Obezitede artış! Türkiye bakın kaçıncı sırada...
Obezitenin önemli bir halk sorunu haline geldiğini ve dünyada 1,5 milyar kişinin fazla kilolu, 500 milyon kişinin de şişman olduğunu söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, obezitenin tüm dünyaya yayılmış durumda olduğunu belirtti.
Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.
Obezitenin önemli bir halk sorunu haline geldiğini ve dünyada 1,5 milyar kişinin fazla kilolu, 500 milyon kişinin de şişman olduğunu söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, “Obezite, Batı dünyasına ait bir sorun olarak başlasa da artık tüm dünyaya yayılmış durumda. Çocuklarda hatta beslenme yetersizliği olan ve açlık çeken ülkelerde bile obezitede artış görülmekte” dedi.
TÜRKİYE KAÇINCI SIRADA YER ALIYOR?
2020 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayınlanan raporda, obezitenin yaygın olarak görüldüğü ülkeler arasında Türkiye 17. sırada yer alıyor. Emsey Hospital’dan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde obezitenin geldiği ciddi boyutlara dikkat çekmek için Dünya Obezite Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu.
BEDEN KİTLE İNDEKSİ 40’IN ÜZERİNDE OLAN KİŞİLERDE ORTALAMA ÖMÜR 10 YIL KISALIYOR
Şişmanlığın temelde iki nedene dayandığını ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, “Bunlardan ilki yüksek kalorili, yağlı, vitamin ve mineral bakımından yetersiz kolay ulaşılabilir gıdalar. İkinci neden ise artan şehirleşmenin getirdiği bir sorun olan ulaşım ve iş hayatı bakımından hareketsiz kalınması ve alınan enerjinin harcanamamasından kaynaklanmaktadır” dedi.
“OBEZİTENİN OLUMSUZ ETKİLERİ ÇOK FAZLA VE ÖLÜMCÜLDÜR”
Obezitenin birçok hastalığı beraberinde getirdiğini ve ölümcül sonuçlara neden olabileceğini vurgulayan Nursal, “Obezitenin olumsuz etkileri çok fazla ve ölümcüldür. Şeker hastalığı bunlardan biridir. Ayrıca yüksek yağ oranı damarlarda tıkanmaya neden olur, damarlar kalınlaşır ve içindeki kan miktarı azalır, kalp krizi riski artar, felç ve yüksek tansiyonu tetikler. Rahim, meme ve kalın barsak kanser riskini artırır. Safra taşı kesesi gelişimini hızlandırır. Aynı zamanda ciddi fiziksel bozukluklara yol açar. Obez kişilerde eklem ve kemik sorunları, kemik ağrıları ve fıtıklar daha fazla görülmektedir. Akciğere baskı yaparak solunumu zorlaştırır, özellikle yatar durumda hatta bazen oturur durumda bile solunumda güçlük olabilir. Geceleri horlamaya ve uyku apnesine neden olabilir. Obezitenin doğurganlığa da çok ciddi olumsuz etkileri vardır. Obez kişilerde hormon düzeyindeki dengesizlikler nedeniyle kadınlarda yumurtlama, erkeklerde de sperm kalitesinde azalmalara sebep olur. Obezite ölümcüldür, ömrü kısaltır. Bu nedenle bir an önce gereken yapılmalı” diye konuştu.
DİYET VE SPORLA ÇÖZÜLEMİYORSA CERRAHİ YÖNTEME BAŞVURULABİLİR
Cerrahi işlem düşünülmeden önce en az 6 ay boyunca kilo verme yöntemlerinin denenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Nursal, “Öncelikli amaç obezite oluşmadan diyet ve sporla çözmek ama günümüz yaşam tarzı maalesef buna izin vermeyebiliyor. Bu nedenle belli bir obezite aşamasından sonra daha kalıcı, daha kesin ve sonuçları daha öngörülebilir yöntemler uygulamak gerekmektedir. Bu yöntemin başında da obezite cerrahisi gelir. Obezite cerrahisinde kullandığımız en yaygın yöntem Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide Ameliyatı) dediğimiz midenin ince bir tüp haline getirilmesi işlemidir. Böylece kişi çok az gıda tüketse bile tok hissediyor. Aynı zamanda çıkarılan mide kısmının beyne açlık, tokluk uyarıları gönderdiğini biliyoruz. Bu kısımda çıkarıldığı için kişi zihinsel olarak da tok hissediyor. Böylece fazla kiloların yüzde 85’i veriliyor ve başarıya ulaşılıyor” şeklinde konuştu.