Türkiye’nin gerçek kaynakları vergilendirilmeyi bekliyor
2024’te hazırlanan vergi paketleri de 2025 bütçesi de hem Türkiye’nin gerçek kaynaklarını yatırıma dönüştüremedi hem de vergide adaleti sağlayamadı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Topkurulu, yurt dışına çıkarılan 500 milyar dolarlık tasarruflara işaret etti
Ekonomi yönetimi, 2024 yılı boyunca vergide adaleti sağlama iddiasıyla yeni düzenlemeler hazırladı. Düzenlemeler, iddia edildiği üzere vergi adaletini sağlayamadığı gibi, Türkiye’nin gerçek kaynağını da yatırıma yöneltemedi. 2025 yılı hedeflenen bütçesi de farklı bir yol izlemedi.
Mayıs 2024’te, deprem gerekçesiyle yapılan harcamalara kaynak oluşturulması amacıyla Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi açıklandı. Kamuoyunda paket ile birlikte 100 milyon liralık tasarruf sağlanacağı bilgisi yer aldı. Temmuz ayında Meclis’e vergi paketi sunuldu.
Meclis’e sunulan teklifte; Yap İşlet ve Devret Modeli (YİD) ile Kamu Özel İşbirliği (KOİ) projelerindeki kazançlara yüzde 30 oranında kurumlar vergisi, yurt içi yüzde 10 asgari kurumlar vergisi, uluslararası şirketlere yüzde 15 kurumlar vergisi, serbest meslek kazançlarında tespit edilen hasılatlar ile beyan edilenler arasında yüzde 20’yi aşan uyumsuzlukta izahat istenmesine yönelik düzenlemeler yer aldı.
BORSA KAZANCINA VERGİ PAKETTEN ÇIKARILDI
“Az kazanandan az, çok kazanandan çok” vergi alınacağı öne sürülmesine karşın vergide adaleti sağlayacak düzenlemeler yapılmadı. Vergi paketinde olması beklenen, sahip olunan konut sayısına göre artan oranlı vergi alınmasını sağlayacak madde, tapuda gerçek satış bedeline geçiş, borsa kazançlarına vergi ve gelirleri ile harcamaları arasındaki uyumsuzluk tespit edilenlere uygulanacak olan servet vergisine yönelik düzenlemeler de Meclis’e sunulmadı.
3 TRİLYON LİRA VERGİ HARCAMASI
Meclis’te kabul edilen 2025 yılı bütçesinde de hem vergi gelirleri hem de vergi harcamaları hedefinde vergi dağılımındaki adaletsizlik devam etti. Toplanması hedeflenen 12 trilyon 800 milyar liralık verginin yüzde 70’ini dolaylı vergiler oluşturdu. Vergi istisna, muafiyet ve indirimlerden oluşan vergi harcamasının tutarı ise 3 trilyon lira oldu. Toplam tutarın 2,1 trilyonunu gelir ve kurumlar vergisinden, sermaye tarafından istisnalar kapsadı.
Vatan Partisi Ekonomi Siyasetlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hakan Topkurulu, haziran ayında Aydınlık’a değerlendirmeler yapmış, söz konusu vergi harcamalarına dikkat çekerek Türkiye’nin “Yasal vergi kaçakçılığı”nın önüne geçmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Topkurulu, “Çünkü müthiş bir af, muafiyet ve istisna bulunmaktadır. Dolayısıyla vergi toplayabilmek için bunların tek tek gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca yıllardan bu yana yurt dışı ile ticareti olan şirketler, kârlarının çok önemli kısmını yurt dışındaki off-shore bankalara kaçırmaktadır. Türkiye’de bıraktıkları kârları çok ufak bir kısımdır. Bunlardan elde edilen vergi geliri de çok düşüktür. Vergiler düzenlenirken yurt dışına kâr transferi de tekrardan gözden geçirilmelidir.” ifadelerini kullanmıştı.
BÜTÇENİN YÜZDE 13’Ü FAİZE
2025 yılı bütçesinde yüksek faiz düzeyleri nedeniyle gelirlerin yüzde 13,2’sinin faiz ödemelerine ayrılacağı öngörüldü. Topkurulu, vergilerin faiz giderleri üzerinden Londra ve New York tefecilerine aktarılacağını dile getirmişti. Topkurulu şunları söylemişti:
“Türkiye, içeriye giren sıcak paranın 16 milyar 422 milyon dolarına Devlet İç Borçlanma Senetleri üzerinden 224 milyar TL faiz ödemek zorunda. Bu da toplanan vergilerle ödenecek. Olayın aslı buradadır. Vergiler tasarruflara ve yatırımlara mı yönlendirilecektir? Yurt dışına mı çıkarılacaktır? Yurt dışına çıkacaktır. Toplanan vergiler Londra ve New York tefecilerinin kasalarına akacaktır. Dolayısıyla bize söylenen, ‘Verginin tabana yayılacak, çok kazanandan çok az kazanandan az vergi alınacak’ gibi söylemler burada düğümlenmektedir.”
Türkiye'nin bugüne kadar kenara konan kaynakları harekete geçirdiği takdirde bu tür ufak tefek, görüntüde kaynak yaratan tedbirlerine başvurmaya gerek bile kalmayacağını belirten Hakan Topkurulu, Türkiye’nin gerçek tasarruf kaynaklarını şöyle sıralamıştı:
- Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz Türkiye'de yastık altında 4670 ton altın olduğunu kendi açıkladı. Bu ekonominin dışına çıkartılan para demektir. Bugünkü parasal değeri 350 milyar dolar civarındadır. Bu kaynak altının sahipleri tarafından yatırım sermayesine dönüştürülmesi sağlanmalıdır.
- Türkiye'nin yurt dışına kaçırılan 500 milyar dolar parası bulunmaktadır. Bu paranın yurt içine getirilmesi ve yatırımlara harcanması Türkiye'nin kaynak sorununu çok önemli şekilde çözecektir.
- Yurt dışında yaşayan Türklerin, yurt dışı bankalarda yaklaşık 300 milyar avro civarında parası olduğu hesaplanmaktadır. Bu paraların Türkiye'ye yönlendirilmesinin teşvik edilmesi bile Türkiye'deki kaynak ihtiyacını çok önemli şekilde çözecektir.
- Yabancı bankalar başta olmak üzere bankaların olağanüstü ölçülerdeki faiz geliri ve kârlarından etkili oranda kurumlar vergisi alınarak kamu yatırımları için ek kaynak yaratılmalıdır.