Açıkta yakaladık, SİHA'yı gönderdik, neden vurmadık?

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), PKK'nın çatı örgütü. ABD'nin Suriye'yi bölmesi için 100 bin tır silah verdiği bir terör örgütü. Lideri, “Mazlum Abdi” ya da “Mazlum Kobani” olarak tanınan Ferhat Abdi Şahin. Abdullah Öcalan'ın manevi oğlu. 1990 yılında PKK'ya katıldı, 2012 yılına kadar da üst düzey görevler aldı. 2013'te YPG'nin sözde istihbarat sorumlusu olarak Suriye'ye gönderildi. 2015'ten bu yana Türkiye'nin “Terör Arananlar Listesi”nde üst sıralarda yer alıyor. İçişleri Bakanlığı ve Interpol tarafından kırmızı bültenle aranıyor. Kırmızı bülten dosyasında, bugüne kadar PKK/YPG tarafından öldürülen 25 bin kişinin katliamından, ayrıca PYD/YPG'nin kullandığı çocuk asker suçlarından sorumlu tutuluyor. Türkiye'de sözde TAK adına gerçekleşen 8 bombalı saldırının emrini o verdi. 2012'ye kadar Türkiye'de yaptırdığı katliamların haddi hesabı yok. İşte bu teröristi, geçenlerde açıkta yakaladık, ama bombalarımızı üstüne bırakmadık.

KONVOY TESPİT EDİLDİ

Mazlum Abdi, geçen hafta muhtemelen bir ABD uçağı ile Suriye'den Irak'ın Süleymaniye kentine gitti. Yanında en az onun kadar tehlikeli, Suriye'deki sözde özerk yönetimin eş başkanı İlham Ahmed de vardı. İkili burada ABD'liler eşliğinde Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanı Bafıl Talabani ile görüştü. Gizli toplantının ardından dönüş için bir konvoy hazırlandı. Türkiye, Süleymaniye Havalimanı'na giden bu konvoyda Mazlum Abdi'nin olduğunu öğrendi. Bölgeye derhal bir silahlı insansız hava aracı sevk edildi. Ancak bombalar, konvoyun üzerine değil yakınına bırakıldı. Abdi ise yara almadan yoluna devam etti.

ABD UYARISI AĞIR BASTI

İddiaya göre KYB içinde Bafıl Talabani'den rahatsız olan birileri, Mazlum Abdi'nin yerini Türkiye'ye bildirmişti. Bunu öğrenen Talabani ise hızla Amerikalıları uyararak önlem almasını istedi. Rudaw, ABD’lilerin Ankara ile iletişime geçerek konvoyda Amerikalıların da bulunduğunu ve kesinlikle vurulmaması konusunda uyardığını yazdı. Fakat konvoyda ne ABD bayrağı vardı, ne de ABD'yi gösteren bir işaret. Hedef açıktaydı, içinde Mazlum Kobani olduğu biliniyordu, operasyon için Türk SİHA'sı da bölgedeydi. Fakat ABD'nin uyarısı ağır bastı.

İDLİB'DE NE OLMUŞTU?

Halbuki ABD'liler, DEAŞ liderini tespit etse, yanında Türk askeri dahi olsa vurmaktan çekinir miydi? “Niye oradaydınız” der, geçerlerdi. Nitekim ABD'nin kabul ettiği terörle mücadele doktrininde, 1 teröristi vurmak için 12 kişiye kadar sivil zayiat dahi kabul ediliyor. Bu usulü de hemen hemen tüm dünya uyguluyor. 2020 yılındaki İdlib operasyonu hatırlanacaktır. Rus Hava Kuvvetlerine ait iki Su-34 ile Suriye Hava Kuvvetlerine ait bir Su-22 savaş uçağı, kapsamlı bir hava operasyonu düzenlemiş, bölgede bulunan 34 Türk askeri bu sırada şehit olmuştu. Rusya Savunma Bakanlığı ertesi gün yaptığı açıklamada, İdlib'de bulunan Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) militanlarının Suriye ordusu mevzilerine yönelik büyük çaplı bir operasyon başlattığını, Suriye ordusunun da bu saldırılara yanıt verdiğini ve olayın HTŞ'ye bağlı militanlarla bir arada bulunan TSK mensuplarının da vurulmasıyla sonuçlandığını açıklamıştı.

VURMADI MI VURAMADI MI?

Birilerinin aklına Türkiye'nin belki de konvoyu isabet ettiremediği gibi bir soru da gelebilir. Fakat Türk SİHA'larının isabet oranı neredeyse yüzde 100. Eski ABD Savunma Bakan Yardımcısı Mick Mulroy de geçen günlerde North Press'e verdiği demeçte, SİHA saldırısının “kasıtlı olarak hedefi ıskaladığını”, yoksa “konvoyları vurmanın zor olmadığını” belirtiyor. Nitekim Türk SİHA'ları, 44 günlük Karabağ Savaşı'nda, Ermenistan'a ait değeri 1 milyar doları geçen teçhizatı ıskalamadan yerle bir etmişti. İstense, Mazlum Abdi'yi tarihe gömmek hiç de zor değildi.