09 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı

Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasını değerlendiren uzmanlar, ABD baskısına boyun eğildiğini, ibrenin yeniden Batı'ya çevrildiğini, bu ani dönüşlerle 'güvenilir arabulucu' rolünden uzaklaşıldığını ve Türkiye'ye yönelik tehditlerin arttığını söyledi.

Türkiye'nin İsveç'in NATO Üyeliğine Yeşil Işık Yakması Uzmanlar Tarafından Değerlendirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Litvanya'nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen üçlü zirvede, İsveç’in NATO’ya katılımını TBMM'nin onayına sunmayı kabul etti. 10 Temmuz akşamı düzenlenen zirve sonrası yayınlanan mutabakatta, İsveç’in Türkiye’nin kaygılarını gidermek üzere adımlar attığı ileri sürüldü. Terör örgütü PKK’ya karşı mücadele alanını genişlettiği ve yasalarını değiştirdiği aktarıldı. NATO'da ilk kez “Terörle Mücadele Özel Koordinatörlüğü” kurulacağı notuyla, “İsveç, YPG/PYD'ye ve Türkiye'de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek vermeyeceğini bir kez daha yineler.” denildi. Ayrıca İsveç’in Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının modernizasyonu ve vize serbestisi de dâhil olmak üzere Türkiye'nin AB'ye katılım sürecini yeniden canlandırma çabalarını aktif olarak destekleyeceği ilan edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’in NATO’ya kabulünü Meclis’e sunma kararını değerlendiren uzmanlar, Türkiye’nin elinin boş olduğunu söylediler. Özellikle AB’ye katılım konusunun gerçekçi olmadığının altını çizen uzmanlar, İsveç’in Türkiye’nin taleplerini yerine getirmediğini vurguladılar.

‘EKONOMİ BELİRLEYİCİ OLDU’

Emekli Tuğgeneral Prof. Dr. Fahri Erenel, Emekli Kurmay Albay İhsan Sefa, Emekli Jandarma Binbaşı Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, Prof. Dr. Hasan Ünal, Prof. Dr. Hasan Köni ve Doç. Dr. Deniz Tansi Aydınlık’a konuştu.

Hasan Ünal, “ABD baskısına bu kadar kolay boyun eğen bir Türkiye görüntüsünün, Türk Dünyası ve Avrasya ülkeleri nezdinde ne derece itibarı olur?” diye sorarken, İhsan Sefa’nın “Maalesef ABD istediğini almış, hükümet boyun eğmiştir.” sözleri dikkat çekti. Fahri Erenel, “Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, bu kararın verilmesinde belirleyici oldu.” değerlendirmesinde bulunurken, Ali Fuat Gökçe “Türkiye’nin milli çıkarlarına karşıt plan ve eylemler varlığını koruyor.” uyarısında bulundu. Hasan Köni, “Kim inanır Türkiye’yi AB’ye alabileceklerine?” dedi. Deniz Tansi de “Türkiye zaman kazanmalıydı, etkili ve reel kazanımlara odaklanmalıydı.” ifadelerini kullandı.

‘İBRE BATI'YA DÖNDÜ’

l Emekli Tuğgeneral, İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahri Erenel:

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı - Resim : 1

“Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik şartlar, bu kararın verilmesinde belirleyici oldu. Ekonomik zorluklar nedeniyle ABD’yle bir süredir yeni bir sayfa açma eğilimi vardı. Doğu Akdeniz’deki faaliyetler bu kapsamda sınırlandırılmıştı. Ayrıca Türkiye’nin Gümrük Birliği anlaşması çok eski ve Avrupa, yenileme çabalarına sıcak bakmıyordu. AB ülkelerinin Türk ekonomisinde yüzde 35’leri aşan bir payı var. Körfez ülkelerinden yeterli destek gelmeyince de ekonomik arayışlar zirvedeki sonucu doğurdu. Son Wagner olayıyla da görüldü ki; Rusya’da da hem iç hem dışsal bir otorite zayıflaması var. Suriye’de sıkışmışlık çözülemedi. İran’ın ŞİÖ’ye tam katılımıyla Türkiye’yle eşit pozisyonunun bozulması ve bazı bölgesel hamlelere girişmesi de bir etken.

“Rusya’yla olan ilişkiler sapmayacaktır ancak ibre dengedeyken Batı istikametine döndü. Tahıl anlaşması ve Putin ziyaretinde Türk-Rus ilişkileri sınanacaktır. Çünkü Rusya’nın alanı giderek daralıyor. ABD, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı Ortadoğu ve Akdeniz politikalarından vazgeçmeyecektir. Türkiye, ABD ile olası krizleri dengede tutmak amacını güttü. Yeniden BOP dönemine döner miyiz, bunu zaman gösterecektir. Türkiye, bu müzakereleri daha şeffaf ve kamuoyunda ‘geri adım’ imajı oluşmayacak bir tonda yürütmeliydi. Çünkü Türkiye’ye vaat edilen şeylerin gerçekleşmediğini ve özellikle AB’ye katılımın İsveç’in ‘evet’ demesiyle olmayacağını herkes biliyor.

‘KASABIN BIÇAĞINI YALAMAKTIR’

l Vatan Partisi MKK Üyesi, Emekli Kurmay Albay İhsan Sefa:

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı - Resim : 2

“Sayın Cumhurbaşkanımız bir türlü ABD’den kopamadı. Kamuoyuna yansıtılmayan bir takım tehdit ve şantaj unsurları mı var, bilemiyoruz. Ancak bir korku var. Çünkü sözler farklı, eylemler farklı. Giderken farklı konuşuluyor, dönerken farklı. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınması dünya barışı için büyük tehdittir. NATO’nun kendisi, Türkiye için de milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Rusya, Baltık Denizi'nde St. Petersburg’a sıkıştırılınca Belarus üzerinden nükleer gücünü sergileyecektir. Türkiye’ye sunulan vaatler birer havuçtur. NATO’nun Yunanistan kıyılarından Doğu Akdeniz’e, oradan Suriye’ye kadar yerleştirdiği ve Türkiye dönük olan namlular toplanmış mıdır? Ne yazık ki Meclisimizden de geçme ihtimali yüksek görünüyor. Muhalefet dahil ABD’ye bir biat söz konusudur. Maalesef ABD istediğini almış, Hükûmet boyun eğmiştir. Bütün bunlar kasabın bıçağını yalamaktır. Yürekli olamamaktır. Rusya’ya dirsek atan tavır son derece yanlıştır. Türkiye’nin yeri Asya’dır. Asya’ya yüz çeviren Türkiye, ABD tehditleri karşısında yalnız kalır. Milli bir hükümet, ekonomik zorlukları her türlü aşar. Ekonomik zorlukların bahane edilmesiyle Türkiye’nin yüzünü eğdirmek çok yanlıştır. Türk halkının yüzde 80’i ABD ve NATO’ya karşıyken, milleti temsil ettiğini iddia eden bir Meclis’in de bu kararı ona göre oylaması lazım.”

‘CİDDİ BİR ÇELİŞKİ VAR’

l Emekli Jandarma Binbaşı, Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe:

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı - Resim : 3

“İsveç tarafının Türkiye’ye verdiği sözleri yerine getirmediğini görüyoruz. Bunun üzerine Cumhurbaşkanımız AB üyeliği hedefini gündeme getirdi. Ancak Almanya’dan yapılan açıklamada İsveç’in NATO’ya kabulü ile Türkiye’nin AB’ye girişi konularının iki farklı mesele olduğu vurgulandı. ABD ne kadar etkili olacaktır, bu muammadır. Ayrıca Cumhurbaşkanımızın açıklamaları ile NATO mutabakat metninde de farklılıklar görüyoruz. Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini Meclis’e götürmesi somut bir adımdır ve nihai karardır. Ancak aynı somut adımı ve nihai kararlılığı karşı taraftan göremiyoruz. İsveç’in AB desteği ise somut, objektif ve nihai değildir. Çünkü 27 AB ülkesinden yalnızca birisidir. Burada ciddi bir çelişki var.

“Kısa vadede Rusya’dan bir olumsuz tavır gelmez ancak orta ve uzun vadede not edilmiştir. Rusya ile ilişkilerimizi bozmamalıyız. Ayrılmaz iki komşu ülke olduğumuzu unutmamalıyız. ‘Türkiye yüzünü Asya’dan çevirdi.’ denemez. Bu karar Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı zorlukların ve içinde bulunduğu yapının baskısının bir sonucu olabilir. Türkiye’nin beklentilerini sınırlı tutması lazım. AB ve ABD tutup da Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaz. İsveç’i kabul ettik, tamamdır ancak milli politikalarımızı geliştirmekte ve uygulamakta ısrarcı olursak kazanırız.”

‘NE DERECE İTİBARIMIZ OLUR’

l Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal:

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı - Resim : 4

“Diğer taleplerden büyük ölçüde vazgeçip sadece F-16 alımı için İsveç’e onay verilirken, Rusya ile ilişkileri bozacak adımlar atmaya ne gerek vardı? ‘Dengeli’, ‘dikkatli’ diye tanımlanan dış politikanın bu iki özelliği de epeyce yara almış gibi. Öngörülebilirlik de azaldı. Dış politikada bir uçtan öbür uca giden ani kararlar genellikle savrulma sonucu verir. Böyle bir savrulma, 15 yıl boyunca özenle geliştirdiğimiz Suriye dostluğumuzu 2011 yılında bir gecede terk ederek yeni bir düşmanlığa ve felakete yol açmıştı. Özenle geliştirilen Rusya ilişkilerini zora sokarken ABD’den seçim sürecinde paramızla F16 alınacağının garantisi var mı? İsveç’in onayını hiç olmazsa MHP engelleyerek bu iki konu arasındaki bağlantıyı koruyabilse iyi olur. ABD, İsveç ve hatta AB’den alınan her ne söz varsa, yazılı bile olsa ‘Lipponen Mektubu’ gibidir. Dosyalanıp bir yere konulur ve unutulur gider. Çünkü o anki durumu kurtarmak için yazılmıştır. Eski Finlandiya Başbakanı Lipponen, 1999’da ülkesi AB dönem başkanıyken AB zirvesinin özellikle Kıbrıs konusunda aldığı zehirli kararları Ankara’ya kabul ettirmek için bir mektup göndermişti. O zaman bu mektup da ‘AB müktesebatının parçası haline geldi.’ denilerek yutturulmuştu. Amaç, Türkiye’yi AB’nin yumruk menziline sokmaktı ve bunu başardılar. Kısa sürede o mektup unutuldu gitti. Batı, Minsk anlaşmalarını bile Ukranya’yı Rusya’ya karşı silahlandırmak amacıyla zaman kazanmak için imzalamamış mıydı? Bakalım Rusya konusunda şapkadan yeni bir tavşan çıkarabilecek miyiz? ABD baskısına bu kadar kolay boyun eğen bir Türkiye görüntüsünün, Türk Dünyası ve Avrasya ülkeleri nezdinde ne derece itibarı olur?”

‘PRAGMATİZM GÜVENSİZLİK UNSURU’

l Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni:

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı - Resim : 5

“Müslüman göçünden bıkmış bir Avrupa’nın Türkiye’yi birliğine alması mümkün değil. 2003’te, 2007’de belki mümkündü ama artık değil. Şimdi vize bile verilmiyor Türkiye’ye. Kim inanır Türkiye’yi AB’ye alabileceklerine? Diğer mutabakat şartları da aynı şekilde. Terör örgütü İsveç’i bir uluslararası kürsü gibi kullanıyor. ABD’nin Ortadoğu’da istikrarsızlık yaratan ve Türkiye’yi doğrudan etkileyen eylemleri son buldu mu? İsveç’in askeri gücü zaten NATO’da kullanılıyor. İçinde 26 NATO ülkesinin bulunduğu Avrupa güvenlik sistematiği içinde. İsrail de katıldı hatta buna. Biden, İsveç ve Finlandiya’yı ABD iç siyasetinde elini kuvvetlendirmek için istiyor. Herhalde, Türkiye de Avrupa ve ABD bankalarında tutulan Körfez parasının çıkışını rahat sağlayabilmek için bu adımı atıyor. Türkiye, çok pragmatik davranıyor. Bu uluslararası ilişkilerde güvensizlik unsuru yaratabilecek bir handikaptır. Uluslararası ilişkiler teorilerinde son dönemlerde yapılan bir tartışma var: 'Devletin çıkarı mı hükümetin çıkarı mı uluslararası ilişkilerde rol oynamalı?”. Türkiye’nin son çıkışı da bu tartışmanın konusu olabilir. Bu haliyle Meclis’te reddedilmeli.”

‘RUSYA İLE KESKİN DÖNÜŞ OLMAZ’

l Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Tansi:

Uzmanlar İsveç kararını Aydınlık’a değerlendirdi: Hükûmet boyun eğdi ABD istediğini aldı - Resim : 6

“NATO bir Baltık stratejisi izliyor. Genişlemesi bu hedeftedir ve Rusya’yı çevreleme amaçlıdır. NATO kurucu anlaşmasının değiştirilmesinin de gündemde olduğu söyleniyor. Japonya ve Güney Kore ile görüşmeler olduğu aktarılıyor. Pasifik’e uzanması ihtimaliyle. Bu Baltık genişlemesi bundan önceki son aşamadır. Bu sürecin doğal uzantısı olarak İsveç’in NATO’ya kabulü beklenen bir durumdu. Türkiye bunun işaretlerini veriyordu. Türkiye zaten NATO üyesiydi. İbre dönmedi. NATO’nun yayınladığı mutabakat metninin ne kadar bağlayıcı olduğu tartışmalıdır ama Türkiye zaman kazanmalıydı. Etkili ve reel kazanımlara odaklanmalıydı. Örneğin AB tam üyeliği hedefi Türkiye için doğru ve gerçekçi değil ancak AB ile gümrük birliği ve ortak tarifeyi de aşarak serbest ticaret anlaşmaları yapılmalı. Meclis’te bu konuda bir fikir ayrılığı olmadığı görünüyor. Rusya ile de keskin bir dönüş olmayacaktır.”

Recep Tayyip Erdoğan NATO İsveç FETÖ ABD Türkiye AB