Türkiye'de krematoryum var mı? Krematoryum nedir?
Son günlerde sıkça aratılan kelimeler arasında krematoryum geliyor. Krematoryum nedir? Türkiye'de Krematoryum var mı? Metin Uca'nın ölümünün ardından yeniden gündem olan krematoryum ne anlama geliyor. İşte yanıtı...
Sunucu ve yazar Metin Uca'nın ölümünden sonra yeniden gündeme gelen krematoryum nedir? Türkiye'de krematoryum var mı? İşte yanıtı...
KREMATORYUM NEDİR?
Krematoryum, cesetlerin yüksek sıcaklıklarda yakıldığı yer. Pek çok din ve kültürde ölü yakma işlemine rastlanır. Bazı kültürlerde ölünün külleri hatıra olarak saklanır. Bunun haricinde bazen salgın hastalık riski taşıyan cesetler de krematoryumlarda yakılır.
TÜRKİYE'DE KREMATORYUM VAR MI?
Kişinin, ölümden sonra vücudunun nerde ve nasıl muhafaza edileceğine karar vermesi, en doğal haklarından biri olmakla beraber, bir vasiyet mahiyetindedir. Kişinin, tercihen öldükten sonra bedeninin yakılmasını istemesi de, defnedilmeyi istemesi kadar olası bir taleptir. Konuya ilişkin ülkemizde geçerli olan yasal düzenlemelerde, öldükten sonra yakılarak defnedilme için hukuki bir engel bulunmamaktadır. Ne var ki, Türkiye'de, Krematoryum adı verilen yakma fırınlarının bulunmaması nedeniyle, şu aşamada öldükten sonra yakılma işleminin uygulanması mümkün görünmemektedir.
ÖLDÜKTEN SONRA YAKILMAK İSTEĞİNİN TÜRK HUKUKUNDAKİ YERİ
Kişilerin ölümünden sonra gerçekleştirilecek işlemler 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nda düzenlenmektedir. Bu kanunun Mezarlıklar ve Ölülerin Defni başlığı altında düzenlenen 224. ve 225. maddelerinde, ölülerin bedenlerinin yakılabilmesi için gerekli şartlar ve yakma işleminin yapılabileceği yerlerin nasıl açılabileceği düzenlenmiştir. 1593 sayılı Kanun'un 226. maddesinde ise yakma işleminin ardından cesetten geriye kalanların nerede ve nasıl muhafaza edileceği hususuna yer verilmektedir. Dolayısıyla, ülkemizde geçerli olan yasal düzenlemelere göre, öldükten sonra yakılmak istemek ve bu istek doğrultusunda yakılarak defnedilmek hukuken mümkündür..
FIRINLAR İÇİN İZİN BAŞVURUSU
1593 sayılı Umumi Hifzissihha Kanunu madde 224'te ölülerin bedenlerinin yakılacağı fırınlar yaptırmak isteyen belediyelerin başvuracağı yer düzenlenmiştir. 1593 sayılı Kanun Madde 224- "Ölülerin yakılması için fenni usulü dairesinde fırınlar yaptırmak isteyen belediyeler evvel emirde bu hususta Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâletine müracaat ederek hazırlattıkları projeleri tasdik ettirip müsaade aldıktan sonra tesisata başlayabilirler." Buna göre, ölülerin yakılacağı fırınları yaptırmak isteyen belediyelerin hazırlattıkları projeleri tasdik ettirip izin almaları gerekmektedir.
Yakılma Başvurusu İçin Gerekli Belgeler
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun bir sonraki maddesi olan m.225'te ise bir cesedin kurulan fırınlarda yakılabilmesi için gerekli olan yazılı belgelerin neler olduğu düzenlenmiştir.
1593 sayılı Kanun Madde 225- "Bir cesedi ihrak fırınlarında yaktırmak için aşağıda yazılı vesikaların vücudu lazımdır: Ölünün hastalığı esnasında tedavisiyle meşgul olmadığı malum ve sabit olan resmi bir tabip tarafından verilmiş olup vefatın her hangi gayritabii bir sebepten mütevellit olmadığını bildiren bir rapor ve defin ruhsatiyesi. Cesedinin yakılmasını arzu ettiğini mübeyyin olup mevtanın hayatta iken yazdığı vesika veya bu hususta şifahen arzu izhar ettiğini işitenlerden laakal üç zatın tahriri şehadet ve tasdikleri. Müteveffanın ölümünü mucip olan sebebin herhangi cinai bir fiilden münbais olduğuna dair hiç bir şüphe mevcut olmadığını bildiren ve mahalli polis idaresi tarafından verilen vesika. İşbu vesikalar ihraktan laakal yirmi dört saat evvel mahalli belediyesine ibraz olunarak alelüsul vefat defteri mahsusuna işaret edildikten sonra ihrak müsaadesi verilir. Defnedilen ölülerin defninden sonra ihrak için kabirden çıkarılmalarına müsaade edilmez."
Yasal düzenleme uyarınca, istenen belgelerden ilki, resmi bir doktor tarafından verilecek ölüm hadisesinin herhangi bir olağan dışı durumdan kaynaklanmadığını bildiren rapor ve defin ruhsatiyesidir. Bu rapor ve defin ruhsatiyesini verecek doktorun, ölünün hastalığı sırasında tedavisi ile ilgilenmediği sabit olmalıdır.
Yasal düzenleme uyarınca, istenen ikinci belge, ölünün hayatta iken cesedinin yakılmasını istediğini bildiren yazılı bir belgedir. Vefat edenin bu talebini içeren vasiyetnameler, bu neviden yazılı belgelerin en yaygın örneğidir. Yazılı belgenin olmaması halinde, bu husustaki isteğini sözlü olarak bildirdiğini işiten 3 kişinin şahitliği ve onayı da yeterli kabul edilmektedir.
Son olarak, ölünün ölümüne sebep olan olayın herhangi bir suç fiilinden kaynaklandığına dair şüphe olmadığını bildiren ve kolluk güçleri tarafından verilen belge de ibraz edilmelidir.
İstenen bu belgelerin, cesedin yakılması işleminden 24 saat evvel yerel belediyeye sunulması halinde, belediye tarafından vefat defterine kaydı işlendikten sonra ihrak işlemine izin verilir. Bununla birlikte, 1593 sayılı Kanun'un 225. maddesinin son fıkrasında, yakılmasına müsaade edilmeyecek olan cesetler ile ilgili düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre, yasa koyucu tarafından, defin işlemi gerçekleşmiş olan ölülerin definden sonra yakma işlemi için kabirden çıkarılmalarına izin verilmeyeceği açıkça düzenlenmiştir.
KÜLLERİN MUHAFAZASI
Son olarak, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 226. maddesinde yakma işlemi neticesinde cesetten geriye kalanların nasıl ve nerede muhafaza edilecekleri düzenlenmiştir. 1593 sayılı Kanun Madde 226- "ihrak neticesi cesetten hasıl olan bakaya hususi kablar derununda mezarlık dahilinde bir dairei mahsusada hifzedilir." Mevzuatımızdaki bu düzenleme ile, yakma işlemi neticesinde ölüden arta kalanların hususi kaplar içerisinde ve mezarliklarda bulunan dairei mahsusalarda saklanacağı hususuna açıklık getirilmiştir
ÖLDÜKTEN SONRA YAKILARAK DEFNEDİLMENİN UYGULAMADAKİ İMKANSIZLIĞI
Tüm bu bahsedilen yasal düzenlemeler göstermektedir ki, ülkemizde öldükten sonra yakılarak defnedilmek istemenin önünde herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır. Ancak gerekli şartları yerine getirip yakılarak defnedilmek istediğinizde karşınıza kanunda nasıl ve kim tarafından yapılabileceği düzenlenmiş olan yakma fırınları bulunmadığı çıkmaktadır.
Kısacası, Krematoryum adı verilen yakma fırınlarının ülkemizde bulunmaması nedeni ile bu tarz bir defin işleminin uygulanması şu aşamada mümkün görünmemektedir.
Kaynak: Kulaçoğlu Hukuk Bürosu