Türkiye Yazarı Fuat Uğur: ABD stratejik düşmanımız
Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur bugünkü köşesinde ABD'nin Türkiye için stratejik müttefik değil stratejik düşman olduğunu belirtti.
Uğur'un yazısının ilgili kısmı şu şekilde:
"Sonunda 5 gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan o üslerin namlularının Türkiye’ye çevrili olduğunu anlattı. Ya Türkiye içindeki üslerin namluları? Onların kime çevrili olduğunu 15 Temmuz gecesi İncirlik üssündeki darbe hazırlıklarında ve oradan kalkan jetlerde gördük.
Tehlikeyi doğru tespit, ona karşı alınacak tedbirler için başlangıç teşkil eder. Biz ABD’nin artık “STRATEJİK MÜTTEFİK”imiz değil “STRATEJİK DÜŞMAN”ımız olduğunu kabullenmek durumundayız.
Yunanistan’la en ufak sorunumuzda da karşımıza hep Batı’nın küresel ve askerî güçleri olan ABD, Fransa ve Almanya çıkacak.
O hâlde ne yapacağız?
Jeopolitiğin temel yasasında küresel güçlere küresel güçlerle karşılık vermek vardır. Biz hem Batı’nın ve ABD’nin küresel ittifakı tarafından “dış kapının mandalı” sayılıp itilip kakılacağız hem sürekli onların tehditleri altında yaşayacağız, hem de bu durumu ilânihaye devam ettireceğiz. Geldiğimiz nokta artık bir niteliksel sıçramayla başka bir yere konumlanmamız gerektiğini bize dayatmakta. O da “Stratejik Düşman”ın kukla hâline getirmek istediği ülkemizi teslim etmemek üzerine kurulu olmalı. Realite bize dünyanın diğer küresel güçleriyle iş birliği yapmamız gerektiğini hatırlatıyor. “Çin’in, Rusya’nın ABD ve Batı’dan ne farkı var” diyeceklerin iyi bir yakın tarih dersi almaya ihtiyacı var.
Türkiye’nin NATO paktına dâhil olduğu tarihten bu yana başına gelmeyen kalmadı. Darbeler, kardeş kavgaları, terörist saldırılar ve 45 yıldır boğuştuğumuz PKK terörü gerçeği, FETÖ terör örgütü ve 15 Temmuz darbe girişimi. Daha ne olmasını istersiniz? Hepsi de ABD ve NATO’nun ürünü, oyunu.
ABD Yunanistan’ı ancak tek bir sebeple saldırtmayabilir:
2023 seçimlerinde Erdoğan’ın iktidarı kaybedeceği beklentisiyle. Şimdilik bu çıtayı yüksek tutuyorlar. Joe Biden’ın daha evvel de söylediği gibi darbeye başvurmaksızın gerçekleştirilecek bu “demokratik geçiş süreci” ile birlikte Türkiye’yi altın tepside teslim almış olacaklar.
ABD ve Türkiye’deki kullanışlı aparatlarının, seçimleri kaybettikleri anda kuduracaklarını şimdiden söyleyebiliriz.
Ancak o saatten sonra yapabilecekleri hiçbir şey olamayacak."