12 Ocak 2025 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Türkiye’yi Edirne’den Hakkari’ye kucaklayan tek dil: Türkçe

Milletler oluşurken ekseriyetle; baskın olan, güçlü olan ulusal diller etrafında kenetlenmeyi getirmiştir. Türkiye’de de Türkçemiz hepimizi birleştiren ana unsurların başında gelir. Türkiye’yi ne birleştiriyor deseler; anında Türkçe yanıtını veririz.

Türkiye’yi Edirne’den Hakkari’ye kucaklayan tek dil: Türkçe
A+ A-
MURAT İNCE

Türkçe, ülkemiz sathındaki sımsıcak yorgandır. Onunla örtünürüz, onunla anlaşırız ve onunla güleriz, ağlarız. Onsuz yaşam düşünülemez ve düşünülmesi dahi teklif edilemez! Türkçe yurdumuzda yaşayan Türkündür, Kürdündür, Müslümanındır, gayrimüslimindir ve kısacası hepsinin toplamı Türk milletinindir. Bütün, parçalardan oluşur ve parçalar bütünleştikçe çok yönlü zenginlik artar.

Milletler oluşurken ekseriyetle; baskın olan, güçlü olan ulusal diller etrafında kenetlenmeyi getirmiştir. Türkiye’de de Türkçemiz hepimizi birleştiren ana unsurların başında gelir. Türkiye’yi ne birleştiriyor deseler; anında Türkçe yanıtını veririz. Bu çok doğru ve yerinde bir tespittir.

Anadili ne olursa olsun, ortak anlaşma dili ile kaynaşması, içinde erimesi ve zamanla kaybolması kötü değil iyi bir şeydir. Diller birbiriyle karıştıkları oranda daha fazla gelişeceklerdir. Zaten milletlerin sönümlenmeye başlaması aşamasında dillerden çoğu da sönümlenecek ve daha zengin diller oluşacak. Türkçe bu bakımdan dünya dilleri arasında en şanslı olanların başında gelir.

San Marino, Andorra, Bahreyn, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri vb uyduruk, gereksiz küçük devletimsi oluşumları saymazsak, dünyada kurulmuş ülkelerin içinde birden fazla dil kullanılır.

TÜRKİYE KÜRTÇESİ VE DAYATMALAR

Türkiye’de epeydir Kürtçenin resmi ve öğretim dili olması yönünde çabaların arttığını görüyoruz. Türkçeye karşı tüm anti-propagandalara rağmen ikinci bölümde de inceleyeceğimiz gibi, Kürt gençlerinin ezici çoğunluğu Kürtçe yerine Türkçe konuşuyor.

Kürtçe ve Zazacanın Anadolu coğrafyasında Türkçe gibi gelişim göstermesi ve eğitim dili haline gelmesi oldukça zor. 83 milyon vatandaşımızı ekonomik, kültürel, ruhi şekillenme gibi olgularla beraber Türkçede birleştirmektedir.

Türkiye Kürtçesi ve Türkiye Zazacası Anadolumuzun güzel dillerindendir. Onları yadsımak, önlerine engeller çıkarmak yanlıştı ve bu yanlış esas olarak düzeltildi. Dilleri, dayatmalarla kabullendirmek yönteminin doğru olmadığında bir avuç bölücü dışında herkes hemfikir! Kürtçemiz ve Zazacamız konuşulsun, geliştirilsin, kurumlaşsın. Buna bir itirazımız yok. Zira bu yönde epey mesafenin kaydedildiğini de biliyoruz.

Türkçeye yasak koymak, Türkçeyi yabancı dil saymak, “Kürtsen Kürtçe konuş” demek, “Türkçe sömürge dilidir” söylemlerini dayatmak, son derece yanlış ve tehlikeli bir adımdır. Ayrıca, “Türkçe yerine anadilin Kürtçeyi kullan” gibi çağdışı, gerçekle örtüşmeyen yasakçı zihniyetler Kürdümüze zarar verir. Daha önceleri Aydınlık Gazetesi’nde konuyu işlemiştik ve bu türden girişimleri mahkûm etmiştik.

Son bir hafta içinde Kürtçü sitelerde Kürt Dil Platformu’nun açıklamaları genişçe yer buldu. “Kütçeye resmi dil statüsü verilmesi ve eğitim dili olarak kullanılması, Türk Dil Kurumu’nun Kürtçeye yönelik çalışmalar içine girmesi” yönlü önerilerle karşılaştık ve konuyu bir kez daha ele aldık. Gönül isterdi ki konunun uzmanları, dilbilimcilerimiz meseleyi enine boyuna işleyerek kafalardaki soru işaretlerini gidersinler. Ama olmadı!

SEÇMELİ DERS KÜRTÇE VE ZAZACA

Bilindiği üzere 5,6,7 ve 8’ci sınıflara kadar “Yaşayan Diller ve Lehçeler Bölümü”nde Kürtçe (Kurmanci) ve Zazaca (Kırmacki) seçmeli ders tercihinde bulunulabilir. 21 Ocak 2021 tarihine kadar başvuran ailelerin çocukları bu haktan faydalanacaklar. Fakat bölücü partiler bunu da istismar ederek Kürdümüzü yanlışa yönlendiriyorlar.

Kürt Dil Platformu‘nun açıklamaları bile yalnız başına Kürtçülerin asıl amacını açığa vurmaya yetiyor. Kürdümüzün Türkçeyi en iyi şekilde öğrenmesini öneren tek bir cümlelerine rastlayamadık. Kürt Dil Platformu (PZK), sürekli “97 yıldır Kürtçe eğitim dili olarak kabul edilmedi” diyerek Türkiye’yi ve tarihini sorgulama kurnazlığına başvuruyor. Kürtçenin (Zazaca Kürtçe değildir ve başlı başına bir dildir) resmi dil olmasını ve Türkiye’den ayrı “Kuzey Kürdistan”da “tüm hakların” tanınmasını istemektedir. Nihai amaçlarını ise PKK dışındaki Kürtçü particikler şöyle dillendiriyorlar: “Kürtçeyi öğrenerek büyüyen çocuklar, Kürt milletinin geleceğini örmede de temel taşları örmeye başlayacaklardır.” Yani Kürtçe bahane, sözde “Kürdistan” şahane!

TDK VE KÜRTÇE

Geçen günlerde Kürt Dil Platformu, Türk Dil Kurumu’nun (TDK) Kürtçeye ilişkin çalışmalar yapması talebiyle, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenledi.

Platform Sözcüsü Şerefxan Cizirî, TDK tarafından Diyarbakır'da bir 'Kürtçe şubesi' ya da Ankara'daki merkezde 'Kürtçe şubesi-kürsüsü' açılmasını talep ettiklerini söyledi. “Kürt kimliğinin ve dilinin hâlâ Anayasal güvenceye alınmamasının eşitlik, adalet ve demokrasi kavramlarıyla bağdaşmayan bir tutum olduğunu, Kürtlerin eşitlik duygularının insan hakları ve demokrasi temelinde güçlenmesi, doğal olarak kültür ve kimlik haklarının kabulünü görmeye başlamalarıyla mümkündür. Elbette ki, kültürel ve kimliksel varlığın en önemli belirtisi olan dilin önemini siz dil uzmanlarına anlatma niyetinde değiliz, amacımız adalet ve vicdanın dilini konuşturmaktır. Kürtler, Türkiye’de bütün kurumlarında kendini, kendi diliyle yaptıkları kültürel faaliyetleri görmek istiyor. Başka bir ifadeyle, kültürel ve kimliksel varlığının kabulünü, kültürel faaliyetlerle ve özellikle diliyle görmek istiyor” dedi.

TDK bünyesinde “Kürtçe şubesi” veya “Kürtçe kürsüsü” kurulmasını tartışmaya açmak yanlış bir önermedir. Zaten böylesi bir oluşuma TDK müsaade etmeyecektir. Kürt Dil Platformu, gerçekleşebilir önerilerde bulunmak yerine, Türk milletinin öznesi Türkçenin yanı sıra Kürtçenin de resmi dil statüsüne kavuşmasını amaçlıyor. Kısacası Türkiye’de Türk Dil Kurumu’yla (TDK) aynı statüye sahip “Kürt Dil Kurumu-KDK” oluşumunu dayatmaktadır.

Peki, Kürtçe ve Zazaca “kurum” oluşturulamaz mı? Bunun önünde herhangi bir yasal engel yoktur. Kürtçe kursların varlığı bilinmektedir. Ayrıca dernekler kanunu çerçevesinde kalarak “dil dernekleri” kurulmasını engelleyen bir şey de söz konusu değildir.

Mesele Kürtçe ya da Zazacanın öğretilmesi değildir. Açıklamalarına bakıldığında Kürtleri, Türk milletinin içinde değil, dışında göstermekte, “Kürt milleti” denilerek ve Türkiye – Kuzey Kürdistan denilerek bu ayrım konulmaktadır. İki dil, iki millet taktiğini uygulamada Kürtçe ve Zazaca kullanılmaktadır.

Kürt Dil Platformu sözcüsü Şerefxan Ciziri, “Kürtlerin dillerini korumak ve gelecek nesillere aktarmalarının onların en doğal hakları ve Türkiye’nin de en temel görevlerinden biri olduğunu” ifade etti ve platformun önerilerini maddeler halinde sıraladı. Bu maddeler içinde “Uluslararası Kürtçe Sempozyumu” düzenlenmesi önerisi dikkatimizi çekti. Bazı masumane maddelerin arasına serpiştirilen öneri, Kürtçenin uluslararasılaştırma projesinin parçası olduğu hemen göze çarpmaktadır.

DİL AĞI VE HEZ-KURD

Kürt Dil Platformu (KDP) Sözcüsü Şerefhan Ciziri başka bir Kürtçü siteye yaptığı açıklamada, “Kürt Dil Platformu ve Kürt partileri olarak anadili sorununu Kuzey Kürdistanlı Kürtlerin ana sorunu olarak belirlemeliyiz” dedi. Bu kesimlerin ağzından yurdumuz Türkiye, birlik, ortak dilimiz Türkçe gibi sözcükleri asla bulamazsınız. Silah ve siyaset üzerinden gerçekleşemeyen bölünme dil üzerinden yapılmaya çalışılmaktadır.

Kürt Dil Platformu alanında tek değildir. HÜDA-PAR ve HAK-PAR’ın yörüngesindeki Dil Ağı ve Hez-Kurd gibi oluşumlarda kuruldu. Marjinal Kürtçü partileri “Kürtçeler” bile birleştiremediğine göre sorunun böyle çözümlenmesi de mümkün görünmüyor. Türkiye Kürtçesi ve Türkiye Zazacası bölücülere değil, bize, Türkiye’ye aittir. Kürtçe ve Zazaca Kürtçülere bırakılacak kadar basit değildir.

PZK – Dil Ağı ve Hez-Kurd’dan yapılan açıklamalara Dersim Dernekler Federasyonu DEDEF de katıldı: “Seçmeli ders olarak ‘Zazaki / Kırmançki’yi seçin” çağrısında bulunan DEDEF, bölgecilikte başı çekenlerden.

Şerefxan Ciziri gelecek programlarında Ankara’yı ziyaret ederek yeni kurulan partilerin (DEVA-GELECEK vb) yetkilileriyle görüşeceklerini belirtti.

BİZİM TÜRKÇEMİZ

Hepsine birden; “çekin elinizi Kürdümüzün, Zazamızın yakasından ve düşün yakalarından” diyoruz. Sizler yüzünden Kürdümüz ve Zazamız zor günler geçirdi. Etnik ve dini bölünmeleri kışkırtan böylesi girişimler milletimizin birlik ve dirliğini bozuyor. Kardeşi kardeşe düşüren Kürtçülere, Zazacılara karşı çıkmak ve tecrit etmek her yurttaşımızın görevidir. Bu topraklarda etnik kökene dayalı siyaset yürütülmesine aman verilmemeli.

Türkiye, dil birliğini esas olarak sağlamış ve geri dönülmez bir biçimde süreç tamamlanmıştır. Türkçe dışında hiçbir dilin ülkemiz sathına yayılma ve ortak dil haline gelme şansı yoktur. Bu gerçeğin ışığında önerilerin getirilmesi birlik ve kardeşliği güçlendirir.

“Türkiye Cumhuriyeti‘ni Kuran Türkiye Halkına Türk Milleti Denir!“

“Türk de Biziz Kürt de Biziz, Hepimiz Türk Milletiyiz”!

- DEVAM EDECEK-

Son Dakika Haberleri