18 Eylül 2024 Çarşamba
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Mısır ile işbirliği bu Forum’u dağıtır

Doğu Akdeniz’de yedi ülkenin Türkiye’yi dışlayarak kurduğu ve ABD, AB ve Dünya Bankası’nın da ‘daimi gözlemci üye’ olduğu ‘Doğu Akdeniz Gaz Forumu’, Ankara ile Kahire arasında yapılacak enerji işbirliği sonucunda işlevsiz kalabilir

Türkiye-Mısır enerji işbirliği Gaz Forumu’nu dağıtabilir mi? Doğu Akdeniz Gaz Forumu nedir? Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nda kimler var?

Türkiye ile Mısır arasında 11 yıl aradan sonra yeniden gelişen ilişkiler, Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bir dizi hamleyi boşa çıkarma potansiyeli taşıyor. Her şeyden önce, Türkiye’nin açık denizlerden mahrum edilerek Antalya Körfezi’ne hapsedildiği sözde haritaları çöpe atma imkânı sunan bu işbirliği, aynı zamanda bölgedeki hidrokarbon kaynaklarının gasp edilmesine karşı da bir koruma kalkanı yaratabilir.

Türkiye, Doğu Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip ülkesi olmasına rağmen, ABD/İsrail öncüğünde bölgede yürütülen projelerde resmen yok sayılıyor. 2019 yılında Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerinin çıkarılması ve pazara sunulmasıyla ilgili olarak yedi ülkenin kurduğu Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na, Türkiye davet edilmemişti. Üstelik ABD ve AB’nin de Forum’a dahil olması, Doğu Akdeniz’deki kirli planları açık etmeye yetti.

DOĞU AKDENİZ GAZ FORUMU NEDİR?

Doğu Akdeniz Gaz Forumu Tüzüğü, Eylül 2020'de İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, İtalya ve Ürdün tarafından imzalandı. Filistin ise Forum’un kurucularından olmasına rağmen toplantıya katılmadı ve metne imza koymadı. Ardından Fransa’nın da resmi üyelik başvurusu yaptığı ve katılımına onay verildiği duyuruldu.

Böylece üye sayısı sekize çıkarken, ABD, AB ve Dünya Bankası Grubu da “daimi gözlemci üye” olarak Forum’a dahil oldu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin başvurusunun ise veto edildiği açıklandı.

Forum’un ana hedefleri, “paylaşılan vizyona dayalı ortak stratejiler belirlemek”, “rekabetçi bir gaz piyasası oluşturmak”, “arz-talep güvenliğini sağlamak” ve “kaynak geliştirmeyi optimize etmek” şeklinde sıralanıyor.

Daha somut hedeflerden biri ise, Avrupa Birliği’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltmak olarak açıklanabilir. Bu maksatla İsrail’den çıkarılan gazın Mısır’da sıvılaştırılarak Avrupa’ya taşınması yönünde bir de anlaşma imzalandı. Bu projeleri geliştiren küresel enerji şirketleri içindeyse ABD’li ExxonMobil, Chevron ve Energean, İngiliz BP ve Shell, Fransız Total, İtalyan Eni ve İsrailli Ratio gibi devler yer alıyor.

Diğer yandan Türkiye Forum’a davet edilmeyerek, bir nevi cezalandırılıyor. Hatta 2019 yılında Mısır Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’ye açık mesajlar vermek için katılımcılar arasında askeri bir işbirliği kurulacağını dahi dile getirmişti. Ancak tüm bu planlar, şimdilerde derinden sarsılıyor.

NORMALLEŞMENİN ANA GÜNDEMİ: ENERJİ

Türkiye ile Mısır normalleşmesiyle birlikte Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon rezervlerinin işletilmesi konusu da merkeze oturdu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Lideri Abdulfettah es-Sisi ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, “Doğal gaz ve nükleer enerji başta olmak üzere Mısır’la enerji alanındaki işbirliğimizi geliştirmek arzusundayız.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ise görüşmeye ilişkin bilgi notunda, “Türkiye, Avrupa'ya doğal gaz tedariki için bir merkez olma planının parçası olarak Mısır'dan sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeye istekli.” if­­­adelerine yer verdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise önceki gün AA’ya yaptığı açıklamada, biraz daha ayrıntıya girdi. Son dönemde Suriye, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülkelerle yapılan anlaşmalara ilişkin değerlendirmesinde, söz konusu anlaşmaların enerjide dışa bağımlılık, tedariki farklı ülkelerden daha ucuz şartlarda gerçekleştirmek gibi boyutlarının olduğunu ifade eden Bayraktar, “Mısır'da özellikle denizdeki gaz sahalarına Türkiye'nin ilgi ve alakası var. Onların gaz tedarikinde Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) gemilerimizle ilgili bir proje üzerinde çalışıyoruz.” bilgisini paylaştı.

KAHİRE YENİ İHALELER AÇTI

Mısır, daha 2021 yılında Doğu Akdeniz'de, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM)’e bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını da dikkate alarak bir hidrokarbon arama ihalesine çıkmıştı. 18 No’lu parsel için yapılan duyuru, Yunan basını tarafından “Kahire'den Ankara'ya açık kapı” şeklinde yorumlamıştı. Ancak Türkiye, o dönem Kahire’nin yarattığı fırsatlardan yararlanamadı. Şimdilerde ise Mısır, yeniden çeşitli rezervlerin keşfi için bir dizi ihale duyurusu yayınladı.

Mısır medyasında yer alan haberlere göre, Petrol ve Maden Kaynakları Bakanlığı, Mısır Doğal Gaz Holding Şirketi (EGAS) aracılığıyla 2024 yılı için yeni bir küresel ihale süreci başlattı. Bu ihale duyurusu içinde Akdeniz ve Nil Deltası’nda yer alan 10 deniz sahası yer alıyor.

Bakan Karim Badawi, doğal gaz ve petrol arama fırsatları aracılığıyla yabancı yatırımları ülkeye çekmek istediklerini, bunun için de elverişli bir yatırım ortamını teşvik ettiklerini belirtiyor. Bu teşviklerin üretim seviyelerinin artırılması, keşif amaçlı sondajların yapılması, geliştirme faaliyetleri ve üretim operasyonlarının hızlandırılmasıyla ilgili mekanizmaları kapsadığını bildiren Badawi, üretimden elde edilen gelirlerin bir kısmının da üretici firmanın yükümlülükleri için tahsis edileceğini kaydediyor.

BÖLGESEL SAHİPLİĞİ PEKİŞTİRMEK

Bu noktada, dünyanın en geniş sismik/sondaj filolarından birine sahip olan Türkiye’nin, Mısır ile yapabileceği çok sayıda ortak faaliyet olduğu görülüyor. Üstelik Mısır, Kızıldeniz krizi ile Süveyş Kanalı gelirlerinin önemli bir kısmını kaybetmiş ve yeni yatırımcılar ararken, Gazze’deki soykırım nedeniyle İsrail ve Batı cephesiyle arası açılmışken, Libya ve Suriye’de iki ülkenin yaşadığı anlaşmazlıklar düzelme eğilimine girmişken, hatta Somali’nin karasularını birlikte koruma planları konuşulurken, Türkiye büyük adımlar atmayı daha fazla geciktirmemeli...

Nitekim iki ülke arasında rezerv araştırma ve geliştirmesine yönelik yapılacak her anlaşma, büyük ekonomik katkının yanında, bölgesel sahiplik ilkesini de pekiştirerek “Doğu Akdeniz Doğu Akdenizlilerindir.” anlayışını geliştirecektir.

Böylece yabancı enerji devlerinin bölge kaynaklarını sömürmesine önemli bir darbe vurulacak, kaynaklar kıyıdaşlar tarafından hakça paylaştırılacaktır. İki ülke öncülüğünde oluşturulacak bir gaz piyasasının ise Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu işlevsiz hale getirmesi mümkündür. Türkiye-Mısır işbirliği, neresinden tutarsanız tutun, bölgen barışına, istikrar ve refahına katkı sunacaktır.

DOĞU AKDENİZ MÜCADELESİNİ FETÖ ENGELLEMEYE ÇALIŞMIŞTI

2015-2018 yılları arasında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yapan Berat Albayrak, Bakanlığı döneminde icraatlarını anlattığı “Burası Çok Önemli” isimli kitabında, Türkiye’nin sismik/sondaj filosunun kurulmasına yönelik itirazları ve Doğu Akdeniz’deki mücadelenin önemini ayrıntılı anlatıyor. Albayrak, tarihe şu notları düşüyor:

- Hidrokarbon anlamında potansiyel vadeden iki denizimiz var. Birisi hiçbir paylaşım kavgasının olmadığı Karadeniz, diğeri ise bize karşı adeta dayatmaların, sınamaların merkezi haline gelmiş olan Akdeniz.

- Yıllarca özellikle Deniz Kuvvetlerimizin ve Türkiye Petrolleri’nin yaptığı çalışmalarla ruhsatlandırdığımız bölgeler var, buna ihtilaflı sahalar da dahil. Her ne kadar uluslararası hukuk anlamında haklı olsak da ne hikmetse, birçok platformda Türkiye’nin tezleri reddediliyordu.

- Bir tarafta Türkiye’nin ruhsatlandırdığı alanlarda Türkiye’ye hizmet vermeye yanaşmayan uluslararası şirketler, diğer tarafta çoktan keşiflerini yapmış, hatta Türkiye’nin münhasır ekonomik bölgesini de ihlal ederek çalışmalar yürüten ülkeler vardı.

- Meselenin geçmişte “Milli Enerji Meselesi” olarak ele alınmadığı ortadaydı. Bu alanda atılacak adımlara Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı değil, Dışişleri Bakanlığı içerisinde orta düzeyli bir daire karar veriyordu.

- Kendi arama ve sondaj gemilerimizi edinmek için yola koyulduk. Dışarıdan bir engelleme çabası ile karşı karşıya kalacağımızı öngörüyorduk. Ancak ilk engelleme girişimini içeride yaşadık.

- 2016 yılının başında Bakanlığımızdan o zamanki Müsteşar Yardımcımızın, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkililerinin katıldığı bir toplantı düzenledik. O toplantıdaki katılımcılardan bazıları, “(Doğu Akdeniz’de) Agresif bir politika izlersek ABD ve AB’nin ne diyeceğini kestiremeyiz.” şeklinde şiddetli itirazlarda bulundular. 15 Temmuz’dan hemen sonra, o itirazları yapan isimlerden bazılarının ihanet şebekesinin içinde olduğu ortaya çıktı.

- Planlama sürecinde, ekip arkadaşlarımız “Ülkeyi böyle saçma masraflara sokamazsınız ve sonunda yargılanırsınız.” diye bürokrasi tarafından tehdit edildi.

- Biz ise Türkiye’nin kendi gemilerini alacağını, kendi gemileri ile bu faaliyetleri yürüteceğini, gerektiğinde Deniz Kuvvetlerimizin de güvenlik için refakat edeceğini, kim ne derse desin Mavi Vatan’dan asla vazgeçmeyeceğimizi ifade ettik ve kesinlikle geri adım atmadık.

TÜRKİYE DAGF’YE ÜYE OLABİLİR Mİ?

Uzmanlara göre, Ankara ile Kahire ilişkilerinin gelişmesi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na girmesi için yeterli değil. Enerji Uzmanı Sohbet Karbuz, “Türkiye’nin Forum’a alınması için Mısır’la ilişkilerin iyileşmesi yetmez. İsrail’in desteği lazım.” diyor.

Zaten görünen o ki Forum, Türkiye’yi yalnızlaştırmayı, Akdeniz rezervlerinden mahrum bırakmayı ve açık denizlerden uzak tutmayı hedefliyor. Dolayısıyla Forum’a katılma hedefi hayal satmaktan öteye geçmeyecektir.

Türkiye Mısır Doğu Akdeniz Enerji Doğal gaz