Türkiye'ye karşı tehlikeli fikirler: PKK/PYD'yi silahlandıralım

Middle East Forum (MEF) düşünce kuruluşunun sitesinde, Türkiye'ye karşı “yanıt” çağrıları yapan, “İsrail'in Kürt Fırsatı” başlıklı yeni bir yazı yayımlandı. Makaleyi kaleme alan Gregg Roman, İsrail Dışişleri ve Savunma bakanlıklarında çalışmış, çeşitli Yahudi örgütlerinde görev almış, ABD basınında yazıları yayımlanan bir isim. Yöneticilerinden olduğu ABD merkezli kurum ise Siyonizmin önemli destekçilerinden.

Roman, ABD'nin 2014'te “pragmatik bir kararla” Pentagon'a Suriyeli muhalif grupları silahlandırma ve eğitme yetkisi verdiğini hatırlatarak başlıyor yazısına. Bu süreçte PKK/PYD'nin Washington'ın “en güvenilir ortağı” haline geldiğini ve çıkarlarına hizmet ettiğini anımsatıyor. Yazar bu girişi Tel Aviv'e de aynı politikayı önermek için yapıyor: “İsrail parlamentosu, Kürtleri silahlandırmalı ve onlara yardım etmek için benzer bir program yetkilendirmelidir. Silah, istihbarat desteği ve diplomatik destek sağlamalıdır. Onları bölgesel stratejisinin temel taşı haline getirmelidir.”

İSRAİL'E KARŞI HTŞ!

Gregg Roman, önerisini gerekçelendirmek için Suriye'deki yeni siyasi tabloda Türkiye'nin İsrail'e karşı yeni bir cephe oluşturduğu fikrini işliyor. Ankara'nın, “Heyet Tahrir Şam (HTŞ)'ın birincil destekçisi” olduğunu, “milislerini finanse edip, silahlandırdığını” iddia eden yazara göre Türkiye, “Sünni İslamcı vekillerini”, bölgesel hırsları için kullanıyor.

İsrailli gazeteci, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin, “Orta Doğu'nun en yıkıcı aktörü” olduğunu öne sürerek bir dizi iddiayı ortaya atıyor: “Aşırılıkçı gruplarla belgelenmiş bağları olan Türkiye'nin vekilleri, İsrail'in güvenliğine doğrudan bir tehdit oluşturuyor. Liberalizme düşman ve radikal İslamcılığı destekleyen ideolojileri, bölgede onlarca yıldır istikrarsızlığı körükleyen akımları yansıtıyor.”

ANKARA'YA 'YANIT' GEREKİYOR

Yazar, Ankara'nın, hem Suriye'deki hem de HAMAS'ı destekleyen eylemleriyle “İsrail'in güvenliğini baltaladığını” savunduktan sonra haddini iyice aşıyor: “Türkiye, bölgeyi bir yanıt gerektiren biçimde yeniden şekillendiriyor.”

Roman, PKK/PYD'nin kontrolündeki coğrafyaya da hem verimliliği hem de stratejik önemi açısından ağzı sulanarak bakıyor: “Bölge, tarım arazileri, kritik su kaynakları ve petrol rezervleri içeriyor. Bu topraklar ayrıca Türkiye'nin tecavüzüne ve İran'ın güney Suriye üzerinden nüfuzunu genişletme çabalarına karşı bir tampon oluşturuyor. İsrail için Kürtler sadece felsefi bir uyum değil, aynı zamanda stratejik bir avantaj da sunuyor.”

'VAROLUŞSAL TEHDİTLERİN' MÜTTEFİKLERİ!

İsrailliler ile Kürtlerin “varoluşsal tehditlere karşı kendini savunmaya zorlanan doğal müttefikler” olduğunu savunan gazeteci, PKK/PYD'nin ABD'nin yatırımlarına önemli işler başararak yanıt verdiğini söylüyor, aynı modeli İsrail için şu sözlerle savunuyor: “Böyle bir ortaklık, Türk saldırganlığına karşı koyabilir, İran'ın yayılmasını bozabilir ve bölgenin en yetenekli müttefiklerinden (PKK) birini güçlendirebilir.”

Yazar ayrıca Tel Aviv'in harekete geçmemesinin, “kuzey Suriye'yi İsrail'e düşman güçlere teslim etme riskini taşır.” diye vurguluyor ve ekliyor: “Türk vekillerinin bölgeye hakim olmasına izin vermek, İsrail'in stratejik konumunu zayıflatır ve daha büyük bir istikrarsızlığın yolunu açar.”

'BOŞ OTURMAYACAĞIZ' MESAJI

Roman'a göre “Türkiye'yi kızdıracak” olan bu tutum, “İsrail'e karşı yerleşik bir düşmanlığı bulunan” Erdoğan'ın yaklaşımında önemli bir değişikliğe neden olmaz. Aksine yazara bakılırsa “Kürtleri desteklememek Ankara'yı yatıştırmayacağı gibi cesaretlendirir de. Zayıflık saldırganlığı davet ederken, güç saygı kazandırır.”

Gregg Roman şu sözlerle makalesini noktalıyor: “Kürtlere açık bir İsrail yatırımı, Türkiye ve İran'a, onlar bölgeye hakim olmaya çalışırken İsrail'in boş oturmayacağı mesajını verecektir.