görüşlerini Aydınlık’a şöyle anlattı:
“90’lı yıllarda, Aydın Belediye Başkanı olarak, tüm Büyük Menderes Nehri havzasını kapsayan entegre proje için yıllarca çalıştık. Proje ABD’den davet ettiğimiz, ODTÜ’den öğrencim olan Prof. Dr. Birol Kılkış ve benim öncülüğümde, büyük bir emek ve araştırmalar sonucunda hazırlandı.
"Bu proje ile Büyük Menderes Ovası’nın tümünde, dağlık alanlar da dahil olmak üzere 8 Gigawatt elektrik üretimi, 32 tane organize sera bölgesi, 7 tane termal sağlık turizmi bölgesi kurulacaktı. Aydın’daki köyler dahil 1 milyon nüfusu barındıran; 17 ilçe, 36 belde ve 600 köyün ısıtma ve sıcak su ihtiyacı karşılanacaktı. Aydın’da kurduğumuz 7 tane organize sanayi bölgesinin tüm proses buharı ihtiyacı karşılanacak ve elektirik bu OSB’lerde dörtte bir fiyata verilecekti.
MALİYET 4’TE 1’E DÜŞECEKTİ
“Menderes Nehri kanal içine alınarak, ovada uygulanacak entansif tarım ve toplulaştırma modeli ile tüm tarlalar en az 300 bin metrekarelik rasyonel tarım alanına dönüşecek ve bu tarlaların işlenmesinde örgütlenme modelleri hayata geçirilecek, tarımsal üretimim maliyeti dörtte birine düşürülecekti.
“AY-JE ve MENÇEP adı altında toplanan bu ‘projeler zinciri’; 40 bin sayfanın üzerinde analiz, rapor ve hesaplar ile beşbin cıvarında çizim ve pafta olarak hazırlanan dev bir proje idi. Bu proje dört ana etapta ve her etap kendi içinde 5 aşamada gerçekleştirilecekti. Projenin ilk etabının başlatıldığı 2000 yılındaki hedefi; 2023 yılında kişi başına milli geliri 100 bin doların üzerine çıkartılmasıydı.
"AY-JE- Mençep Projelerinin ortaya çıkaracağı yıllık hasılat, 2000 yılında 28 milyar dolar olarak hesaplandı. 2023 yılında proje tamamlandığında bu hasılatın 50 milyar dolara erişeceği ortaya konuldu. Bu rakam, bugün ülkemizdeki cari açığı ortadan kaldıran ve ekonomik kalkınmayı tetikleyen ve yaşadığımız kaotik krizi öneleyebilecek bir mertebededir.
ENTEGRE MODEL
“Projenin en önemli özelliği, yer altındaki jeotermal kaynakların sürdürülebilir şekilde, yeryüzünde hava ile toprak ile teması olmadan kullanan entegre bir modelle hazırlanmış olmasıydı. Bugün, Aydın’ın jeotermal sahaları özensiz ve dikkatsizce, vahşi ve çevreyi kirleten, adeta Büyük Menderes Ovasının sonunu getirecek bir biçimde kullanılıyor.
"Bu sahaların kullanım hakkı; rasgele belirlenen, binlerce kilometrekarelik alanlar halinde parsellenerek enerji firmalarına satıldı. Devletçe alınan paralar devede kulak. Aydın halkı pahalı elektrik, pahalı doğalgaza mahkum edildi. Aydın’ın turizmcisi güdük kaldı, batıyor, Aydın’ın tarım üreticisi sürünüyor. Sanayici pahalı elektirik ve yüksek maliyetler nedeni ile rekabet gücünü kaybetmiş durumda. Yazık oluyor. Aydınlıya, yazık oluyor akıla, bilime, ülkenin kaynaklarına.
“Bunun da ötesinde bir yanlış kullanım var. Asit yağmurları ile zeytin, incir ağaçları kuruyor. Havada yoğun bir hidrojen sülfür kokusu altında yaşamı zorlaşıyor.”