Türkiye'yi gelecekte neler beklİyor?
Atatürk'ün devrimci ve halkçı çizgisini 2010 yılından bu yana adım adım terk eden CHP, bölücü terör örgütü PKK ile bu seçimlerde ittifak yaptı.
CHP, AKP'nin ABD emperyalizmi ve NATO'nun siyasi-ekonomik yaptırımlarına direnemediği, planlı üretim ekonomisine geçilemediği, özellikle sıcak para beklentileri sonucunda liberal sisteme tam teslimiyeti ile ülkemizin siyasi ve ekonomik zaafa uğratılması, faizlerin ve enflasyonun yükselmesi, halkın satın alma gücünü kaybettiği koşullardan yararlanarak yüksek oy alabilmişlerdir.
Bilindiği gibi PKK, 40 yıldır ülkemizi bölerek sözde bağımsız bir Kürdistan kurma arzusu içindedir. Kurduğu HDP, DEM vb yasal partiler de bu yolun yolcusudur.
CHP ile PKK'nın "kent uzlaşısı" adı altında ittifak kurarak kendini daha güçlü hissedebileceği koşullarda PKK, ülkemizi bölme isteğinden vaz geçebilecek midir? PKK, Türkiye’nin topraklarını bölme amacından vazgeçse de, İsrail Siyonizm'ini güven altına almak için BOP çerçevesinde bölgemizde haritaları yeniden düzenlemek isteyen ABD emperyalizmi ve İsrail Siyonizmi, sözde büyük bağımsız bir Kürdistan kurulması hayalinden vaz geçer mi?
İLKELERİ YOK
CHP üst yönetiminin PKK ile kuracağı hükümet ya da birliktelik, ülkemizi her hâlükârda bölünmeye ve ABD emperyalizminin tamamen sömürgesi durumuna düşürmeye hizmet edecektir.
Esasen ne Cumhur ittifakının ve ne de CHP'nin etrafında kümelenen Atatürk karşıtı grupların ve partilerin Atatürk devrimlerini tamamlama arzu ve çabası söz konusu değildir. Cemaatler ve tarikatlar ile ABD ve NATO'nun desteği ile tam bağımsız, üreten ve büyüyen bir Türkiye hayaldir.
CHP'nin ve diğer partilerin, Atatürk'ün 1930'lu yıllardaki gibi bir programı, bu programa yön veren Altı Ok ilkesi yoktur. Bu seçimde de halkın sıkıntılarını ortadan kaldırmak, refahı yükseltmek, bağımsızlığı esas kılmak için ortaya koydukları çözüm yolları da söz konusu olmamıştır. Bu millî ekonomi ve bağımsızlık programı olmayan, ABD emperyalizmi ve NATO'ya teslim olan partilerden Türk Milleti'nin hayrına bir çözüm çıkmayacağı açıkça ortadadır. Altı OK'a dayalı Atatürk devrimlerini tamamlama mücadelesi 100 yıldır devam ediyor. Türkiye'nin, tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir ülke olabilmesi için Atatürk devrimlerine sarılmaktan başka bir çaresi de yoktur.
Her şeye rağmen, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nda temelleri atılan bağımsızlığının ve vatanın bölünmezliğinin teminatı, Türk milletinin hasletinde ve geçmiş tarihinde yatmaktadır. Türkiye’yi hiçbir güç, özellikle ABD emperyalizminin de dünya çapında mazlum milletler karşısında gerilediği şartlarda bölemeyecektir.