Türkiye-Rusya girişimi Avrupa’yı cesaretlendirdi
Merkel, Putin’le Libya'da barış planı üzerine çalışıyor. Berlin bir Libya Konferansı hazırlıyor. Türkiye ve Rusya, Libya gibi İran-Suriye sorunlarında etkin konuma yükseldiler. ABD devre dışı kaldı. ABD ile birlikte hegemonyacılık sona mı eriyor?
‘WASHINGTON’DU MOSKOVA OLDU’
Federal Almanya Hükümeti, Arap dünyasında önemli dış politika öngörülerini Rusya olmadan hayata geçiremeyeceğini tespit etti. Bu olguyu Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinden sonra dile getirdi. Alman dış politika uzmanları da Rusya’nın bölgede kazandığı ağırlığa dikkat çekiyorlar. Federal Parti (FDP) Dış Politika sözcüsü Bijan Djir-Sarai “Eskiden Suriye’de bir öngörümüz varsa Washington’a telefon ederdik. Bugün ise Moskova’yı aramak zorundasınız” diyor. FDP Milletvekili Alexander Graf Lambsdorf da “Rus-Alman ilişkileri bir hazinedir. Rusya ile aramızda birçok alanda, batı ülkerinin çoğuyla olmadığı kadar yakın ilişkiler var” değerlendirmesini yapıyor.
Ayrıca Moskova da Almanya’nın “Berlin Süreci” ile Libya krizinde arabuluculuk yapma girişimlerini destekliyor. German Forein Policy (GFP)’nin duyurduğuna göre, Berlin’deki Libya konferansı birkaç kez ertelendi. Bunun sebebi de Almanya ve AB’nin Libya üzerinde etkisinin zayıf olması... Ancak Rusya-Türkiye ortak girişimi Almanya ve AB’yi cesaretlendirdi. Putin de Merkel’le görüşmesinin ardından “Rusya, Berlin sürecini desteklemeye hazırdır” dedi. Görüşmede ABD yaptırımlarına rağmen KuzeyAkım2’nin tamamlanması, İran’la atom anlaşmasını devam ettirme kararlılığı gibi konular da ele alındı. Alman Dış Politika Topluluğu (DGAP) uzmanları “Almanya ABD’nin dış politikasının bir uzantısı değildir. AB uluslararası politikada ayak izini büyütmelidir” saptamasını yapıyorlar.
‘ASTANA GÖRÜŞMELERİ ÖRNEK SÜREÇ’
GFP’ye göre; “Suriye sorununda yürütülen Astana görüşmeleri örnek bir süreç oldu. Suriye’deki çatışmalar önemli ölçüde azaldı. İdlib ve Türkiye’nin bulunduğu bölgeler istisnai bir durum. Libya için de benzer bir şans bulunuyor. Çünkü Türkiye ve Rusya’nın ülkede farklı etkileme olanakları var.” Federal Hükümet, Rusya ve Türkiye’nin adımlarından yararlanarak Libya alanında ilerleme sağlamak istiyor. Bilim ve Politika Vakfı uzmanı Wolfram Lacher de Türkiye’nin Libya’da Ulusal Mutabakat hükümeti ile anlaşmasının ve asker gönderme kararının bir denge oluşturduğunu vurguluyor. AB düzleminde Libya barışı etrafında yoğun bir diplomasi trafiği yaşanıyor. AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yapıcı ve sonuç alıcı tutumu nedeniyle kutladı.
SURİYE İLE GÖRÜŞME, POZİSYONU GÜÇLENDİRDİ
AB ve Berlin yönetiminin de işaret ettiği gibi bölgede Türkiye-Rusya ağırlık kazandı. Türkiye’nin Suriye ile en üst düzeyde görüşmelere başlaması bu etkiyi çok daha belirgin bir hale getiriyor. Türkiye’nin yaklaşımı Mısır’ın da tavrının değişmesine katkı sağladı. Barış Pınarı Harekatı ve Libya ateşkesi süreçlerinde görüldüğü gibi Türkiye, ABD’nin bölgeden kovulması, bölge devletlerinin özgürleşmesi sürecinde belirleyici rolüne iyice yerleşiyor. ABD bölgede zayıflarken hegemonyacılığın da gücü azalıyor.
MERKEL 24 OCAK’TA TÜRKİYE’YE GELECEK
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 24 Ocak’ta Türkiye’ye gidecek. Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Merkel’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul’da bir araya geleceğini ifade etti. Seibert, görüşmede uluslararası konuların yanı sıra ikili ilişkilerin gündemde olacağını belirtti. Seibert, ziyaret çerçevesinde Merkel ve Erdoğan’ın Türk Alman Üniversitesi kampüsünün açılışına katılacaklarını da kaydetti. Bunun yanında, Merkel’in Türk Alman Ticaret Odasının davetine katılarak ekonomi çevreleriyle bir araya geleceği, Türkiye’deki sivil toplum kuruluş temsilcileriyle görüşmesinin de beklendiği aktarıldı.
