22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’nin ABD’den F-16 talebi akıllıca bir çıkıştır

Türkiye bu başvuru ile ABD’ye karşı stratejik bir hamle yapmıştır. Başvurunun ret edilmesi de, kabul görmesi de Türkiye’nin lehine olacaktır.

Türkiye’nin ABD’den F-16 talebi akıllıca bir çıkıştır
A+ A-
İHSAN SEFA / EMEKLİ HAVA KURMAY ALBAY

F-16 uçağı ilk uçuşunu 1974'te yapmış, Türkiye “ortak üretim” adı altında 80'li yıllarda F-16 edinmeye başlamıştı. Ortak üretim esasen montaja dayanmaktaydı. Yani ciddi bir teknoloji transferi söz konusu değildi. Öyle olsaydı bugün kendi F-16'mızı üretir olurduk ve ABD'den 40 adet F-16 alımı için başvuru yapmaya gerek kalmazdı.

F-35 projesinden sözüm ona S-400 bahanesi ile çıkartılan Türkiye’nin Hava Kuvvetlerini F-35 ile modernize etme planları iptal edilmişti. Kişisel görüşüm bu projeden Türkiye’nin çıkarılmış olması hayrımıza olmuştur. Daha önce de bu konuda yazmıştım, kısaca hatırlatayım. F-35'in ana üreticisi ABD Lockheed Martin olmak üzere “ortak üretim” adı altında 7-8 ülke ve 1500'e yakın şirkette parçaları üretilmektedir. Bugüne kadar üretilen uçakların faal tutulma oranı % 40'ı geçmemiştir. Oysa NATO’nun uçak faal standardı %70'dir. 1500 farklı üreticiden yedek parça tedariki depolanması ve dağıtımında büyük sorunlar yaşanmaktadır. Öte yandan uçak uçtukça zaman içerisinde ortaya çıkan ciddi sorunlar dağ gibi büyümektedir. Ocak 2021'de Pentagon F-35 üretimini süresiz durdurdu. Sorunlar ne kadar zamanda çözülür bilinmez. F-35 alınsaydı bizim açımızdan asıl handikabın da uçağın bizde ama anahtarının ABD'nin elinde olmasıydı. Şöyle ki; ABD'deki merkez herhangi bir genel arıza ve ya riski bahane ederek uzaydan sinyalle sizin uçağınızı kilitleyebilmektedir. Bu durumda ABD, sizin bu uçakları kendi istemediği bir hedefe, örneğin PKK/YPG gibi güçlere karşı kullanmanızı engelleyebilecektir. Dönelim konumuza...

Türkiye’nin ABD’den F-16 talebi akıllıca bir çıkıştır - Resim: 1

F-16'lar 47 yıldır uçuyor. Bu uçaklar; menzil, aviyonik sistemleri, yazılım, silah yükü taşıma vb. yönleriyle sürekli modernize ediliyor ve hâlâ dünyanın önde gelen savaş uçakları arasındadır.

F-16 uçakları üretiminden bu yana 47 yıldır uçuyor. Bu uçaklar; menzil, aviyonik sistemleri, yazılım, silah yükü taşıma vb. yönleriyle sürekli modernize edilmekte ve hâlâ dünyanın önde gelen savaş uçakları arasındadır. 4'üncü nesil olarak ortaya çıkan bu uçaklar geliştirilerek bugün 4,5'uncu nesil olarak anılmaktadır. Geçen aralık ayında Lockheed Martin’e (F-35 in de ana üreticisi) Tayvan, Birleşik Arap Emirlikleri ve ABD Hava Kuvvetleri ile adı gizlenen bir ülke için toplamda 400 adet F-16 siparişi verilmiştir. ABD Hava Kuvvetleri ayrıca bu firma ile 2040'a kadar yedek parça anlaşması yapmıştır. Tüm bu gelişmeler 5'inci nesil savaş uçağı F-35 üretiminde daha uzun yıllar sorunlar yaşanacağını ve F-16'ların hâlâ gözde olduğunun göstergesidir.

Türkiye 220 civarında F-16'sının yarıdan fazlasını modernize etmiş, geri kalanların ise gövde ömrünü uzatma ve modernize etmenin yollarını arayarak 2030'larda 5'inci nesil olarak üretilmesi planlanan Milli Muharip Uçağımız hizmete girene kadar süreci yönetme arayışındadır. Esasen Akıncı ve Hürjet'in 2025'te seri üretimlerinin başlamasıyla F-16'ların yükü biraz azalabilecektir. Özellikle Yakın Hava Desteği ve Deniz Kuvvetlerinin hava desteği görevlerinde her ne kadar eğitim amaçlı olsalar da 3 ton kadar silah yükü taşıma kapasitesi ile Hürjet, önemli görevleri yerine getirebilecektir. Öte yandan 1,2 ton silah yükü taşıyabilen Akıncı SİHA'lar aynı şekilde kullanılabilecektir. Tüm bunlara rağmen Türkiye 40 adet F-16 alımı için neden ABD'ye başvurdu?

Türkiye’nin ABD’den F-16 talebi akıllıca bir çıkıştır - Resim: 2

F-35'in parçaları 7-8 ülke ve 1500'e yakın şirkette üretilmektedir. Bugüne kadar üretilen uçakların faal tutulma oranı % 40'ı geçmemiştir. Oysa NATO’nun uçak faal standardı %70'dir.

STRATEJİK HAMLE

Türkiye bu başvuru ile ABD’ye karşı stratejik bir hamle yapmıştır. Başvurunun ret edilmesi de, kabul görmesi de Türkiye’nin lehine olacaktır.

Başvuru kabul görürse Türkiye kendi Milli Muharip Uçağını devreye sokana kadar Hava Kuvvetleri görevlerini sıkıntı yaşamadan zorlanmadan ve bölgede en güçlü Hava Kuvveti olarak yerine getirebilecektir. Ayrıca ABD ye F-35 için verilmiş 1,4 milyar dolarını da kurtarmış olacaktır.

Reddedilir ise:

Öncelikle ABD'nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarma gerekçesi olan “Türkiye Rus S400 savunma sistemi ile F-35 i aynı anda kullanarak F-35'lerin görünmezlik sırrını tehlikeye sokar ve Rusya’ya karşı F-35'ler etkisiz kalır” tezi boşa çıkacaktır. Tamam F-35'i diyelim ki bu gerekçe ile vermediler, peki F-16'yı niye satmıyorsunuz? Demek ki asıl gerekçe bu değil. Ya nedir?

  • Türkiye’nin Suriye’de ABD'nin önünü tıkaması, İkinci İsrail’e geçit vermemesi yani BOP'un Suriye ayağına çelme takması, Irak’ta da Barzani bağımsızlığına engel olması,
  • Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan'daki doğal gaz yataklarını Yunanistan ve İsrail’e bırakmamasıdır. ABD, Avrupa’nın Rusya’ya bağlılığını azaltacak doğalgaz yataklarının Yunanistan ve İsrail gibi kendi güdümündeki ülkelerin elinde olmasını istiyor.

F-16 satışı reddedilir ise Türkiye’nin kazancı ne olacaktır?

  • ABD'nin F-35 konusundaki sahte gerekçesi çürüyecek ve dünya kamuoyunda itibarı bir ölçek daha aşağı inecektir.
  • Türkiye’de ABD'den beslenen satılık kalemlere itibar edilmeyecektir.
  • En önemlisi de NATO’nun dağılma süreci biraz daha hızlanacaktır. Bunu biraz açalım. Bilindiği üzere eylül ayında Hint Pasifik bölgesinde Çin’i hedef alan bir pakt oluşturuldu. ABD, İngiltere ve Avustralya nükleer denizaltılarda kullanılan teknolojinin paylaşılmasını da içeren bir savunma anlaşması (AUKUS Paktı) açıkladı. Anlaşma ile mümkün olan en kısa sürede, Avustralya'nın nükleer denizaltıya sahip olması amaçlanıyor. Burada hedef Çin’e karşı Pasifik’te üstünlük sağlamak. Bu anlaşma yapılırken Fransa devredışı bırakıldı. Oysa Fransa’nın 2016 yılında Avustralya ile imzaladığı 56 milyar avroluk nükleer denizaltı üretim programı anlaşması vardı. Avustralya müttefikleri ile yaptığı bu yeni anlaşma üzerine Fransa ile yapmış olduğu anlaşmayı iptal etti. Fransa hem itibar hem de milyarlarca avroluk maddi kayba uğramış oldu. Fransa’nın bunu sindirmesi çok zor olacaktır. Çok değil 3 yıl önce “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir, Avrupa kendi ordusunu oluşturmalıdır” tezini savunan Fransa, Biden’in gelişiyle Fransız şirketlerine Doğu Akdeniz’deki doğal gaz yataklarında Yunanistan ve İsrail ile işletme payı verilmesi gibi nedenlerle geri adım atmıştı. Hatta Yunanistan’a beş para etmeyen rafale uçaklarını satma imkanına kavuşmuştu. Şimdi Pasifik'teki bu dışlanma ile Fransa NATO’yu sorgulayacak, Avrupa Ordusu planlarını tekrar canlandıracak ve F-16 satışı yapılmayarak ABD'den, dolayısıyla NATO'dan bir adım daha uzaklaştırılan Türkiye ile yakınlaşabilecektir. Bu NATO'nun dağılma sürecini başlatabilecektir.

Sonuç olarak Türkiye ABD'den F-16 almayı talep ederek akıllıca bir hamle yapmıştır. Şimdi Sam Amca düşünsün.

Türkiye ABD f16 F35