TÜSİAD’a The Economist benzetmesi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye’nin, TÜSİAD yöneticilerinin konuşmalarında ifade edilen hususları hak etmediğini belirtti. Tunç, “Sanki The Economist'in verdiği manşet gibi Türkiye hakkında kara propaganda yapmak ekonomimize fayda sağlamaz.” dedi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TGRT Haber'de katıldığı programda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Bakan Tunç, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras'ın ifadeye çağrılmasının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

"Bir gözaltı kararı olmadı. İfadeye çağırılma durumu var. Bundan sonraki süreçte soruşturma devam edecek. TÜSİAD yöneticilerinin konuşmalarında ifade edilen hususları Türkiye’nin hak etmediğini vurguluyoruz. TÜSİAD bir iş adamları derneği. Sivil toplum kuruluşları görüşlerini ifade ederken devam eden soruşturmaları etkilemeye yönelik örnekler verirseniz orada yargıyı etkilemeye yönelik durum söz konusu olabilir."

'GÖREVLERİ MUHALEFETİN BOŞLUĞUNU DOLDURMAK DEĞİL'

"Bir kısım belediye başkanları terörle ilgili soruşturma ve kovuşturmalar nedeniyle bir kısmı da başka suçlardan görevden el çektiriliyor. Anayasamızın 127., Belediye Kanunumuzun 45, 46, 47. maddeleri ortada." diyen Tunç şöyle konuştu:

"İçişleri Bakanlığına geçici görevden alma yetkisi verilmiş. Bu yetki kullanılıyor. Terörle ilgili soruşturması devam eden çok sayıda belediye başkanı var. Buralarda gözaltı, tutuklama kararı gerçekleşiyor. İçişleri Bakanlığı da kendi yetkisini kullanıyor. Kanunumuzdaki usullere göre hareket ediliyor. TÜSİAD başkanı başka ne söylüyor? 'Bir büyükşehir belediye başkanı konuşma yapıyor, kürsüden inince soruşturma açılıyor.' diyor. Bu doğru mu? Muhalefetin boşluğunu doldurmak TÜSİAD’ın görevi değil."

'TALİHSİZLİK'

"TÜSİAD’ın şunu söylemesi lazım aslında. 'Bu ülkede ihracat 360 milyar dolara ulaşmıştır. Biz bunu yeterli görmüyoruz.' demesi gerekir. TÜSİAD özellikle demokrasiye, hukuk devletine inanıyoruz diyorsa, ki geçmişine baktığımızda bunu söylemek de zor. Sanki The Economist'in verdiği manşet gibi Türkiye hakkında kara propaganda yapmak ekonomimize fayda sağlamaz. Geçmişteki amaçlarını biliyoruz. Bugün de aynı amacın nüksettiğini görüyoruz. İngiliz dergisinin yaptığı haberin aynısının TÜSİAD tarafından kürsüde okunması bir talihsizlik."

CHP'YE KURULTAY SORUŞTURMASINDA SON DURUM

CHP kurultayındaki şaibe iddialarıyla ilgili soruşturmanın hatırlatılıp, "CHP'ye kayyum mu atanacak?" diye sorulmasının üzerine Bakan Tunç şu ifadeleri kullandı:

"Devam eden bir ceza soruşturması var. CHP’nin delegelerinden oluşan bir kısım kişiler ifade vermek istediğini belirtmeye başladı. Sayın Özel'in kimseyi suçlamasına gerek yok. CHP delegelerinin ortaya attığı iddialar var burada. İfadeler alınmaya devam ediliyor. Soruşturma kapsamında ifade vermek isteyenler de var. Somut iddialar olursa deliller araştırılır. Soruşturma sonucunu beklemek lazım. Kurultayın iptali çok tartışılıyor. Önce önemli olan ceza soruşturması. Bunun sonucuna göre şekillenecek ayrı bir hukuk yargılaması gerektiren bir durum bu. Tedbir kararı reddedilmişti. Demek ki yargı delile göre karar veriyor. Tedbir kararı reddedildiğine göre demek ki burada bir önyargı yok."

'PAZARLIK SÖZ KONUSU OLAMAZ'

Bakan Tunç, DEM Parti'nin İmralı heyetinin, PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile 3. görüşmeyi yapmak için henüz talepte bulunmadığını belirtti. İmralı'dan videolu mesaj gönderileceği şeklinde iddiaların hatırlatılması üzerine Tunç şöyle konuştu:

"Mevzuatımızda bir hükümlünün video ile kamuoyuna seslenmesi gibi bir durum söz konusu değil. Burada yanlış anlamaları ortadan kaldırmak lazım. Hedefimiz ülkemizi terörden temizlemek. 40 yıldan bu yana terörle mücadele ediyoruz. Büyük kayıplarımız oldu. Binlerce şehit verdik. Terörün sonlandırılmasına odaklandığımız bir dönemi başlatalım istiyoruz. Burada iç cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım. Şehit ailelerimizi incitecek herhangi bir tutum içinde de olamayız. Terör elebaşısı bir açıklama yapacaksa bu açıklama terör örgütüne yönelik ve silah bırakmaya yönelik olacak. Burada herhangi bir pazarlık, al-ver süreci söz konusu olamaz."