TÜRKSAT baskını sanıklarına ağırlaştırılmış müebbet istemi
Cumhuriyet savcısı Tüksat davasında esas hakkındaki mütalaasını açıkladı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT yerleşkesine giderek yayınları kesmeye çalıştıkları iddiasıyla 5'i sivil 16 sanığın yargılandığı davada, Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, avukatları ve yakınları ile müştekiler hazır bulundu.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Manga, asker sanıkların mahkeme aşamasında alınan beyanlarında, sanıklardan Eray Uçkun'un, kendisini "Şamil" olarak tanıttığı, bunun dışında sanıkların birbirleriyle tanışmadıklarını ve birbirlerini tanımadıkları söylediklerini, ayrıca suç mahallinde olmadığını beyan eden Fatih Arslan ve Melih Varol ile ilgili diğer sanıkların sessiz kaldıklarını belirtti.
Mütalaada, "Asker sanıkların kendi yaptıkları savunmalarında askeri tecrübelerinden bahsettikleri dikkate alındığında, daha önce birçok operasyona katılmış olmaları karşısında, bir kurumu ele geçirmeye gelen bir birlik gibi değil de sanki müze ziyaretine giden turist kafilesi acemiliğinde bulunduklarının kabulü, hayatın olağan akışına ters düşmektedir. Tam tersine, asker sanıkların suç işledikleri sırada tam bir fikir ve eylem birliği ile askeri hiyerarşi içinde hareket ettikleri kabul edilmiştir." ifadelerine yer verildi.
Mütalaada, asker sanıkların suç mahalline gelmeleri, helikopterden indikten sonra askeri hiyerarşiye göre görev dağılımı yapmaları, birbirleriyle tam koordinasyon içinde hareket etmeleri, suç mahallinde geçen zaman zarfında koordinasyonda en ufak aksama dahi yaşanmaması, sert direnç nedeniyle masum insanları şehit etmeyi dahi göze almaları karşısında, askeri sanıkların tüm suçu fikir ve eylem birliği içinde işlediklerinin kabul edildiği belirtildi.
Asker sanıkların suç işledikten sonra birbirlerini tanımadıklarını beyan ederek, tam bir inkar üzerine savunma yapmalarının da aynı fikir ve eylem birliği içinde olduklarını gösterdiği vurgulanan mütalaada, şu tespitler yapıldı:
"Asker sanıkların savunmalarını haklarında yakalama kararı çıkartılmış sanıklar üzerine kurmaları da aynı şekilde fikir ve eylem birliğini gösteren emarelerden birisidir. Asker sanıkların neredeyse tamamının savunmasında kendilerinin terör saldırısı, tatbikat gerekçesiyle TÜRKSAT'a geldiklerini sandıklarını beyan ettikleri ancak yapılan yazışmalar sonucunda, Silahlı Kuvvetler'in kendi tesisleri dışında tatbikat ve eğitim çalışması benzeri bir etkinlik yapmadığının anlaşıldığı, ayrıca terör saldırısı savunmasında tesiste görevli müştekilerin derdest edilmesi ve sanıkların tesiste bulundukları zaman boyunca bir terörist ile çatışacak gibi eylem içinde olmadıkları kamera kayıtlarından, bu kayıtlarla uyumlu müşteki beyanlarından ve sanıkların tevil yollu ikrarlarından anlaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle asker sanıkların TÜRKSAT tesisine geldiklerinde, askeri darbe merkezi tarafından kendilerine verilen görevin TÜRKSAT'taki yayınları kesmek olduğunu ve dirençle karşılaştıklarında tereddüt etmeden öldürme emri verildiği açıktır. Ayrıca, asker sanıkların, tesise gelirken herhangi bir kayıt tutulmadan kendilerine silah ve mühimmat verilmesi, kamuflajlarında kendilerini tanıtan ibarenin bulunmaması da bu karineyi desteklemektedir. Gecenin ilerleyen zamanlarında askeri darbenin başarısız olduğu anlaşılınca askeri sanıkların bazılarında bir pişmanlık ve suçluluk duygusunun da baş göstermeye başlaması, kendi beyanlarından ve kimi müşteki beyanlarından anlaşılmaktadır."
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET
Esas hakkındaki mütalaada, 9 asker sanığın, doğrudan hedef almaksızın ateş etme eylemleri, hedef gözetmeksizin, "sonucu ne olursa olsun" düşüncesiyle ateş açarak tesise girmeleri karşısında, olası kasıt içinde hareket ettiklerinin değerlendirildiği kaydedildi.
Tüm sanıkların, üzerilerine atılı suçları işlediklerinin, yargılama ve toplanan delillerden anlaşıldığı belirtilen mütalaada, tüm sanıkların Türk Ceza Kanunu'nun, "Anayasa'yı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs, hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve "silahlı terör örgütüne üye" olma suçundan cezalandırılmaları istendi.
Asker sanıklar için kasten öldürmek suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis de istenen mütalaada ayrıca, asker sanıkların nitelikli kasten öldürmeye kalkışma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, nitelikli yağma, mala zarar verme suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi talep edildi.
SANIKLARIN ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAAYA KARŞI DİYECEKLERİ SORULDU
Sanıklara mütalaaya karşı sözleri soruldu.
Haklarındaki suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, savunma için süre istedi.
SEGBİS ile bağlanan sanıklardan Osman Kemal Küçük, reddihakim talebinde bulundu.
Savcı Manga, Başkan İsmail Ademoğlu'na yönelik hakimin reddi talebinin, yargılamayı uzatmak amacıyla yapıldığı değerlendirildiğinden reddine karar verilmesini istedi.
Aranın ardından Mahkeme Başkanı Ademoğlu, sanıklar ve avukatlarına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesine ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildiğini açıkladı.
Sanık Küçük'ün, "reddihakim talebi"nin de yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddine karar verdiklerini belirten Ademoğlu, Milli Savunma Bakanlığının davaya katılma talebinin kabul edildiğini kaydetti.
Duruşma, 29 Mayıs Pazartesi'ye bırakıldı.