‘Türkiye Ukrayna’dan Paşinyan çıkarabilir’
Rusya’nın Donbass bölgesinin güvenliği için başlattığı askeri harekatın ardından gelişmeleri Dr. Mehmet Perinçek’e sorduk. Perinçek, operasyonun turuncu devrimle kurulan cuntaya karşı olduğuna dikkat çekti.
Rusya, Donetsk ve Luganks Halk Cumhuriyetlerini tanıma kararının ardından Donbass olarak geçen bu bölgenin güvenliğini sağlamak üzere başlattığı harekatın stratejik sonuçlarını, Rusya ve Kafkasya jeopolitiğiyle ilgili konularda uluslararası bir uzman olan Moskova Üniversitesi Araştırma Görevlisi Dr. Mehmet Perinçek Aydınlık’a değerlendirdi.
RUSYA KENDİNİ SAVUNUYOR
- Rusya dün sabah saatlerine doğru askeri harekât başlattı. Gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaşananlar, Rusya ile Ukrayna arasında bir mesele değil, zaten Rusya da meseleye böyle bakmıyor. Açıklamada Putin NATO’nun Rusya’ya doğru genişlemesinden bahsediyor. Rusya evladiyelik bir işe girdi. Rusya’nun uzun dönem boyunca milli güvenliğini garanti altına alacak bir operasyon başlattı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra NATO beş dalga halinde Doğu’ya genişledi. 1990’ların başında yapılan görüşmelerde Batılı ülkeler Sovyetlerden Varşova Paktı’nın dağılmasını istedi ve karşılığında NATO’nun Almanya’nın doğusundan öteye geçmeyeceği sözü vermişti. Fakat sözler tutulmadı. Bu sözler zaten yazılı olarak da sunulmamıştı. Rus tarafı o dönem ciddi zaafiyet içinde bulunduğu için durumu kabul etti. NATO, bugün resmi olarak düşman ilan etmiş ve Rusya sınırına dayanmış durumda. Rusya, Ukrayna’nın doğu sınırlarındaki Harkov gibi bölgelerinden atılacak nükleer füzelerin Moskova’yı 5-6 dakika içinde vurma noktasına geldiğini açıkladı. Bu sebeple Rusya bu tehditlerin ortadan kaldırılması, Ukrayna’nın NATO’ya alınmaması için yazılı güvence istedi. Fakat bu güvence verilmedi.
Operasyonun iki hedefi olduğu ifade ediliyor: Bir: NATO desteği olan Ukrayna’nın Rusya’yı tehdit eder halden çıkarılması. İki: Ukrayna’daki Rus nüfusun güvenliğinin sağlanması.
Maidan olaylarından sonra ABD desteğiyle neo-Nazi fikriyatının hakim olduğu hükümetler kuruldu Ukrayna’da. Rusya, bu hükümetlerin hiçbir şekilde Ukrayna halkının iradesini yansıtmadığını, tamamen ABD tarafından yönetildiğini ve Rusya’ya karşı kullanıldığını uzun süredir ifade ediyordu. Putin Maidan olayları sırasında ABD Büyükelçiliğinin her gün 1 milyon Doları bulan destek verdiğini söylemişti. Bugün başlayan harekâtın bu cuntaya karşı yapıldığı Putin tarafından dile getirildi.
‘KADERİMİZ ORTAK’
- Türkiye’nin tutumu ne olmalıdır?
ABD tek kutuplu dünya projesi çerçevesinde önüne çıkan bütün engelleri kaldırmak istiyor. ABD köklü devlet geleneği, ekonomik potansiyele ve askeri güce sahip olan Rusya, Türkiye, Çin, İran gibi ülkeleri kendine engel olarak görüyor. Bu amaçla ABD, Rusya’yı kuşattığı gibi Türkiye’yi kuşatıyor. ABD’nin Suriye’de PKK/PYD’ye desteği, Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı kurduğu ittifak, Ege adalarına ve Trakya’ya yapılan yığınak, bu kuşatmayı açıkça ortaya koyuyor. Bu kuşatma şimdi Karadeniz’i de içine alacak şekilde bir hilal haline getirme girişimi var. Karadeniz’deki ABD planları “Büyük Kürdistan” planından bağımsız değil, bunların hepsi ABD’nin stratejisinin parçası. Dolayısıyla Ukrayna’daki gelişmeler Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye cepheleşmenin bir parçası. Türkiye’nini şunu görmesi gerekiyor: Dünyanın neresinde ABD’ye bir darbe vurulsa bu Türkiye’nin güvenliğine hizmet eder ve nefes almamızı sağlar. Yani, bugün Amerikan planları Ukrayna’da çökerse PKK, PYD ile kurduğu planlar da Suriye’de çökecek. ABD, Tayvan’da kaybederse Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi kendi kıyılarına hapsetme planları çökecek. KKTC’yi yutma planları ortadan kalkacak. İkincisi; Türkiye’nin ABD tehdidine yine bu tehdide maruz kalan ülkelerle birlikte olarak yanıt verebileceğini görmemiz lazım. Türkiye ile Rusya Güney Kafkasya’da birlikte hareket ederek. Fransa’yı ve ABD’yi oradan kovdu. Astana yine birlikte hareket ediliyor. Türkiye’nin ekonomik sorunlarını çözmesi yine bölge ülkeleriyle işbirliği halinde mümkün olabilir. Dolayısıyla sadece Mehmetçik ile İvan’ın değil Türkiye esnafıyla Rusya esnafının, Rus iş adamıyla Türk iş adamlarının da kaderi ortak. Erdoğan ve Putin’in kaderi de ortak. Batı ikisinide yıkmaya çalışıyor. Atlantik medyası her iki lideri de hedef alıyor.
ABD Ukrayna’ya koçbaşı misyonu vererek Rusya’ya düşman hale getirdi. Ukrayna’da Neo-Nazi ideolojisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerle iş birliği yapmış kişiler kahramanlaştırılıyor. Şimdi Ukrayna içerisinde bu konular tartışılacak ve tartışılmaya başlanmıştı. Biz ne halt yedik demeye başladılar Ukraynalılar.
PAŞİNYAN ÖRNEĞİ YOL GÖSTERİCİ
- Bu durum Ermanistan’ın yaşadığı sürece benziyor mu?
Evet, tabii çok benziyor. Ukrayna ABD kuklası olmanın bedelini çok ağır şekilde ödüyor. Hem siyasi hem toplumsal hem de ekonomik olarak. Türkiye bu noktada Ukrayna’nın ABD kontrolünden kurtarılması ve bölgesel bütünleşmeye çekilmesi için önemli rol üstlenebilir. Aynı Paşinyan’ın durumunda olduğu gibi. Sayın Aliyev, Paşinyan’ın Soros’un çocuğu olduğunu söylüyordu, o Paşinyan’ı aldık 3+3 platformunun içerisine oturttuk. Şimdi bölgesel projeler planlanıyor, çok önemli işler yapılıyor. Olumlu da bir rol oynuyor. Şimdi bunu Ukrayna’da da yapmak lazım. Bu yapılırsa Türkiye, Rusya’yı ABD tehdidinden kurtarmış olur ve Türkiye-Rusya-Ukrayna arasında çok iyi ilişkiler geliştirmiş olur. Bu anlamda da Türkiye kendi milli güvenliği açısından ikircikli tavırları bırakmalı ve ABD planlarına karşı net tutum almalı, ABD planlarını bozan her türlü unsuru desteklemeli.