24 Ekim 2024 Perşembe
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

TÜRKİYE’DEN İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA: ‘Terör örgütlerinin misafirhanelerini NATO’ya kabul etmeyiz’

Türkiye, NATO’da ABD planlarına çelme taktı. İsveç ve Finlandiya’nın üyelikleri için devreye alınan ‘hızlandırılmış prosedür’, Türkiye tarafından bloke edildi. Karabağ, Afganistan, Kazakistan ve Ukrayna’da ağır darbe alan ABD emperyalizmi, Türkiye’nin kararı ile bozguna uğrayacak.

TÜRKİYE’DEN İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA: ‘Terör örgütlerinin misafirhanelerini NATO’ya kabul etmeyiz’
A+ A-

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tarafsızlık politikası benimseyen İsveç ve Finlandiya, Rusya’nın Ukrayna harekâtı bahanesiyle NATO’ya katılmak için başvurdu. İki ülkenin resmi katılımlarına ilişkin süreç 29-30 Haziran'da yapılacak NATO liderler zirvesine kadar tamamlanması planlandı. Üyelik başvurularının da liderler tarafından onaylanması bekleniyordu. Ancak Türkiye, NATO’da bayrak açtı. Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine onaylamayacağını ilan etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki ülkenin "terör gruplarının misafirhaneleri gibi" olduğunu ve "parlamentolarında da teröre destek verenler" bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya Dışişleri Bakanlarının Türkiye’yi ikna ziyaretine şu ifadelerle karşı çıktı: “Türkiye’ye geleceklermiş. Bizi ikna etmeye mi gelecekler? Kusura bakmasınlar, hiç yorulmasınlar.”

NATO’YA ÜYELİK SÜRECİ

Bir ülkenin ittifaka üye olması için, Washington Anlaşması uyarınca belirlenen siyasi ve askeri kriterleri karşılama kıstasına dayandırılıyor. Katılım süreci, belirlenen kıstasların hayata geçmesi süresine bağlı olarak yıllar sürebiliyor. Resmi başvurunun işleme konmasından sonra başvuran ülkenin katılım protokollerinin, üye ülkelerin onayına sunulması gerekiyor. Bunun yanı sıra başvurunun, üye ülkelerin parlamentolarında da onaylanması gerekiyor.

ABD’nin Ukrayna’da bozguna uğraması nedeniyle İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımının “hızlı bir prosedürle” tamamlanmak istendiği değerlendiriliyor. NATO Genel Sekteteri Jens Stoltenberg iki ülkenin başvurusu hakkında, “Yapılan başvurular tarihi bir adımdır. Şimdi müttefikler NATO'ya giden yolu değerlendirecek. Tüm müttefiklerin güvenlik endişeleri dikkate alınmalıdır. Meseleleri ayrıntılı ele almada ve hızlı bir sonuca varmada kararlıyız.” ifadelerini kullandı.

RUSYA TETİKTE

Uluslararası ilişkiler açısından tarafsızlık, bir ülkenin diğer bir ülkedeki ihtilafa müdahil ol-maması anlamına geliyor. Devletler hukuku açısından ise bir ülkenin diğer ülkeler arasındaki askeri çatışmaya müdahil olmamayı taahhüt etmesi olarak tanımlanıyor.

İsveç ve Finlandiya, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hiçbir siyasi ve askeri ittifaka dahil olmayarak tarafsızlık statüsün en önemli temsilcileri arasında yer alıyordu. Bu nedenle iki İskandinav ülkesinin başvurusu Avrupa tarihi açısından kırılma yaratabilecek bir gelişme olarak yorumlanıyor.

NATO’nun doğuya genişlemesine silahla karşılık veren Rusya, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine karşı tutumunu açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, NATO’ya katılım konusundaki tutumlarının “ülkelere yabancı askeri üsler ve silahların konuşlandırılmasına bağlı” olduğunu açıkladı. Bakanlık açıklamasında, “Ulusal güvenliği sağlama yolları konusundaki seçimin her devletin egemenlik hakkı olduğu ancak bunun diğer ülkelerin güvenliğine tehdit oluşturmaması gerektiği" görüşüne yer verildi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise iki ülkenin başvurusuna ilişkin net konuştu: “Bizim için doğrudan tehdit teşkil etmiyor. Ancak NATO'nun askeri altyapısının bu ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi halinde, kesinlikle buna yanıt veririz.”

TÜRKİYE’DEN İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA: ‘Terör örgütlerinin misafirhanelerini NATO’ya kabul etmeyiz’ - Resim : 1

‘TÜRKİYE BLOKE ETTİ’

Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımına açık bir şekilde karşı çıktı. Dünya kamuoyunda ses getiren Türkiye’nin tavrı, iki nedene dayanıyor. Birincisi iki ülkenin PKK/YPG terör örgütüne desteği, diğeri ise Türkiye’ye uyguladıkları silah ambargosu.

Konuyla ilgili gayrı resmi görüşmelerde Türkiye; İsveç’in YPG’ye sağladığı askeri ekipman ve mali destek, İsveç’ten yargılamak için talep ettiği 21, Finlandiya'dan talep ettiği 12 kişinin iade edilmemesi konularını gündeme getirdi. Ayrıca her iki ülke, Türkiye’nin Suriye'nin kuzeyinde YPG’ye karşı gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı bahanesiyle Türkiye'ye silah ambargosu uyguluyor.

New York Times, Financial Times ve Forbes, 17 Mayıs günü yapılan NATO toplantısında iki ülkenin başvurularının hızlandırılmış prosedürle işleme sokulması çabasını, Türkiye'nin bloke ettiğini yazdı.

İSVEÇ’TEN PKK/YPG’YE GİDEN SİLAHLAR

Terör örgütü PKK-YPG, İsveç’te temin ettiği silahları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı kullanıyor. TSK ve Jandarma operasyonlarında İsveç menşeli çok sayıda mühimmat ele geçiriliyor. Ağustos 2017’de Şırnak Uludere’de TSK’nın yürüttüğü operasyonlarda İsveç menşeli AT-4 tipi anti tank füzesi ele geçirilmişti.

Uluslararası Radda Barnen Vakfı tarafından hazırlanan bir raporda, terör örgütü PKK/YPG men-suplarının İsveç’te 18 yaşından küçük çocuklara ‘yaz kampı’ adı altında terör eğitimi verdiğini ve daha sonra Irak ve Türkiye’ye gönderdiği belirtildi.

Ayrıca Suriye’de PKK/YPG içinde çok sayıda İsveçli bulunuyor. Hatta örgüt, çatısı altında İsveç vatandaşlarından oluşan ‘İskandinav Taburu’ bile var.

‘TÜRKİYE’YE GELECEKLERMİŞ, BOŞUNA YORULMASINLAR’

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. "NATO'nun genişlemesi bizim için hassasiyetlerimize gösterilecek saygı oranında anlamlıdır” diyen Erdoğan, iki ülkenin "terör gruplarının misafirhaneleri gibi" olduğunu ve "parlamentolarında da teröre destek verenler" bulunduğunu belirtti. Terör örgütlerine karşı iş birliği taleplerinin sonuçsuz kaldığını ifade eden Erdoğan şöyle konuştu: “İsveç'ten 30 teröristi istedik, 'vermeyiz' dediler. Siz teröristleri vermeyeceksiniz, bizden NATO üyeliği isteyeceksiniz. Hem PKK'ya destek verip hem bizden destek istemek olmaz. Bir güvenlik teşkilatını güvenlikten yoksun hale getirmeye biz 'evet' diyemeyiz.”

NATO’daki çifte standartlı uygulamaları da eleştiren Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin terörle mücadele ederken yanında kimseyi bulamadığını belirtti. Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “NATO doğu sınırlarını güçlendirmek için arayışlar içinde. Genişlemeye yönelik kimi adımlar atılıyor. Ukrayna krizinin ardından sergilenen dayanışma, açılan kucakları, gösterilen hoşgörüyü tebessümle izliyoruz. Biz yıllarca terörle mücadele etmiş bir NATO müttefiki olarak bu tabloyla hiç karşılaşmadık. Müttefiklerimizden bizim hassasiyetlerimizi anlamalarını, saygı göstermelerini, mümkünse destek vermelerini bekliyoruz. PKK ve DEAŞ'ın sınırlarımıza dayandığı dönemde hava savunma sistemlerinin götürüldüğü günleri unutmadık.”

İsveç ve Finlandiya ikna çalışması kapsamında Türkiye’ye gelmeyi planlarken Erdoğan “boşuna yorulmasınlar” dedi. “İsveç, terör örgütlerinin kuluçka merkezi. PKK yanlısı teröristler var parlamentolarında. Biz bunların neyine güveneceğiz?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'ye geleceklermiş. Bizi ikna etmeye mi gelecekler? Kusura bakmasınlar, hiç yorulmasınlar.” diye konuştu.

TÜRKİYE’DEN İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA: ‘Terör örgütlerinin misafirhanelerini NATO’ya kabul etmeyiz’ - Resim : 2

Ayrıca Erdoğan, Fransa ve Yunanistan'ın, daha önce ayrıldıkları NATO'nun askeri kanadına dönme başvurularına Türkiye'nin onay vermesini ise “büyük bir hata” olarak niteledi ve bu hatanın bir daha tekrarlanmayacağını vurguladı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da konuyla ilgili olarak Finlandiya ve İsveç'in, Türkiye'ye yönelik özellikle savunma sanayisi ihracat izinleri konusunda kısıtlamaları devam ettirdiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın ise Türkiye’nin tavrının, kapıları tamamen kapamak anlamına gelmediğini, Türkiye'nin güvenlik gereksinimlerinin karşılanmasını beklediğini kaydetti.

ABD İLE PKK İSVEÇ’TE AYNI TOPLANTIDA

Terör örgütü PKK’nın 14 Mayıs'ta Stockholm'de "Üçüncü İstişare Forumu” adıyla düzenlediği etkinlik Türkiye’nin haklılığını bir kez daha dünya kamuoyuna gösterdi. Başkentin işlek bir caddesindeki üst geçide pankart asan PKK mensupları, Suriye'deki uzantısı YPG (SDG) adıyla İsveç Dışişleri Bakanlığı ve Olof Palme Merkezi himayesinde toplantı düzenledi. Toplantıya, YPG/PKK’lılarla birlikte ABD ve İtalya Dışişleri Bakanlığı yetkilileri çevrim içi katıldı.

Anadolu Ajansı muhabirinin konuyla ilgili bilgi ve görüşüne başvurduğu İsveç Dışişleri Bakanlığı ise herhangi bir yanıt vermedi.

Programda, Suriye'de terör örgütü YPG/PKK'nın işgal ettiği bölgelerde "ademi merkezileştirmenin başarıya ulaştırılması önerilerinin tartışıldığı" kaydedildi. Söz konusu toplantının benzeri geçen ay yine Stockholm'de yapılmıştı.

Türk yetkililerinden edinilen bilgiye göre, İsveç devletinin söz konusu toplantılara alan açmaması için defaatle uyarılmasına rağmen İsveç makamlarını gereken adımları atmamakta ısrarını sürdürdü.

YUNANİSTAN, MAKEDONYA’NIN ÜYELİĞİNİ 10 YIL BLOKE ETTİ

Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine karşı çıkışı, geçmişteki NATO içi tartışmaları hatırlattı. Yunanistan, Makedonya'nın NATO'ya katılımını, ülkenin ismi üzerindeki ihtilaf nedeniyle 10 yıla yakın bir süre engellemişti. Makedonya’nın üyeliği ancak Üsküp yönetiminin, ülkenin anayasal ismini “Kuzey Makedonya” olarak değiştirmesinden sonra, 2020'de kabul edilmişti.

Bir diğer örnek ise Türkiye'nin 2009'da NATO genel sekreterliğine aday gösterilen eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e karşı çıkmasıydı. Rasmussen'in 2006'da Hz. Muhammed karikatürü krizi sırasındaki tutumunu beğenmeyen Ankara, ilgili göreve Rasmussen yerine başka bir ismin getirilmesini istemişti.

Tezler çarpışıyor

Halihazırda tarafsızlık politikasını yürüten ülkelerin siyasi ve askeri bir ittifaka dahil olmasının arka planında aslında iki farklı dış politika ve uluslararası ilişkiler anlayışı çarpışıyor. NATO ve Avrupa ülkeleri, “her ülkenin özgür iradesi ve egemenliği temelinde dilediği ittifaka katılabileceği” şeklinde özetlenebilecek tezi savunurken Rusya, “Güvenliğin Bölünmezliği” olarak adlandırılan teziyle egemen ülkelerin güvenliğinin tekil birimler halinde değil, karşılıklı ilişkiler bağlamında bütünsel olarak temin edilmesi, dolayısıyla hiçbir ülkenin güvenliğini başka bir ülkenin güvenliği pahasına, başka bir ülkeyi tehdit edecek şekilde sağlama çabasına girmemesini esas alıyor. Rusya’nın bu yaklaşımı NATO’nun genişlemesine karşı bir güvenlik inşa etme ihtiyacından kaynaklanıyor.

Temeldeki bu yaklaşım farklılığı, iki tarafın konuya ilişkin açıklamalarında kendini sık sık ortaya koyuyor. Rusya’nın tezi, Putin ile Xi Jinping arasındaki görüşmenin ardından 4 Şubat 2022’de açıklanan “Büyük Avrasya Ortaklığı” bildirisinde de kaydedilmişti.

Sözler tutulmadı, NATO doğuya genişledi

Ukrayna’daki kriz NATO’nun doğuya genişleme tarihini tekrar gündeme getirdi. Rusya’nın harekâta başladığı günlerde Alman Der Spiegel dergisi Sovyetler Birliği’nin dağıldığı dönemde Rusya ile Batılı ülkelerin liderleri arasında NATO’nun Doğu’ya genişlememesine ilişkin verdiği sözlerin dökümünü içeren bir haber yapmıştı. Der Spiegel’in yayınına göre, Britanya Ulusal Arşivi’nde uzun zaman gizli kaldıktan sonra Boston Üniversitesi’nden Amerikalı siyaset bilimci Profesör Joshua Shifrinson tarafından gün yüzüne çıkarılmıştı.

Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından bu yana Doğu ve Güneydoğu Avrupa'dan 14 ülke NATO’ya girdi. Aradan geçen zamanda NATO ve Batılı ülkeler, Rus devlet yöneticilerine verdiği sözleri tutmadı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’daki krize ilişkin açıklamalarında “1990'da Almanya'nın birleşmesi tartışılırken ABD'nin, Sovyet liderliğine NATO'nun askeri varlığını bir milim doğuya doğru genişletilmeyeceğine dair söz verdiğine” sıkça değiniyor.

Dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Roland Dumas, İngiltere Başbakanı John Major, Almanya Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher, ABD Dışişleri Bakanı James Baker, NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, ABD Moskova Büyükelçisi Jack Matlock ve Sovyetler Birliği Cumhurbaşkanı Gorbaçov’un döneme ilişkin tanıklıklarında verilen sözler yer alıyor.

Fakat NATO’nun ve Batılı ülkelerin verdiği bu sözler tutulmadı ve 1999-2020 yıllarında NATO beş dalga halinde doğuya genişledi.

1. DALGA (1999): Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan

2. DALGA (2004): Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya

3. DALGA (2009): Arnavutluk ve Hırvatistan

4. DALGA (2017): Karadağ

5. DALGA (2020): Kuzey Makedonya

TÜRKİYE’DEN İSVEÇ VE FİNLANDİYA’YA: ‘Terör örgütlerinin misafirhanelerini NATO’ya kabul etmeyiz’ - Resim : 3

Avusturya tarafsızlıkta kararlı

İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu diğer tarafsız ülkelerin durumunu da gündeme getirdi. Tarafsız dış politika anlayışıyla ünlü Avusturya tavrını açıkladı. “Avusturya için NATO üyeliği söz konusu değildir” diyen Başbakan Karl Nehammer Nehammer, “Avusturya tarafsızdı ve tarafsız kalacak. Bu Avusturya için bir gündem değil ve tartışamaya açık değil. Bizim İsveç ve Finlandiya'dan farklı bir tarihimiz var” ifadelerini kullandı. Muhalefet lideri ve başbakanlık için iddialı bir aday olan Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) lideri Pamela Rendi-Wagner, Avusturya’nın tarafsızlığının “pazarlık edilemez” olduğunu vurguladı. Milliyetçi parti olarak adlandırılan Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) de bu tavrı paylaştı.

İsviçre tarafsızlığını terk mi ediyor?

Bir diğer tarafsız ülke olan İsviçre ise NATO’yla yakınlaşan adımlar atıyor. Savunma Bakanı Viola Amherd, Washington ziyareti öncesi, ülkesinin tam üye olmamakla birlikte NATO ittifakıyla artık daha yakın çalışacağını açıkladı.

Savunma Bakanlığı Güvenlik Politikaları Şefi Paelvi Pulli ise Reuters’e yaptığı açıklamada, NATO ülkeleriyle ortak tatbikatlar da içinde olmak üzere yeni savunma seçenekleri konusunda kapsamlı rapor hazırladıklarını söyledi. Bunlar Rusya’nın Ukrayna harekâtıyla İsviçre’nin dış politikasında değişiklere gitme ihtimalinin yüksek olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Öte yandan geçen günlerde İsviçre’nin, kendi ürettiği mühimmatı kullanan Alman Rheinmetall firması tarafından imal edilen “Marder” model zırhlı muharebe araçlarının Ukrayna’ya sevkiyatını engellediği ortaya çıkmıştı. Sonntags Zeitung gazetesi, İsviçre’nin bu zırhlı araçlar için kendi ürettiği mühimmatın kullanılmasını engelleyerek sevkiyatı durdurduğunu yazmıştı. Sonntags Zei-tung, Almanya’dan iki kez bu mühimmatların teslimatı için talepte bulunduğunu, ancak İsviçre’den olumlu yanıt alamadığını aktardı. İsviçre, geçen ay da Polonya’dan bu yönde gelen bir talebi reddetmişti.

‘Turkey’ değil, ‘Türkiye’ dedi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 17 Mayıs’ta ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Görüşme sonrası yapılan açıklamada Çavuşoğlu, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini karşı çıkışının gerekçelerini bir kez daha hatırlattı. Diğer yandan İngilizce açıklamada bulunan Çavuşoğlu’nun “Turkey” yerine “Türkiye” demesi dikkat çekti. Hükümet bir süre önce uluslararası alanda resmi adlandırmanın “Turkey” değil, “Türkiye” olması politikasını benimsemişti.

İsveç FETÖ’yü himaye ediyor

İsveç Türkiye kamuoyunda yalnızca PKK/YPG’ye değil, aynı zamanda FETÖ’ye verdiği destekle de biliniyor. 15-16 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimin ardından Türkiye’den İsveç’e giden FETÖ’cülerin kurduğu Stockholm Özgürlük Merkezi (Stockholm Center for Freedom), İsveç devletinden himaye görüyor. Türkiye düşmanı çalışmalarıyla sıkça gündeme gelen kuruluş, 2017’den bu yana faaliyet gösteriyor.

Son Dakika Haberleri