Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Ali Şahin: Batı bağımsız karar alan yönetici istemiyor
Ulusal Kanal'a konuşan Şahin, “Türkiye’nin başında Erdoğan’ı istemiyorlar. Pakistan’ın başında İmran Han’ıistemiyorlar. Batı iktidarları devirmek istediğinde bunu çok daha sessiz yapardı. Son zamanlarda bu çok açıktan yapılmaya başlandı.” dedi.
Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı, Ak Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin Pakistan’daki gelişmeleri Ulusal Kanal'a değerlendirdi. Batı'nın bağımsız karar alan yönetici istemediğini belirten Şahin, İmran Han’ın Rusya’nın harekâtı başlattığı bir dönemde Rusya’ya gittiği için hedef olduğunu bildirdi.
Ali Şahin, Pakistan’da siyasi durumu değerlendirdi. ABD’nin Pakistan’ı kendi başına bırakılmayacak bir ülke olarak gördüğünü kaydeden Şahin, “Her şeyden önce Pakistan, nükleer silaha sahip tek İslam ülkesi. Bu Pakistan’ı çok önemli kılıyor. Batı’ya göre, Pakistan gibi ülkeler, kendi başına bırakılmaması gereken ülkeler. Peki, Pakistan niçin kendi başına bırakılmaması gerekiyor? Rusya ve Çin’le olan ilişkileri son dönemde çok pozitif yönde ilerleyince bu da Pakistan’ı Batı için dikkat çeken bir nokta haline getirdi. Ayrıca, Pakistan stratejik anlamda Hürmüz Boğazı’nın yanında konuşlanmış. Hint Okyanusu’nda önemli ticari yolları birbirine bağlayan çok önemli bir konuma sahip.” dedi.
‘BATI YAŞLANIYOR’
Batı’nın, kendi başına karar alan, güçlü, iradeli, muktedir yöneticiler istemediğini vurgulayan Şahin, “Türkiye’nin başında Recep Tayyip Erdoğan’ı da istemiyorlar. Pakistan’ın başında güçlü, karizmatik bir lider olan ve son dönemler içerisinde sempati kazanmış olan İmran Han’ın kazanmasını istemiyorlar. Tuhaf olan şu: Batı daha önce hedefine koyduğu iktidarları devirmek istediğinde bunu çok daha sessiz yapardı. Son zamanlarda bu çok açıktan yapılmaya başlandı. Aslında bu da Batı'nın bir yaşlanma, bir demans süreci yaşadığını gösteriyor. Ama ne ABD artık eski ABD, ne AB eski AB… Ne de Türkiye eski Türkiye, Pakistan eski Pakistan... Artık halkların iradesi var, ülkelerin iradeleri var.” diye konuştu.
ABD’DEN TEHDİT
7 Mart’ta Pakistan’ın Washington Büyükelçisi'nin Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu ile biraraya geldiğini hatırlatan Ali Şahin, şu bilgileri verdi:
“O görüşme esnasında Donald Lu, çok enteresan bir cümle kuruyor: ‘Pakistan’la olan ilişkilerimizin ilerlemesinin tek şartı, İmran Han’ın iktidarda olmaması.’ diyor. Bu ülkenin seçilmiş iktidarına, başbakanına müdahale eden bir durum, tavır ortaya koyuyor. Ardından bir gün sonra Pakistan’da hükümete karşı bir gensoru gündeme geliyor. Bu da Pakistan’daki iktidar partisi ‘Dışarıdan bize müdahale var, içeride düzenlenen dış bağlantılı bir komployla karşı karşıyayız’ tepkisi vererek bugünkü süreci başlatmış oluyor. Ne oldu peki? 3 Nisan tarihinde Pakistan Parlamentosu toplandı. Pakistan Meclis Başkanvekili Kasım Suri, Anayasa’nın 5’inci maddesini öne sürmek suretiyle bu gensorunun geçerli bir gensoru olmadığını, Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiğini düşünerek muhalefetin talebini reddetti. İmran Han da muhalefetten gelen bu talebe bir meydan okumayla Cumhurbaşkanı Arif Alvi’den parlamentoyu feshetmesini ve 90 gün içerisinde seçimlere girilmesi yönünde bir karar alınması için tavsiyede bulundu. Arif Alvi de durumu değerlendirerek parlamentoyu feshetti ve erken seçime gidilmesi kararı aldı.”
Yaşananların İmran Han’ın Rusya ziyaretinden sonra ortaya çıkmasına dikkat çeken Şahin, “Aslına bakarsanız süreci tetikleyen şeylerden birisi de Pakistan Başbakanı İmran Han’ın hemen Ukrayna savaşının başladığı ilk günde Rusya’yı ziyaret etmiş olmasıydı. Bu belli ki Amerika’yı rahatsız etti.” ifadesini kullandı.
TÜRKİYE-PAKİSTAN İLİŞKİLERİ
Türkiye ve Pakistan arasındaki ilişkilerin hep siyaset üstü olduğunu vurgulayan Şahin, şunları söyledi:
“Tabii ki biz Pakistan’da istikrarın hakim olmasını isteriz, siyasi bunalım olsa da ekonomik bunalım olsa da Türkiye Pakistan’ın kardeşidir, yanındadır. Pakistan’ın güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir. İslamabad ne kadar güvendeyse Ankara o kadar güvendedir. Bu politik sürecin, belirsizliğin bir an evvel sona ermesi ve Pakistan’ın siyasi anlamda da ekonomik anlamda da istikrara kavuşması en büyük isteğimizdir.”